13 Eylül 2012 Perşembe

Biraz Köylü Olmak Lazım…

Bu hafta sizlere, Karadeniz Bölgesinin mahalli gazetelerindeki köşe yazarlarından bir tanesinin köşe yazısından bahsetmek istiyorum. Yazının başlığına bakarak şaşırmayın! Yazarın işlediği bu konu, yıllardır benim de köşemde yılmadan işlediğim başlıklar.

Yazımda ne demiştim, teknolojinin hızlı gelişmesi köylümüzü asli görevinden uzaklaştırdı diye serzenişte bulunmuştum. Toplumun temel taşı olan köylü, pazarlarda organik olarak ürettiği patlıcanları, domatesleri, salatalıkları, marulları sıra sıra süslerdi. Bu ürünler pazarlarda mis gibi kokardı. Şimdi köylünün pazarlardaki yerini pazarcılar paylaştı. İnsan eski günleri arar oldu.

İşte köşe yazarlarından meslektaşım Erkan Başkıran, köylülerimizin üretimi ağır ağır bıraktığından, zararlarını da görmeye başladığımızdan bahsederek bu zarar gelecekte daha fazla olacak diyor. Yazar Atatürk'ün “Köylü milletin efendisidir.”sözünü dile getirerek, üretici kesime bazı mesajlar yolluyor. Diyor ki:

Köylülerin toplumun ve ülkenin yapı taşları olduğunu vurgulayarak, ürettikleriyle toplum ve ülkeyi ayakta tutan köylü için ne oldu da köylü çoğunluğu kaybolmaya başladı?

Sizce de gerçekleri söylemiyor mu? Fındık hasatı bitmek üzere. Peki fındıkları kim topladı? Bakın yazar nasıl ifade ediyor: Eskiden üretici fındığı kendi ve aile fertleri, konu komşu desteğiyle veya gündelikçi ile toplardı. Yaklaşık on beş yıldan beri durum çok farklı. Bahçeleri ithal işçiler toplamaya başladı. Bahçelerde Gürcistanlı, Suriyeli, Ermenistanlı ve Güneydoğu illerinden gelen işçilerin sesleri yükseliyor.

Peki üretici nerede? Üreticinin nerede olduğunu siz düşünün. Ne oluyor? Bölgede kalması gereken fındık ekonomisinin yarısı, bu işçilerle dışarı gidiyor.  Kazanmamız gereken parayı böylelikle başkalarıyla paylaşmış oluyoruz.  Sonrası…

“Fındık kazandırmıyor!” diye bas bas bağırıyoruz. Buna hiç de hakkımız yok. Gelecek günler daha zor olacak. Fındıktan yüzümüzün gülmesini istiyorsak, bence biraz köylü olmak lazım.

Yarınınız bugünden güzel olsun.

/Yetkin KARAMOLLAOĞLU
13/9/2012

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder