Ragbi, iki takım arasında oval bir topun el ve
ayaklarla kontrol edilerek sayı yapılması esasına dayalı olarak oynanan takım
oyunu. Anavatanı İngiltere olan Ragbi, sonradan İngiliz sömürgelerine
yayılmıştı. Avustralya, Yeni Zelanda, Güney Afrika, Galler, İrlanda, İskoçya ve
Fiji’de çok ünlenen bu oyun; 1945 yılında Türkiye’de kurulan Ragbi Ligi ile
başlamış, ancak kısa ömürlü olmuştu. Daha sonra 1999’da kurulan Ragbi 2007’de
ilk turnuvayı yaptı. Çoğumuzun pek bilmediği ama yaklaşık iki asırlık bir spor
olan ragbideki Samsun başarısı övünç kaynağımız.
1919 Samsun Ragbi Kulübü kadınların ardından
erkeklerde de Türkiye şampiyonu oldu. Kimsenin el uzatmadığı, kulüp başkanı
Mehmet Taşkın ve arkadaşları ile sporcuların gayretleriyle elde edilen başarı
Samsun’a mesaj olmalı. Neden mi? İmkansızlıklara rağmen elde edilen
şampiyonluk. Bu şampiyonluk küçümsenmemeli. Kimsenin el uzatmadığı, hiçbir
katkı sağlamadığı bu gençler, deplasmanlara otobüsle gitti. Otel paraları
olmadığı için yolculuk ettikleri otobüslerde uyuyarak maça çıktılar. Paraları
olmadığı için doğru-dürüst beslenemediler. Buna rağmen önce kadınlar takımı
şampiyon oldu. Ardından erkekler. Zor elde edilen şampiyonluk büyük bir sevinç
yaşattı. Bu sevinci yaşayanlara ortak kaç Samsunlu olabildi ki?
Çoğu ragbinin ne olduğunu bilmedi, hatta duymadı. Ragbiyi
bilenler de 1919 Samsun Ragbi Kulübü’nün şampiyonluğundan bihaber. Haber
Gazetesi ragbiye önem verip sayfalarına taşımasaydı; kimsenin haberi
olmayacaktı. Diyeceksiniz ki; oldu da ne oldu? Doğru, Türkiye şampiyonu olan
gençleri Samsun’a gelişlerinde bir karşılayan mı oldu? Onları kutlayan mı? Hadi
bugüne dek pek bilinmeyen bu spor dalına ilgi duymadığımızı kabul edelim. Şampiyonluk
da mı anlaşılamadı?
Anlaşılmasına anlaşılmıştır da kutlama gereği dahi
duymayan Samsun’un önde gelen yöneticileri, ‘Bunu da başımıza bela etmeyelim’
düşüncesiyle mi umursamaz davranıyor? Belediye başkanlarımız nerede? Gençlik ve
Spor Bakanımız Suat Kılıç bu gençlerimizin başarısından haberdar mı? Haberdar
ise kutlaması gerekmez mi? Gerekir. Sadece bunlar değil, daha çok şey gerekir. Uyanabilir
ve önemine binaen hareket edebilirsek. Ne dersiniz?
12.06.2013
/Avni DEMİR
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder