18 Kasım 2011 Cuma

Araştırmanın Gösterdikleri

Ekonomi dergisi Kapital’in geleneksel “Türkiye’nin En Büyük Bin Özel Şirketi Araştırması” bizi üzse de acı gerçeğimizle yüzleşmemiz için bir fırsat olabilir. Gerçi pek umudum yok ama eğer böyle olabilirse ne ala. Yok tersi olur, zamanımızı bundan önce olduğu yine “körler sağırlar birbirini ağırlar” misali karşılıklı nutuklarla geçirmeye devam edersek de hem bu kente hem de bu kentin siyasetçilerine, aydınlarına, yerel ve genel yöneticilerine, kanaat önderlerine meslek temsilcilerine ve onlarla birlikte onlara umut ve bel bağlayan insanlarına yazık olur.     

Rakamlar siyasetçileri ısrarla ve inatla yalanlamakta ve fakat siyasetçiler de daha fazla bir inat ve ısrarla tam aksini söylemektedirler. Rakamların Samsun’u inkâr edilemeyecek güzellikteki makyajın altında tam bir tükenmişliği ortaya koyarken kimi siyasetçiler ve yandaşları “yükselen yıldız Samsun” palavrasıyla bu halkı resmen kandırıyor üstelik bu hayal tacirleri gerçekleri dile getirenleri de büyük bir pervasızlıkla “felaket tellalı” olmakla suçlayabiliyorlar.

Acı gerçek şudur: Samsun kabuk değiştiriyor, Samsun makyaj tazeliyor ama Samsun büyümüyor. Çünkü laf ürettiği kadar hatta onun onda biri kadar “artı değer” üretmiyor. Onun için de büyüyemiyor.

“Beş organize sanayi bölgesi” söylemi hoştur, güzeldir ama ne yazık ki gerçek değildir. Tıpkı “Samsun üretiyor dünya tüketiyor” söylemi gibi. O da hoş bir reklamcı buluşudur ama hepsi o kadardır. Devamı olan “Samsun’da Var Samsun İçin Al” kampanya uygulamasının hazin sonu acı gerçeğimizin teşhirine yardımcı olmaktan öte hiçbir ekonomik ve moral fayda sağlamamıştır. Hatta yapılan uygulama adına teşhir edilen malların niceliği ve niteliği “ürettiklerimiz bunlar mı” sorusunun gündeme gelmesine ve halkta ciddi bir moral bozukluğuna neden olmuştur.

Bunları yazmak bir Samsunlu olarak beni üzüyor. Ama bir hemşeri, bir gazeteci ve bir aydın olarak işimiz ve hatta görevimiz bu. Gerçeklerle yüzleşmek ve halkımızı yüzleştirmek.

Geldiğimiz nokta ne kadar kötü olursa olsun sahip olduğumuz potansiyel de o kadar büyük ve o potansiyelin bize sunduğu ufuklar da o kadar aydınlıktır. Başka hiçbir ilin sahip olmadığı bir coğrafi konum ve -kim ne kadar inkar ederse etsin- ta Cumhuriyeti ilk yıllarından başlayan ciddi yatırımlar ve insani birikimler kentidir Samsun. Yeter ki, şu veya bu duygularla, şu veya bu kıskançlıklarla geçmişe sövmek, geçmişi yok saymak hastalığından kurtulalım ve yeter ki bugünün dünün değerleri üzerinde var olacağını ve yükseleceğini akıldan çıkartmayalım. Ve bir de artık şu organize sanayi bölgeleri gerçeğine doğru ve dürüst bir fener tutalım. Neyi ıskaladığımızı, bunan sonra neyi ve nasıl kazanabileceğimizi doğru tespit edelim. Markalaşmanın kokteyller ve sloganların hafiliğiyle ve savurganlığıyla değil ciddi araştırma, planlama ve yatırımlarla gerçekleşeceğini aklımızdan çıkamayalım.

Bu arada, Samsun’un “Türkiye’nin En Büyük Bin Özel Şirkti” arasına giren firmalarını, onların sahipleri, yöneticileri, teknik elemanları ve emekçilerini yürekten kutluyor, önümüzdeki yıllarda yeni firmalarımızla birlikte çok daha yukarılarda görmeyi diliyorum.

18.11.2011
/Osman KARA

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder