Kent Müzesi açılalı kaç ay oldu bilmiyorum. Nicedir
gezip görmek istiyordum. Kısmet dünkü güneymiş. Aslında daha önce bir kaç kez
niyetlendim. Gittiğimde bakım ve temizlik günüymüş, kapısından dönmek zorunda
kalmıştım. Önceki gün Kent Kültür Merkezini gezdim. Samsun'da sanatsal
etkinliklerin gerçekleştirilebileceği bir mekan olmuş. İki önemli salonu ile
sahne sanatlarının gösterisi için AKM, ÖMÜ ve Gazi Sahnesine mahkum olmaktan
kurtaracak Samsunlu sanatçıları.
Samsun, sahne sanatlarının yapılabilmesi için
gerekli alt yapının olduğu ender Anadolu kentlerinden birisidir. Oda
Tiyatrosunun kapatılmasından sonra Kemal Vehbi Gül tarafından ‘çöpçü’ bile
yapılan adaşım rahmetli Ragıp Erdem'in tiyatronun mermer tabelasını '’Bir gün
açılır'’ umuduyla aylarca yatağının altında sakladığını bilirim. Vedat Yılmaz'ın
Samsun'a kazandırdığı Gazi Sahnesi, Samsunlu sanatçıların gönlünce sanatlarını
icra ettikleri bir mekan oldu. Büyükşehir Belediye Başkanı Yusuf Ziya Yılmaz,
kongre ve konferansların da kolaylıkla gerçekleştirilebileceği Kültür ve Sanat
Merkezini aslında sahne sanatları için planlamış. ''Belki Devlet Tiyatrolarını
getiririz'' diyor, bu niyetini anlatabilmek için.
Kültür ve Sanat Merkezini gezdikten sonra ''Kent
Müzesini gezmek te bize farz oldu artık'' diyerek dün sabah kapısına dayandım. Peşin
olarak şunu belirtmeliyim. Müzeye gelmekte geç kalmışım ben. Bir şey kaçırdığım
için söylüyorum. ''Bu güzelliği daha önceden
görmeliydim'' diye hayıflanıyorum. Yaşadığım kentin belki bir kısmını
bildiğim ama çoğunu unutmakta olduğumu fark ettiğim bir çok özelliğine yeniden
tanıklık ettim. Misal, mübadeleyi anlatan bölüm. Bana hiç de yabancı olmayan
Rumeli Türküleri çalıyordu. Dede’mden ve onun ablası rahmetli Bektaş Hala
(Fatma Aktaş)' dan 45 sene önce dinlediğim mübadelenin hikayesini bir kere daha
anımsadım.
Tütün koçanları vardı Osmanlıca yazılan.
'’Aralarında Dede’min koçanı var mı acaba? Keşke Osmanlıca bilseydim'' diye
düşündüm önce. ''Fark etmez hepsi bizden nasıl olsa'’ dedim sonra. Rahmetli
Çolak Sebahattin’in Demirspor takımı adına kazandığı kupayla büyük bir
fotoğrafı karşılıyor sizi müzeye girişte. ''Yazık olduğunu düşündüğüm'' Arap
Kurtuluş ve İmdat Usta da aynı karedeydi bir başka Demirspor fotoğrafında ki,
ikisi de Samsun'un yetiştirdiği yetenekli ama hak ettikleri şansı bulamadığına
inandığım futbolcularındandı.
Samsunspor tarihini anlatan bir salon da var. Girişteki
salonda Demirspor lokalindeki düğünlerde çekilmiş fotoğraflar var. O yaz
düğünlerini ve doyumsuz yaz eğlenceleri gözünüzün önünde sergileniyor. Yerel
Tarih Gurubunun da müzeye çok katkı verdiğini anladım. Bir teşekkür borcumuz
var Kenan Hazneci ve arkadaşlarına. Demem o ki dostlar. ''Keşke'' dememek için
Samsun Kent Müzesini ziyaret edin isterim.
/Ragıp GÖKER
01 Ağustos 2013
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder