9 Ekim 2011 Pazar

Samsun'da İşin Kolayına Kaçmak

Samsun, kimi zaman tersaneler şehri olacağı ile aldatıldı, kimi zaman da turizm kenti olacağı ile. Samsun aradan geçen bunca yıla rağmen ne turizm kenti oldu, ne de tersaneler şehri. Samsun, Türkiye'de umut tacirliğinin yapıldığı kentlerin başında geliyor. Samsun'un bu duruma gelmesinde de en büyük pay; bu kenti Ankara'da temsil eden iktidar partisi milletvekilleri ile onların işbaşına getirdiği il ve ilçe yönetimlerine ait.

Samsun'u parlamentoda temsil eden iktidar partisi milletvekillerinden uzatmalı olanlarla, il yönetiminin ileri gelenlerinden bazıları vatandaşın gözünün içine baka baka sanki vatandaşla dalga geçer gibi açıklama yapmaktan geri durmuyor. Bazıları da, yazılı basında yer alma adına sırf açıklama yapmış olmak için açıklama yapıyor. Neymiş efendim, falan konuda işler şu şekilde olmalıymış. Türkiye'nin bilmem ne sorunu şu şekilde çözülebilirmiş…

Beyler, beyefendiler; dokuz yıldır iktidarda olan parti sizin partiniz değil mi? Sizler iktidar partisine mensup değil misiniz? Zaman zaman basın açıklamalarınızda belirttiğiniz konuların çözümüne ilişkin o değerli görüşlerinizi partiniz sahiplenmiyor mu? Falan filan sorunlar şu şekilde çözülmeli diyeceğiniz yerde çözsenize kardeşim! Siz o sorunları çözecektiniz de; birileri dur, sakın çözme diye elinizi mi tuttu yoksa?

Samsunlu mensubu olduğunuz partiye sandıkta Türkiye ortalamasının 10 puan üzerinde oy vererek kiminizi Ankara'ya vekil olarak göndermiş, kiminizi de ilde etkili ve yetkili kılmışsa kötülük mü etti? Saygıdeğer Samsunlularla dalga geçer gibi konuşmak; vekillik ve yöneticilik misyonuna yakışıyor mu?

Hayatta tasarruf edilemeyen tek şey zamandır. Zaman denen olgu da o kadar çabuk geçiyor ki, su gibi. Bugün vekil olanlarla, iktidar partisinin il ve ilçe yönetiminde bulunanlar bir de bakmışlar ki, zaman gelmiş çatmış; ne vekillik kalmış uhdelerinde ne de il ve ilçe yöneticiliği. Bugün etrafı insan kaynayanların o gün geldiğinde sinek avlayacakları da gün gibi ortada. O zaman, bugünden dikkatli ve ölçülü olmak gerekmiyor mu? Birilerinin alçak dağları ben yarattım havasına girmesi de, gelecek günlerde hiçbir şey olmadıklarını anlayacaklarının habercisi. Hiç kimse unutmasın ki; alçak dağları da, yüksek dağları da Yüce ALLAH yarattı…

Samsun'da işin kolayına kaçma dönemi başladı. Herkese müjdeler olsun, Samsun üniversiteler şehri oluyor. OMÜ ve inşası devam eden Canik Başarı Üniversitesi'nin ardından; Yeşilırmak ve Kızılırmak üniversiteleri de yolda. Ne sanki üniversite dediğinde ne ki? Üç beş tane büyük bina yapınca, görkemli bir de tabela takınca al sana üniversite. Sakın kimse yanlış anlamasın. Ben bu bakış açısına sahip değilim. Bu bakış açısı, Samsun'da işin kolayına kaçan, Samsun'u şimdi de üniversiteler şehri olacağı ile avutan siyasilere ait.

Onlara bir soru sormak istiyorum. Sizin kendi çocuğunuzun Hacettepe, Boğaziçi, ODTÜ veya Marmara Üniversitesi'nin Türkiye'de en çok tercih edilen bir bölümünde mi okumasını istersiniz, yoksa yeni açmayı düşündüğünüz Yeşilırmak veya Kızılırmak Üniversitesi'nin bölümlerinde mi? Unutanlara hatırlatmak istiyorum; önemli olan üniversite açmak değil, önemli olan mevcut üniversiteyi en çok tercih edilen ilk beş üniversite arasına sokabilmek…

09.10.2011
/Şerafettin ÖZIŞIK

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder