29 Kasım 2012 Perşembe

Keşke 'Herkes İşini İyi' Yapsaydı, Samsun Kazanacaktı..

Eti Bakır'da yaşanan ve 5 işçinin hayatını kaybettiği olayda, facia kazaya yol açan nedenler kamuoyunda tartışılırken, aslında gündeme gelmeyen bir de olayın farklı bir boyutu var.. Herkes işini düzgün ve yeterince yapsaydı, sorumluluğu bilebilseydi, Samsun için kazançlı bir yatırım hayata geçmek üzereydi.. Çünkü Eti Bakır İşletmeleri, bakır üretiminde elde ettiği amonyakı kullanabilmek için 'gübre üretimine geçiyordu'.. Yani Samsun'un Toros Gübre'den sonra ikinci bir gübre fabrikası daha olacaktı. Bu Samsun'a ekonomik katkı demek, bu kente istihdam demekti..  Ve eğer bu facia yaşanmasaydı, belki de Samsun, ikinci gübre fabrikası haberleriyle gündeme gelecekti..

Ama olmadı.  Böylesine büyük bir facianın yaşandığı olay 'gündeme düştü'.. O zaman da yatırım yerine 'faciayı hazırlayan nedenler' konuşulmaya başlandı.. O amonyak tankının yapıldığı yerden, iş ve işçi güvenliğine kadar alınan ve alınmayan tüm tedbirler, olumsuzluklar ve sonuçları '5 evin ocağını söndürdü'..  Taşeronun taşerona işi pas etmesi, Yeni Yapı Denetim Kanunu'ndan muaf olması, hatta Makine Mühendisleri Odası Başkanı Kadir Gürkan'ın söylediği gibi, "Rüzgar bile hesaplanmalıydı' sözleri, böyle bir inşaatın ne kadar teknik detaylarının olduğunu ortaya koyuyor..

Şu an cezaevinde olan teknik işlerden sorumlu mühendis inşaat için 'özel bir firmadan istihdam edilmiş' ancak, yapı denetim için bir mühendis olması gerektiği 'gözden kaçırılmış olmalı'.. Eti Bakır'ın gübre fabrikası kurmak için işi ihale ettiğini hatırlatan Kadir Gürkan, oradaki sorun 'denetimsizlik' gibi görülüyor diyor ve ekliyor; "İş kaynak işi. O nedenle o işten anlayan bir mühendis arkadaş görevlendirilmiş.  Ama elindeki ruhsatla Yapı Denetim'den muaf olduğu için o yapı denetimci bir mühendis de olmalıydı. Bunu taşeron firma gerekli görmeliydi. Ama bu noktada projeye ruhsatı veren belediye de gerekli denetimleri yapmalıydı'...

Buraya 'sorumlular şunlardır bunlardır' diye alt alta yazmaya gerek yok'.. Kamuoyu bunu zaten anlayabiliyor.. Çünkü yetki, sorumluluğu da beraberinde getiriyor.. Yani işveren işi ihale ettikten sonra... Herkes işini düzgün ve hakkını vererek yapsaydı, projeye ruhsat verilmeden önce yeterli inceleme yapılsaydı, inşaat sırasında denetim işin önemine ilişkin sürdürülebilir olsaydı, iş ve işçi güvenliği için önlem de alınmış olsaydı; bugün bu facia yaşanmamış olabilirdi. Ve Samsun Türkiye'nin en büyük dev amonyak tankını ve yakında hizmete girecek olan 2. gübre fabrikasını konuşuyor olabilirdi..

Keşke, bunu konuşuyor olsaydık.. Keşke, herkes işini doğru yapsaydı da böyle bir facia yaşanmasaydı.. Samsun yeni bir yatırım kazansaydı.. Ve çok önemli bir ayrıntı.. Bu keşkeleri, Allah korusun başka bir faciada yeniden yaşamamak için, Ocak 2012'de yürürlüğe giren Yeni Yapı Denetim Kanunu'ndan muaf olmak için 2010'da alınan binlerce inşaat ruhsatını yeniden gözden geçirmek gerekir.. 'Sırf denetimden kurtulmak için' alınmış o ruhsatlarla şimdi yüzlerce bina yükseliyor.. Ve hepsi Yeni Yapı Denetimi'nden muaf..

Yani eski metodlarla, belediyeden aldığı 'rutin inşaat ruhsatlarıyla' özel denetçi olmadan, iş ve işçi güvenliği denetimi olmadan 'dev binalar yükseliyor ya da yükselecek.. Çünkü o ruhsatlar 5 yıl geçerli.. Samsun'daki belediyelerin dikkatini çekmek istiyorum.. Zemin, kullanılan malzeme konusunda denetimleri eksik etmeyin.. Samsun Çalışma Müdürlüğü de 'o ruhsatlarla iş yapılan inşaatlarda' iş ve işçi güvenliği açısından denetimlerini sürdürmeli..

Çünkü, arkadaşlarımızın aldığı rakama göre, 2010'da yasa çıkmadan önce Samsun'da da Türkiye'de 'inşaat ruhsatı patlaması olmuş'.. Nerede boş arsa var, "buraya inşaat yapacağız deyip, belediyelerden ruhsatlar alınmış'.. Belediyelerin kasasına trilyonlarca lira girmiş..  O yüksek borçların bir çoğu bu şekilde ödenmiş ama iş riski ortada.. Denetim yoksa, risk vardır. Bu kadar  basit..

29.11.2012
/A.YENER CABBAR

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder