29 Eylül 2012 Cumartesi

Aşık Kemali Bülbül’ü Yolcu Ederken

Dı dıt. Dı dıt! Cep telefonuma mesaj geldi. Açıyorum. Bakıyorum. Okuyorum:
“Halk edebiyatına şiirleri ve yazılarıyla önemli katkılarda bulunan samsun’un yetiştirdiği halk ozanı aşık kemali bülbül’ün vefatının üzüntüsünü yaşayorum. Değerli büyüğümüz aşık kemali bülbül’e allah’tan rahmet. Kederli ailesine sabır diliyorum. Halkımızın başı sağolsun. İlkadım belediye başkanı necattin demirtaş.” Gönderen: N.DEMİRTAŞ Alındı: (yok) 08.50 23.09.2012 Telefonumu kapattım. Kahvaltı masasından kalktım. Canım sıkıldı. Bir sigara yaktım. Yazarlar Derneği Başkanı Ahmet Seven’i aradım. Cenazesinin Büyük Cami'de kılınacak öğle namazına müteakip Kıranköy Mezarlığı’ndaki kabristanına defnedileceğini öğrendim.

Şiirlerini bildiğim. Kendisi ile sohbetler ettiğim Aşık Kemali Bülbül artık aramızda yoktu.  Halk edebiyatına ömrünü adamıştı.  Halk Ozanlarını Tanıtma ve Eserlerini Yaşatma Derneği'nin başkanlığını yapmıştı. Arkasında şiirler- halk edebiyatı ile ilgili yazılar bırakmıştı.  Yayınlanmış kitapları vardı.  “Kırık Sesler” adlı eseri ilk hatırladığımdı.  Hümanizm ve mistisizme dayalı şiirler yazmaktaydı.  “Torun” ve “Vicdan Sesi” adlı mahalli gazeteleri çıkarmıştı.  

Oğlu Akif Bülbül, Türkiye Gazetesi'nin Ankara Haber Müdürlüğü'nü yapmaktaydı. Kendisi ile tanışmak hiç nasip olmamıştı. Aşık Kemali Bülbül ile zaman zaman şiir hususunda tartışacak gibi olmuştum.
”Sanat vaaz ve irşat için hutbe minberi değildir” demiştim.  Bana kızmıştı. Ama belli etmemişti. 84 yaşındaki büyüğümle bendeniz de tartışmaya pek girmemiştim. En son görüşmemizde “Geleneksel Halk Ozanları Şenliği’ne kendisini ne zaman davet edeceğimi sormuştu.” “Sazını al gel, Aşık Veysel’den de söylersin.” demiştim. İki hemşehri kucaklaşıp gülüşmüştük. Elini öpüp yanından ayrılmıştım. En son görüşmemiz böyle olmuştu.
***

Büyük Cami avlusuna geldiğimde tabutun başında durdum. Dualar okudum.
***

Cenazesi kalabalıktı. Prof. Dr. Seyit Ahmet Ağaoğlu ve Samsunlu Sanatçılar Derneği Başkanı Ömer Umutlu ile karşılaştım. Başsağlığı diledim. Tanıdıklarla merhabalaştım. Burhan Taş Hocamla kucaklaştım. İlkadım Belediye Başkanı Necattin Demirtaş ile tokalaştım. Kemali Bülbül’ün kitabını yayınladığı için kendisine teşekkür ettim. Kültür ve sanat hizmetlerinin artarak sürmesini istedim.
***

Cenaze namazını kıldık. Tabutunu kalabalık bir grup omuzlarımıza aldık. Kemali Bülbül’ün “Vay Halime Vay” şiirinden mısralar geldi o an aklıma:

Halıdan yumuşak gelir teneşir
Kimi ağlaşır kimi söyleşir
Kemali Bülbül’ü dört kişi taşır.
Kurtulmak hünerse vay halime vay.
  ***

Halk edebiyatına katkıları olmuş olan değerli büyüğüm Aşık Kemal’i bülbül’ü saygıyla anıyorum. Kederli ailesine, dostlarına, akrabalarına, arkadaşlarına ve sevenlerine baş sağlığı diliyorum. Halk edebiyatının başı sağolsun…

29.09.2012
/Ersin ERGE

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder