Çocuğa ait temel hakları sık sık gündeme getirme
sorumluluğu, gelecek atölyesi adını taşıyan bir köşenin önemli bir ahlaki
sorumluluğudur. Asarcık’ta Çocuk olmak, Salıpazarında Çocuk Olmak farklı
motifler midir bilmiyorum ama temel haklar açısında nerede durmaktadır? Bu
nokta üzerinden bilgi oluşturma sorunsalı, ciddi bir sorumluluk gibi duruyor.
UNİCEF bir süredir Sosyal Politika, Çocuk Hakları
Konusunda Bilinçlendirme ve İzleme başlıklı bir çalışma yürütüyor. Yoksulluk ve
sağlık hizmetlerine erişim gibi kentsel eşitsizliklere ilişkin veri ve
analizler, kadın ve çocuklar için bu önemli temel hizmet sunumlarının
iyileştirilmesine yönlendirmekte yetersiz kalmaktadır temel gerçeğinden yola
çıkan bir proje. Bu projenin temel amacını Sosyal Politika, Çocuk Hakları
Konusunda Bilinçlendirme ve İzleme başlığında, veri oluşturulmasına ve
analizine yönelik kurumsal kapasitenin geliştirilmesi hedeflenmektedir. Böylece
çocukların ve kadınların hakları konusunda daha sağlam bilgiler edinilecektir
şeklinde tanımlamışlar. Bugüne dek elde edilen sonuçları şu başlıklar altında
altında sıralamışlar:
*Parlamento, okullarda, topluluklarda ve evde kız
ve erkek çocuklara yönelik şiddet konusunda iki araştırma yaptırmıştır. Bu
araştırmalardan elde edilen bulgular ve sonuçlar, kadınlara ve çocuklara
yönelik şiddet konusunda Başbakanlıkça hazırlanan genelgeye katkıda
bulunmuştur. *Çocuk yoksulluğu, 9. Ulusal Kalkınma Planında, Ortak Katılım
Belgesinde ve diğer stratejik hükümet belgelerinde ulusal öncelik taşıyan bir
sorun olarak kabul edilmiştir.
*Taslak halindeki ombudsmanlık yasasında çocuk
şikayet mekanizması oluşturulması da öngörülmektedir. *2007 yılı süresince
başında çocukların yer aldıkları 81 ildeki çocuk hakları komitelerinden 25’i
çocuk haklarına ilişkin bilinç ve duyarlılık kampanyası gerçekleştirmiştir. *Çocuk
Dostu Medya Ağının kapasitesi, çocuklarla ilgili konularda yayınlanan 3000’i
aşkın haber ve yazıyla artmıştır.
Bu değerli çalışmalar farkındalık yaratma ve sürece
katılım açısından temel yaklaşımda değişiklik ve ilerleme sağlamıyor ne yazık
ki. Temel anlayış ATLI SPOR KLÜBÜ yaklaşımından öteye gidemiyor.. Asarcık’ta,
Ladik’te, Vezirköprü’de çocuk yoksulluğunu engelliyemiyor. Çocuk hak
ihlallerini, çocuk istismarını azaltmıyor.
Devlet İstatistik Enstitüsü’nün Nisan 2004
tarihinde kamuoyuna açıklanan Yoksulluk Araştırması’na göre gıda ve gıda dışı
yoksulluk ölçütüne göre ülkemizde yoksulluk oranı %22 dolayındadır. Bu
rakamlara göre çocukların da en az % 20’si yoksuldur ve bu ortalama yoksulluk
oranı, bölgeler arasındaki eşitsizliği yansıtmamaktadır. Ülkemizde de yoksulluk
çocukların aç kalmasına (Beş yaş altındaki çocukların % 12’sinde kronik beslenme
yetersizliği vardır ve yoksullukla doğru orantılı olarak doğu bölgesinde bu
oran %23’e kadar çıkabilmektedir), daha çok ölmesine ( 2003 verilerine göre
bebek ölüm hızı binde 29, beş yaşaltı çocuk ölüm hızı ise binde 37 ’dir), anne
karnında beslenememesine (Bebeklerin % 15’i düşük ağırlıkla doğmaktadır), temiz
içme suyuna ulaşamamasına (Nüfusumuzun % 17’si temiz içme suyundan yoksundur),
daha fazla sigara dumanına maruz kalmasına ( ülkemizde babalar yılda 2068 adet
sigara içmektedir), okul öncesi eğitim alamamasına, sağlık hizmetlerine
ulaşamamasına neden ollmaktadır. (Bogaziçi Sosyal Formu). Aklıma işten
atılanların çocukları geliyor sessizce.
Ve öneriler bir bilimsel makaleden olsun istiyorum.
Gerçek bilim olmaktan, bilim gerçek olmaktan hızla uzaklaşıyor zihnimde.
Kelimeler bir öneri olanın ötesinde anlamlandırılamadığı bir ATLI SPOR KLÜBÜ
toplumunda, temel inkar üzerinden bir yanıltma oluyor ve kayboluyor hafızamda.
UNICEF Direktörü Carol Bellamy belirttiği gibi Bu
durum iki soruyu akla getiriyor. Birincisi, çocuklara fayda sağlamayacaksa
ekonomik gelişme neye yarar?" ve "İkincisi de, niye bu kadar çok ülke
çocuk yoksulluğunu ölçmeyi beceremiyor? Şu cümleyi de yazmalısın diyor kalem.
Ve yazıyorum : Samsun evrensel hak temelli sosyal devlet yaklaşımı
çerçevesinde, çocuk yoksulluğu ile mücadele programına ihtiyaç duymaktadır ve
acilen çocuk yoksulluğu ölçmelidir. At şaha kalkarsa ne yapmalıyız?
/Cem ŞAHAN
09 Ocak 2013
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder