26 Ağustos 2013 Pazartesi

Samsun Turizm Kenti Olacakmışşşş.

İki hafta önce “Yabancıların gözü ile güzelleşen Samsun” başlıklı bir köşe yazısı yazmıştım.O yazımda özellikle dışarıdan gelen ziyaretçilerin Samsun’un güzel yerlerini gezdikleri için son yıllarda yüzeysel olarak güzelleşen Samsun’a hayran kaldıklarını yazmıştım.

Bunları yazarken de okuyucularımın ama diye başlayan itirazlarının olacağını biliyordum ve amalarınızı lütfen kendinize saklayınız, onlara da sıra gelecek demiştim. O yazıyı kaleme aldığım günlerde yazdıklarımı yalanlarcasına yağan sağanak yağmur,Atakum’u bir kez daha perişan etmiş ve o benim sözünü ettiğim makyajını silip süpürmüştü. Son yıllarda Samsun’un uğradığı haksızlıklar ve hemen her konuda diğer illerin gerisinde kalışımızın etkisiyle, sorunları azalan ve gelişen bir Samsun görmek isteyen Samsun sevdalılarınınbu yüzeysel güzelliklerle tatmin olmayacağını bende biliyordum ama öte yanda da, “Bu kentte hiç mi güzel bir şey olmuyor? Diyenler vardı.

Üzülerek söylemek gerekirse, her konuda olduğu gibi bu kentte sadece güzellikleri görüp, en ufak yanlışın söylenmesine dahi hoşgörüsü olmayanlar ile en ufak yanlışın üzerine giderken, yapılan güzel işleri görmezden gelenler, resme iki yönü ile birlikte bakamayacak kadar ayrışmışlardı. Bu girişten sonra yazımın konusu olan”amaya” gelelim. Geçtiğimiz günlerde gazetelerde boy- boy yer alan gezi ilanlarına göz atarken gördüğüm bir ilan yüreğimi dağladı.

Lüks transatlantik türü bir gemi fotoğrafının da yer aldığı ilanda,Lüksgemi ile yapılacak Karadeniz gezisinin duyurusu ve programı yer alıyordu. Gezi programı İstanbul’dan başlayıp, Sinop, Trabzon, Sochi diye devam ediyordu.Karadeniz Bölgesi’nin en güzel, en büyük kenti diyerek yere göğe koyamadığımız Samsun ne yazık ki, turizm firmalarının programlarına giremiyor.

Samsun, otobüslerle düzenlenen Karadeniz Bölgesi gezi programlarına dahi konaklamalı olarak giremiyor. Turların geçiş güzergâhında olduğu için biraz da zorunlu olarak Samsun’a kısa süreli uğrayıp, Doğu Karadeniz Bölgesi’nin hemen her köşesinde konaklayarak gezilerini sürdürüyorlar.

Cumartesi günü tanık olduğum bir olay, tur şirketlerinin Samsun’a bakışlarını çok güzel anlatıyordu.
Akşamüzeri eczaneme gelen orta yaşlı İstanbullubir çiftin otobüs turu ile Karadeniz gezisinden dönüş yaptıkları sırada Samsun’a uğradıklarını ve Bandırma Vapuru ile Atatürk Anıtı’na götürüldükten sonra kendilerini şehir gezi yapmaları için iki saat süre ile serbest bıraktıklarını öğrendim.

Gazi Müzesi’nden, Etnografya Müzesi’nde sergilenen Dünyada eşi bulunmayan Amisos takılarından haberleri yoktu. Sahil Yolunu da kendi çabaları bulmuş ve çok beğenmişlerdi. Samsun’un yeni gelişen Atakum’u ve Atakum sahilinde ki kafe ve eğlence yerlerini de görmemişlerdi. Teleferikle Amisos Tepesine çıkıp Samsun geçmiş tarihinden izleri de görmemişler, Samsun pidesi ile tanışmamışlardı.

Batı Parkı gezip büyük paralar harcanarak yapılanları zaten hiç duymamışlardı. Bunların gösterilmemesine çok hayıflandılar ama buraları kendi imkânları ile de olsa görmeye zamanlarının olmayışına daha da çok üzüldüler. Kendilerine Gazi Müzesi’nin anlamını söz edince görmek istediler. Eczanemin hemen yanı başında ki müzeye kendi personelimin eşliğinde gönderdim. Dönüşte çok etkilenmişlerdi ve “Eğer burayı görmeden gitseydik yazık olacakmış, 19 Mayıs’ın Samsun için anlamı ve simgesi burasıymış” sözleri, bir Samsunlu olarak beni bir kez daha Samsun’un sahipsizliğine isyan ettirdi.

Samsun’u denizden gezip görmek için yaptırılan Samsunum 1 gemisinden bu tur şirketlerini haberdar edemiyorsak, ne işe yarar bu gemi. 4-5 yıl kadar önceydi. O dönemlerde SAM-SEV’İN Başkanlığını yapıyordum. Buna benzer bir olay nedeniyle Karadeniz Turları düzenleyen büyük bir tur firması ile birebir görüşmüş ve Samsun’u sadece, o da geçişlerde iki saatlik süreyle programa almamalarının nedenini sormuştum.
  
Daha sonra bir başka firma ile yaptığım görüşmede de aldığım cevap aynıydı. “Samsun’da hiçbir yetkili bize yardımcı olmuyor” diyorlardı. Otobüslerinin kent içine sokulmadığını, girebilselerde Gazi Müzesi yöresinde park yeri bulamadıklarını, Samsun’da yapacakları geziler de otobüsleri için belirli yerlerde konaklama yerlerinin bulunmadığını söylüyorlardı. Artık çok sayıda ve her yıldızda otelimiz de var. Ama değişen bir şey yok. Uzun yıllar Turizmciler dernek başkanlığı yapan ve Samsun turizmine katkı sağlayan turizmci dostum Mustafa Yavuz ile de konuştum. Bu konuda O’nun görüşlerini aldım. İşte O’nun söyledikleri; “Samsun’un tanıtımı için profesyonel bir destek alınmalı, tanıtım için bir şirketle anlaşılmalı veya tanıtım konusunda profesyonel insanlar istihdam edilmelidir. 
 
Zira yapılan pek çok çalışma var ama sonuç istenilen gibi, olmuyor. Bu işte tur operatörlerinin, profesyonel rehberlerin de eksikleri var. Kendilerini yenilemiyorlar. Yeni yerleri tanımıyorlar. Yerel yöneticilerin yaptığı çalışmalara, Ticaret ve Sanayi Odası da katkı sağlamalıdır.  Bu nedenle Samsun Tanıtım Stratejisi mutlaka gözden geçirilmeli, eksikleri tespit etmeli ve en hızlı şekilde sonuç alınabilmesi için revize edilmelidir.”

Çıkan sonuç, Samsun her konuda olduğu gibi bu konuda da birlik olamıyor ve ortak bir eylem planı uygulanamıyordu. Turizm firmaları bu programları iki yıl önceden belirliyor ve biraz da yerel yöneticilerin ve o kentte ki özel sektörün desteği ile planlıyorlardı. Yıldızlı otelleri sıralıyoruz, Samsun’u yüzeysel de olsa güzelleştiriyoruz ama bunları görmek ve Samsun’u gezmek için gelen turlara bunları anlatamıyoruz.  Samsun’da konaklattıramıyoruz. Lobiciliği bir türlü öğrenemedik.
  
Kendimiz çalıp, kendimiz oynuyor ve yaptıklarımızla övünerek şov yapıyor, kendi insanlarımızı kandırırken, çevre illerimizden gelen insanların beğenileri ile yetinip duruyoruz. Kentimizin güzelliklerini pazarlayamıyorsak, yakınmaya da hakkımız olamaz. İki de birde, “Samsun Turizm Kenti oluyor” Müjdelerini veriyoruz ama hala,“19 Mayıs” gibi bir misyona sahip bu kente marka arayışına girişenlere dur diyemiyoruz. Hangi olumsuzlukla karşılaşsak, karşımıza çıkan sonuç hep aynı; Samsun’un sahipsizliği…  

Samsun’un tanıtımını yapacak Atatürk Anıtı maketi, panoları ile çeşitli tanıtım objelerini üreten SAM-SEV’E bu ürünleri Samsun’a gelen ziyaretçilere ulaştırabileceği bir yer sağlayamayan, en kolay konuklara ulaştırıldığı Gazi Müzesi ve Bandırma Vapurunda ki satış stantlarını dahi kaldırtan bu kentin yönetim anlayışı ile turizm kenti nasıl olunur anlayamıyorum. Yukarıda anlattığım turların Samsun’u da programlarına almalarının yolunu bulamayanlar, Rusya’nın KlosnodarLiman kentine uçak seferleri düzenlemeye kalkışıyorlar.

Samsun’u istediğiniz kadar yüzeysel olarak güzelleştirin, istediğiniz kadar yabancı ülkelerin şehirleri ile kardeş şehir yapınız. Eğer bu kenti bir Eskişehir yapamıyorsanız, Eskişehir’i yönetenlerin izlediği yolu izleyip gezi turlarının programına Samsun’u aldıramıyorsanız, Samsun’u Turizm Kenti yapamazsınız. Binlerce işçinin çalıştığı işyerlerinin kapatılmasına seyirci kalan, Samsun’da yeni işyerlerinin açılışına zemin yaratacak teşvik yasası dışına itilen tek Karadeniz Bölgesi kenti olmasına suskun kalan anlayışla, Turizm kenti falan olamayız, kimse kendini kandırmasın. İki hafta önce ki yazıma itiraz ederek ama diyenlerin söylediği o kadar eksiğimiz var ki, yazmakla bitecek gibi değil. 

Bu eksiklerimizi gidermek için işe önce “Sahipsiz Samsun”imajını değiştirmekle başlamalıyız diye düşünüyorum.  İyi bir hafta dileğiyle..

/Sadi SUBAŞI
26 Ağustos 2013

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder