11 Ağustos 2012 Cumartesi

Ak Parti’nin Samsun’a Kazığı

Bilen bilir Samsun Büyük Şehir Belediye Başkanının ilk icraatı ile başladığım muhalefetim hala devam etmekte… Bunu söylerken ne kişisel bir hesabım ne de kendisiyle bir tanışıklığım var mümkün mertebe birbirimizden kaçıyoruz. Hep şunu söyledik bu zihniyette olan siyasetçilerin ömrü bitmiştir, onun ki de bitmişti fakat maalesef AKP Samsun teşkilatının ister beceriksizliği, ister basiretsizliği, ister korkaklığı, siz ne derseniz bilemem, bir alternatif üretememiş olması Başbakanı ona mecbur etti ve bu da Ak Partinin Samsun’a attığı en büyük kazık oldu. Bu bitmesi gereken zihniyete karşı oluş gerekçelerimizden başlangıç olan 2 meseleyi tekrar hatırlayalım;

Birincisi Büyük Camii önündeki alt geçit, dönemin belediye başkanı rahmetli Muzaffer Önder oraya bir alt geçit yapmak için kara yollarına müracaat ediyor, cevap olarak orası deniz seviyesinin altında oraya alt geçit yapılamaz deniliyor. Bu cevabı alan başkan bu projeden vazgeçiyor sonra seçim geliyor Muzaffer Bey seçimi kaybediyor yerine gelen belediye başkanının ilk icraatı o alt geçidi yapmaya çalışmak ve yüzüne gözüne bulaştırmak oluyor ve bir iddiaya göre en az kamuyu 7 trilyon zarara uğratıyor. Ve o şahıs Muzaffer Bey başkanken Büyük Camiinin önüne alt geçit yapmak istediğinde karşı çıkan ama kendisi seçilince ilk yaptığı iş o olan bu günkü belediye başkanıdır. Şimdi bu işi yapan insanın iyi niyetli olduğunu düşünebilir miyiz?  

İkincisi ise mobil santral olayı; o günlerde önce Dalaman sonra Bartın’ın kabul etmeyip reddettiği mobil olmayan, ama adı mobil olan santrali şehirde hiç kimseye sormadan, hiç kimseye tartıştırmadan, gizlice Samsun’a davet edip kurduran insanda bu başkan. Yıllardır görüldü ki bu şehri çok dar bir kadroyla hiçbir konuda hiçbir uzmanın, hiçbir kurumun fikrini almadan kafasına göre yönetiyor. Hadi yönetiyor doğru ve güzel işler yapsa oda yok. Gerçi millet yıllarca yapılan süslemeleri, makyajları, heykelleri yeterli bir hizmet diye algıladı memnundu ama sonuç hepsinin öncelikli işler olmadığı ortaya çıktı.

Esas hizmet yağan yağmuru denize ulaştırabilmek, şehre dışarıdan yatırımcı çekebilmek, şehrin emin insanı olup her konuda insanlarla konuşabilmek, yapılan hizmet varsa bunları bilboardlarla değil milleti hizmete katarak duyurmak. O ne yaptı, her kesle kavga etti her kurumla çatıştı ve şehrin yerinde saymasına sebep oldu. Diğer şehirler gelişince bizi geçtiler zaten bir şehir göç veriyorsa o şehrin geliştiğini iddia etmek ya iş bilmezlik yada kötü niyetin göstergesidir.

Bu zihniyet öyle bir zihniyet ki milleti 2 yerde hatırlıyor 1 oy verecekken 2 vergi verecekken seçim çalışmaları sırasında bir sitede sunum yapan başkana konuşması bitince bir vatandaş soru sormak istemiş, soru almıyoruz diye soru sorulmasına müsaade etmemişler ve orayı terk etmişler, yani vatandaşı kendilerine soru sormaya bile layık görmeyen bir zihniyetten bundan fazlasını beklemek saflık olur. Üzülüyoruz bu zihniyetteki insanların bu şehirde yıllarca nasıl idarecilik yapıp tekrar seçilebiliyorlar.

Samsun’da Büyük Şehir Belediyesinin yaptığı ya da yapması gerekirken yapmadığı işleri yazmaya kalksak sayfalara sığmaz buna gerekte duymuyoruz görülüyor ki, bu zamana kadar gerçekleri yazan söyleyen birkaç kişinin dışındaki şehrin yazar çizeri de gerçekleri gördü doğruları yazmaya başladılar bu durum bu işin sonunun geldiğini gösteriyor. Milleti kandırmak için artık Samsunum 1 gemisi de fayda etmeyecek.

Son seçimde bütün partilere uyguladığı Ak Partide siyaset yapmazsam sizde yaparım taktiği, iki yüzlülüğü geçen seçim tutmuştu bu seçim yemez bu taktikte artık onu kurtaramaz Ak Parti yada Başbakanda bu konuda bu şehre artık kazık atmaz, atamaz diye düşünüyoruz atarsa ne olur biz yanlışları yazmaya, söylemeye devam ederiz millet de dövünmeye, sövünmeye, her yağmurda çileye, bodrum ve zemin kattakilerde yaşamak için nöbet tutmaya devam eder.

11 Ağustos 2012
/Adnan ÖZ

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder