1 Ağustos 2013 Perşembe

Kent Müzesi

Kent Müzesi açılalı kaç ay oldu bilmiyorum. Nicedir gezip görmek istiyordum. Kısmet dünkü güneymiş. Aslında daha önce bir kaç kez niyetlendim. Gittiğimde bakım ve temizlik günüymüş, kapısından dönmek zorunda kalmıştım. Önceki gün Kent Kültür Merkezini gezdim. Samsun'da sanatsal etkinliklerin gerçekleştirilebileceği bir mekan olmuş. İki önemli salonu ile sahne sanatlarının gösterisi için AKM, ÖMÜ ve Gazi Sahnesine mahkum olmaktan kurtaracak Samsunlu sanatçıları.

Samsun, sahne sanatlarının yapılabilmesi için gerekli alt yapının olduğu ender Anadolu kentlerinden birisidir. Oda Tiyatrosunun kapatılmasından sonra Kemal Vehbi Gül tarafından ‘çöpçü’ bile yapılan adaşım rahmetli Ragıp Erdem'in tiyatronun mermer tabelasını '’Bir gün açılır'’ umuduyla aylarca yatağının altında sakladığını bilirim. Vedat Yılmaz'ın Samsun'a kazandırdığı Gazi Sahnesi, Samsunlu sanatçıların gönlünce sanatlarını icra ettikleri bir mekan oldu. Büyükşehir Belediye Başkanı Yusuf Ziya Yılmaz, kongre ve konferansların da kolaylıkla gerçekleştirilebileceği Kültür ve Sanat Merkezini aslında sahne sanatları için planlamış. ''Belki Devlet Tiyatrolarını getiririz'' diyor, bu niyetini anlatabilmek için.

Kültür ve Sanat Merkezini gezdikten sonra ''Kent Müzesini gezmek te bize farz oldu artık'' diyerek dün sabah kapısına dayandım. Peşin olarak şunu belirtmeliyim. Müzeye gelmekte geç kalmışım ben. Bir şey kaçırdığım için söylüyorum. ''Bu güzelliği daha önceden  görmeliydim'' diye hayıflanıyorum. Yaşadığım kentin belki bir kısmını bildiğim ama çoğunu unutmakta olduğumu fark ettiğim bir çok özelliğine yeniden tanıklık ettim. Misal, mübadeleyi anlatan bölüm. Bana hiç de yabancı olmayan Rumeli Türküleri çalıyordu. Dede’mden ve onun ablası rahmetli Bektaş Hala (Fatma Aktaş)' dan 45 sene önce dinlediğim mübadelenin hikayesini bir kere daha anımsadım.

Tütün koçanları vardı Osmanlıca yazılan. '’Aralarında Dede’min koçanı var mı acaba? Keşke Osmanlıca bilseydim'' diye düşündüm önce. ''Fark etmez hepsi bizden nasıl olsa'’ dedim sonra. Rahmetli Çolak Sebahattin’in Demirspor takımı adına kazandığı kupayla büyük bir fotoğrafı karşılıyor sizi müzeye girişte. ''Yazık olduğunu düşündüğüm'' Arap Kurtuluş ve İmdat Usta da aynı karedeydi bir başka Demirspor fotoğrafında ki, ikisi de Samsun'un yetiştirdiği yetenekli ama hak ettikleri şansı bulamadığına inandığım futbolcularındandı.

Samsunspor tarihini anlatan bir salon da var. Girişteki salonda Demirspor lokalindeki düğünlerde çekilmiş fotoğraflar var. O yaz düğünlerini ve doyumsuz yaz eğlenceleri gözünüzün önünde sergileniyor. Yerel Tarih Gurubunun da müzeye çok katkı verdiğini anladım. Bir teşekkür borcumuz var Kenan Hazneci ve arkadaşlarına. Demem o ki dostlar. ''Keşke'' dememek için Samsun Kent Müzesini ziyaret edin isterim.

/Ragıp GÖKER
01 Ağustos 2013

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder