19 Haziran 2012 Salı

Sahillerdeki T’ler

Yıllar öncesi birileri çıktı güzelim sahillerimizle oynamaya başladı. Taş yığınlarından sahillere T’ler yaptı. O dönemde sormuştuk bu T’ler neyin nesi? Kimileri ciddi biçimde cevap veriyordu, kimileri de ‘Ti’ geçiyordu. T’leri yapanlar sahili kurtarma adına yaptıklarından söz ediyordu. İyi de sahilimizde bir şey yoktu ki.  ‘Olacak’ dercesine ‘var’ diyorlardı.

Nitekim oldu. T’ler sahillerimizin kemirilmesini sağladı. T’lerin çoğalmasına zemin hazırladı. Bilinerek yapılırcasına. O yıllarda İsmail Başaran ile Trabzon’a gidiyorduk.  “Nedir bu T’ler?” diye sordum, sevgili Başaran’ın esprili cevabı ‘Trabzonspor’ olmuştu. ‘Hayır’ diye itiraz etmiştim.  ‘Olsa, olsa Takoz’ deyivermiştim.

Gerçekten de Karadeniz’in takozu oldu. Önceki gün Taflan sahiline bakıyordum da o güzelim kumluğun yerini dökülen taşlar almış. Sahil tamamen katledilmiş. Adeta savaştan çıkmış hale getirilmiş. Yazık çok yazık.

Yapılmak istenen nedir, bilemiyorum ama sahilleri karaya çevirmenin bir yolu gibime geldi. Bilindiği gibi Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Yapı Denetimi Taslağı hazırladı. Bu taslakta ‘Kıyı ve dolgu alanları’ ile ilgili maddeler yer alıyor. Bu maddelere Mimarlar Odası sert tepki gösterdi. Başkan Selami Özçelik, yerel yönetimlerin devre dışı bırakılacağını, sahillerin peşkeş çekileceğini ve Samsun’daki dolgu sahalarının imara açılacağını öne sürdü.  Yani kıyılar şekil değiştirecek. Kıyıların özgün durumlarına darbe vurulacak. Bütün bunlar para için yapılacak.

Mimarlar Odası Başkanı Selami Özçelik, olumsuzlukları dile getirirken, engel olunması yönünde bence ağırlıklarını koymalı. Aksi taktirde Samsun sahilsiz kalır. Hırçın Karadeniz’in intikam almasına dek. Yanılıyor muyum, ne dersiniz?


Üretici ne yapsın?

Ülkemizin önemli ovalarından biri de Çarşamba Ovası. Bu ovada özellikle fasulye üreticisi şaşkın durumda. Neden mi?  Üretici ürettiği fasulyeyi toplatabilmek için işçiye günde 40 lira ücret ödüyor.
Bir işçi günde ortalama 70 kilo fasulye toplayabiliyormuş.  Toplatılan fasulye traktör römorklarına yüklenerek Çarşamba Hali’ne getiriliyor. Getirilen fasulyeye burada verilen kilo fiyatı 30 kuruş. Bir işçinin bir günde topladığı 70 kilo fasulyeye böylece 21 lira fiyat veriliyor.

 ‘Zararın neresinden dönülürse kardır’ diye düşünen üretici toplatılmasına 40 lira ödediği fasulyeyi 21 liraya satmak zorunda kalıyor. 70 kilodaki 19 liralık zarara üretim maliyetleri ve nakliye dahil değil. Şimdi eğri oturup, doğru konuşalım. Üretici ne yapsın? Zararı ne denli karşılayabilir? Üst üste 2-3 yıl zarar eden üretici fasulye eker mi?

Alternatif ürün arayışları da üreticiye kazandırmayınca ne yapmalı? Bana sorarsanız, üreticinin yapabileceği ki, çoğu köyde o yapılmış durumda tarlasını zorunlu nadasa bırakacaktır. İhtiyaç da tarım ülkesi olmamıza rağmen ithalatla sağlanır hale gelecektir. Bu plansız-programsız üretim yapmanın bir sonucudur.

Köylü plan-program yapmaktan yoksunsa tarım kuruluşlarımız ne güne duruyor? Bugün Çarşamba’da fasulye üreticisinin başına gelenler, yarın Bafra’da biber, domates, salatalık, kavun, karpuz üreticisinin başına gelmeyeceği ne malum? Kısacası hiçbir şeyde çekidüzen vermeyi beceremiyoruz. Faturasını ödeyemez hale gelirsek, sorumlusu kim olacak? Yorum sizin.


Bu yollar ne olacak?

Dün bir yolcumuzu otogara bıraktıktan sonra Derecik’ten Büyükşehir Belediyesi Huzurevi önünden, Balaç’a, buradan da Türk-İş’e indim. Hay inmez olaydım. Yoğun araç trafiğinin yaşandığı bu yol, köy yollarından çok çok kötü. Bu yöreler de belediye sınırlarındaymış. Yani Atakum Belediyesi’ne dahil.

Yaz geldi, yol çalışmasına falan rastlayamadık. Bırakın sokakları, bulvarlar kaderiyle baş başa. İster istemez, “Hani Büyükşehir Belediyesi?” diye kendi kendime sordum. Bu koca bulvarlar ara sokak görüntüsünden kurtarılmayacak mı? Büyükşehir Belediye Başkanı Yusuf Ziya Yılmaz bu yollardan hiç mi geçmedi? Geçmediyse geçmeyi düşünmüyor mu? Geçtiyse bu yolu bu yaz yapmayı düşünmüyor mu? Bu yol otogar, Ankara, İstanbul ve diğer yörelerden gelenleri Atakum’a ulaştıran yol oluvermiş, hem de kendiliğinden.

Gelip geçenlerin tepkisi bir yana, Büyükşehir Belediyesi’nin uğrattığı hayal kırıklıkları bir yana. Yerel seçimlere yaklaşmakta olduğumuz şu dönemde Büyükşehir Belediyesi’nin cadde ve bulvar yapımlarındaki duyarsızlığı AK Parti’ye zarar verecek gibime geliyor. Yoksa Başkan Yılmaz, aday olmayacağı için mi pek önemsemiyor?
Ne dersiniz?
/Avni DEMİR
19.06.2012

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder