29 Ocak 2013 Salı

Terme Toprakları Tarım Dışı Arazi Mi?

Borasco Elektrik Üretim Sanayi’nin müracaatı üzerine  EPDK 25.04.2008 tarih ve EÜ71583-5/1149 sayılı üretim lisansını Çarşamba’da kurulması planlanan 899,37 MVVm/890,40 MVVe kurulu gücündeki doğal gaz yakıtlı kombine termik santrali için  veriliyor.Dolaysıyla EPDK’nın vermiş olduğu söz konusu lisans Çarşamba ilçesinde yapılması planlanan termik santrali  için söz konusu şirket adına verilmiş oluyor.

30.07.2010 tarih ve 481 sayılı olur ile Borasco firmasına verilen lisansta tadilat yapılıyor ve böylece lisans OMV Samsun Elektrik Üretim Sanayi ve Tic.A.ş adına çevriliyor. Diğer yandan Çevre ve Orman Bakanlığı  16.03.2009 tarih ve 168 sayılı işlemle Borasco tarafından inşa edilecek “Samsun Doğalgaz Kombine Çevrim Santrali” projesi için ÇED olumlu kararı veriliyor. ÇED raporunun en önemli hükümlerinden birinin de, bölge halkının proje ile ilgili bilgilendirilmesine yönelik “Halkı Bilgilendirme Toplantısı” hükmü kitabına uydurmak maksadı ile tıpkı icra ilanlarının herkes tarafından duyulmaması için tirajı olmayan gazetelerde yayınlanması  misali, firma yetkililerinin oluşturduğu birkaç kişi ile yapılıyor ve zabıt tutuluyor. Bu toplantıda bulunması gereken bölge halkı ve STÖ’ler gazetelerden bu toplantının yapıldığını öğreniyorlar.

Diğer önemli  konu ise , EPDK tarafından Borasco firmasına Çarşamba’da üretim tesisi için izin veriliyor. Ancak bilahare üretim tesisi aynı lisans ile Terme’ye kaydırılıyor. Bu durum aynı zamanda Danıştay’ın yürütmeyi durdurma kararının gerekçelerinden biri oluyor. Yani bir bina yapacaksınız. Samsun’dan bir örnek verecek olur isek, Canik ilçesi sınırları içinde inşaat yapmak için ruhsat alıyorsunuz. Yapacağınız binanın yanında ve yakınında bulunanlar “dur bakalım kardeşim bu binayı buraya dikemezsin” diyorlar ve pılınızı pırtınızı toplayarak gidiyorsunuz binanızı aynı ruhsat ile İlkadım ilçesine bağlı bir alanda yapıyorsunuz.

EPDK bununla yetinmiyor. Terme yöresi halkına ikinci bir gol daha atıyor. Anılan firmaya lisans verilebilmesi için ÇED kararı zorunlu olduğu halde, bu hükümde rafa kaldırılıyor. Böylece 1.sınıf tarım arazileri,fosil yakıt kullanılarak çalışacak olan santralden çıkacak olan zehirli gazların esaretine terk ediliyor. Ayrıca denizden alınacak soğuk suyun ısıtılarak tekrar denize bırakılacağından balıklar ve diğer deniz canlılarının da ölümüne bizzat devlet eli ile davetiye çıkarılıyor.

Terme ve yöresindeki vatandaşlarımıza her ne kadar takımımız küme düşse de iki golde Samsun Valiliğinden yiyor. Birincisi yetkisi olmadığı halde firmaya ÇED raporu olmadan özel bir yetki ile tesisin faaliyete yani inşasına başlayabilecekleri kararını veriyor. İkincisi ise İl Tarım Müdürlüğü yetkililerince hazırlanan 24.12.2008 tarihli Etüt Raporunda arazinin çevresinde tarım dışı amaçla kullanılabilecek alternatif alanın bulunmadığını Toprak Kuruma Kurulunun kararını ön plana sürerek tezgaha alet oluyor. Arazinin tarım dışı amaçla kullanılabileceği yönünde Samsun Tarım İl Müdürlüğü 27.02.2009 tarihli yazı ile olumlu görüş bildiriyor. Burada da elbette bir Ali Cengiz oyunu oynanıyor. Çünkü Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı ( Tarım ve Köy İşleri Bakanlığı)  16.02.2009 tarih ve 2921 sayılı kararıyla arazinin tarım dışı amaçla kullanımına iznini hangi gerekçeler ile verdiğinin bir izahı yok. Sanırım konunun o dönemdeki uzmanları Terme’nin Kozluk ilçesinin deniz tarafındaki fındıklık alanı değil, Güneydoğu bölgemizdeki Batman ilçesinin arazi şartlarını gözlemlemiş oldukları ortaya çıkıyor.

44.4061 hektarlık arazinin tarım dışı amaçla kullanılmasına izin verilmesi hakkındaki 05.02.2009 tarihli Toprak Karuma Kurulu kararını uygun bulan Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı 16.02.2009 tarih ve 803-2921 sayılı işleminin iptali istemiyle TMMOB Ziraat Mühendisleri Odası tarafından , Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığına karşı açılan davanın reddi için Samsun 2. İdare Mahkemesi 09.06.2010 tarih ve E: 2009/678, K: 2010/641 sayılı kararı, Danıştay 8. Dairesinin 22.03.2011 tarih ve E:2011/1774 sayılı kararıyla bozuluyor. Bilahare Samsun 2. İdare Mahkemesi”nce anılan bozma kararına uyulmayarak ilk kararda ısrar ediliyor. Sonuçta İdare Mahkemesi”nce verilen bozma kararına uyulmayarak davanın reddi için ilk kararda ısrar edilmesine ilişkin bir karar veriliyor. Şimdi ası üzerinde durulması gereken konu bize göre Toprak Koruma Kurulunun asli görevlerinin başında  arazilerin korunması,geliştirilmesi ve verimli kullanılmasına ilişkin önlemler alması gerekirken,Terme’de hangi kriterler ile bu bölgenin tarım dışı arazi olarak kullanılmasına uygundur hükmüne vermiş olmasıdır.

Tarım arazilerinin amaç dışı kullanımının 13.maddesinde “Mutlak tarım arazileri, özel ürün arazileri, dikili tarım arazileri ile sulu tarım arazileri tarımsal üretim amacı dışında kullanılamaz” hükmü yer almaktadır. Bakanlığın izni ile valiliklere verilen yetkide sadece alternatif alan bulunmaması ve kamu yararı gözetilmesi amacı ile sınırlı izinler verilmektedir. Aslında olayın püf noktası buradadır. Tarım arazileri ancak alternatif alan bulunmaması ve kurulun uygun görüşünün alınması ön koşulu ile kullanılabilir. Bölgede alternatif bir alan bulunup bulunmadığı acaba devlet görevlilerince mi yoksa, OMV yetkilileri ile birlikte kol kola mı yapılmıştır. Santralin tesis edildiği alan hangi kriterlere göre tarım dışı arazi olarak belirlenmiştir.

Bu konu ile ilgili detaylı açıklamalarımız sürecektir.

/Süleyman SALUR
29 Ocak 2013

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder