15 Ekim 2014 Çarşamba

Aslında Müftü Bey De 'Cımbızı İyi Kullanmış'..

Samsun Müftüsü Hayrettin Öztürk "18 yaşındakinin zinasına karşı çıkamıyorsanız, 17 aylık bebeğe tecavüze karşı çıkmak timsahın gözyaşlarıdır" sözleriyle Türkiye'de gündeme oturdu.. Müftünün açıklamasının içeriğine bakınca, Türkiye'deki yozlaşma ve ahlaksal çöküş noktasına dikkat çektiği görülüyor. Yaptığı konuşmayı bir bütün olarak ele alırsanız da, kastını da anlamak mümkün.. Ancak;
Müftü Hayrettin Öztürk'ü Ankara'ya çağırtan Diyanet İşleri Başkanlığı'nın inceleme başlattığı o cümleyi konuşma metninin içine seçen de Müftü'nün kendisidir..

Yani 'cımbızla çekmişler, bu ihanettir' diyen Müftü de bana göre bir çok noktası yapıcı eleştirilerle dolu o konuşmasının içine 'en vurucu cümleyi yerleştirerek' cımbızla çekme işlemini kendisi de uygulamıştır.. Tek fark, 'Onun yaptığı, kendisinin dediği gibi ihanet değil, dikkat çekmek için kullanmıştır.. O cümle konuşma metnin içinde olmasa bugün Müftü Öztürk ne Ankara'ya çağrılacaktı, ne de yazısına inceleme başlatılacaktı..

Çünkü Müftü Öztürk'ün o cümleyi kullanması 'bir dini bilgiyi vermekten, gençliği, kamuoyunu aydınlatmaktan çıkmış', timsah gözyaşları yorumuyla 'birilerini de itham noktasına gelmiştir'.. Bu kanun koyucular da olabilir, hükümette.. O sözü nereye 'söylediğinin açıklamasını yine kendisi yapacaktır Sayın Öztürk'.. Öztürk, inceleme başlatılmasının ardından dünkü yaptığı açılamada "Bunu söylerken asla 17 aylık bebeğe tecavüz edenle 18 yaşındaki bir gencin zinasını eşit görmüyorum" diyerek bir düzeltme yapmıştır ama bu açıklama da 'ilk konuşmasının içinde olsa, tamamlayıcı olacaktı'..

Yapılan açıklamayı dün de ben tekrar ham haliyle okudum.. Arkadaşlarımızla yorum da yaptık.. Ve Müftü Öztürk'ün ilk yaptığı açıklamada cımbızla çekip, yazısının içine oturttuğu o cümlelerin adeta 'cımbızla alın dercesine' yalın ve yorumsuz bırakıldığını' söyleyebilirim.. Yani ihanet noktasına katılmıyorum..

Müftünün sözlerinin kastı aştığını düşünüyorum.. Ancak; Samsun Müftüsü Hayrettin Öztürk'ün, Türkiye'deki bir çok müftünün ve din görevlesinin yanında 'fikirlerini daha açık, daha net söylediğini' bu nedenle de 'kamuoyunda tartışılacak' ortam oluşturmasını 'olumlu bulanlardanım'.. Çünkü 'kamuoyunu aydınlatmayan, makam masasında hiç bir şey yapmadan, fikir bile üretmeden' onlarca bürokratın yanında 'Bir müftü olarak oldukça göz önünde olan bir isimdir'.. 'Konuşan, konuşturan, düşündüren, beyin fırtınasına yol açan, bir din adamı olarakta' farklı buluyorum..

Kendisinin de daha önceden açıkladığı gibi 'Basını pek sevmese de', basında da yer almadan edemiyor.. Ama hocam, 'basına hem malzeme verip, hem de ihanet demeni' kabul etmiyorum.. Çünkü burada tek cımbız yok.. Cımbızla koymuşsunuz, gazeteci de cımbızla almış.. Olay budur..

/A.Yener CABBAR
15 Ekim 2014

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder