Dünkü yazımda “Sayın Murzioğlu ne üzülsün ne de
utansın” demiştim. Samsun’un gerçekleriyle yüzleşirken utanılması ve üzülmesi
gereken husus; dış ticaret değildir, üretimdir ve bu kentin üretimin asıl itici
gücü olan yatırım teşvik tedbirlerinden mahrum bırakılmasıdır. O mahrum
bırakılmaya seyirci kalınması, karşı çıkanların susturulmak istenmesi ve
hepsinden de acı olanı teşviksizliğe alkış tutulmasıdır.
2004 Yatırım Teşvik Tedbirleri açıklandığında bu
şehirde yaşananlar ilgili ve duyarlı herkesin hafızasındadır ve bugünkü
sıkıntılarımızın temelinde o günkü teslimiyet yatmaktadır. Bazıları siyasi
nedenlerle, bazıları neme lazım düşüncesiyle sessiz kalmış, bazıları da “yerel
rakipler yaratır” dar zihniyetiyle Samsun’un teşvik kapsamına alınmasına
açıktan karşı çıkmıştır. Dönemin TSO Başkanı rahmetli Adnan Sakoğlu’nun
telefonla bağlandığı ve benim hazırlayıp yönettiğim bir televizyon programında
“teşvik eski sanayicilere haksızlık olur” sözü hala kulaklarımdadır. Kendisi de
yıllar sonra “hayatındaki en büyük hatalardan birisinin o programa bağlanmak
olduğunu” samimiyetle itiraf etmişti. Ne yazık ki Samsunlu bazı sanayiciler
ülke genelinde büyüme gayreti yerine kentte büyük kalmanın kolaylığını
seçmişlerdir. Bu kentte büyük kalmanın kolaylığı; hem onları büyüyebilecekleri
kadar büyütmemiş hem de bu kentin önünü tıkamıştır.
Samsun, bugün sıkıntı yaşıyorsa ve hala olması
gereken yerden çok uzaklardaysa ve bazılarının siyasi ve ticari söylemlerinin
aksine ileriye değil geriye gidiyorsa; bunun temelinde üretimsizlik yatar.
Samsun üretemediği için büyüyemiyor. Ticaretinin arkasında üretim olmadığı için
önündeki muazzam coğrafyayı yeterince değerlendiremiyor. Buna rağmen Samsun’un
dış ticarette özellikle de son yıllarda yakaladığı ivme hiç de fena değildir.
Samsun’da yerleşik 206 firma 2011 yılında 135
ülkeye 441 milyon dolar ihracat gerçekleştirmiştir. Samsun iller arasında 23.
sıradadır. Bu rakam da, bu sıra da yeterli değildir. Ancak Samsun son sekiz
yılda büyük bir ivme yakalamış ve sıçrama gerçekleştirmiştir. Önemli olan ve
gelecek için bana umut veren de, “Sayın Murzioğlu ne üzülsün ne de utansın”
dememin ardındaki sebep de budur.
İhracat tutarı 2003-2011 arasında Türkiye’de %
185.5 artarken Samsun’da % 692 artmıştır. Arada Samsun lehine neredeyse dört
misli bir fark vardır. İhracattaki artış 2010/2011 döneminde de görülmektedir.
Söz konusu dönemde Türkiye ihracat artışı .37 artarken Samsun’da artış % 60.35
olmuştur. Samsun’un Türkiye ihracatındaki payı da aynı dönemde %0.12’den % 177
artarak % 0.33’e yükselmiştir. İyiye gidişi gösteren bir başka rakam daha:
Samsun’da ihracatın ithalatı karşılama oranı 2003/2011 döneminde % 34.5’ten %
46.6’ya yükselmiştir.
Bu rakamlar küçük rakamlardır, bu kentin
potansiyelini yansıtmaktan çok uzaktır ama grafiğin ucunun hep yukarıya oluşu
ve daha da önemlisi Samsun rakamlarının Türkiye ortalamalarının çok üstünde
oluşu; hem sevindirici hem de umut vericidir. İnancım o ki, bu kent üretim
darboğazına sokulmamış olsaydı bugün dış ticarette çok daha önlerde olurdu.
Yakın süreçte teşvik tedbirleri revize edilecektir. Umarım ve dilerim ki, bu
kent eskiden gösteremediği birlikteliği ve hak arama iradesini bu sefer
gösterir ve hak ettiği teşvikleri almayı başarır.
29.01.2013
/Osman KARA
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder