18 Ekim 2011 Salı

Samsun Sempozyumu'nun Ardından…

Samsun Valiliği, Samsun Büyükşehir Belediye Başkanlığı ve Ondokuz Mayıs Üniversitesi Rektörlüğü'nce geçen hafta düzenlenen Samsun Sempozyumu sona erdi. Sempozyumda tam 62 oturum gerçekleştirildi. Bu oturumlarda 292 bildiri sunuldu. Bu bildirilerin 15'i Samsunlu katılımcılar tarafından sunuldu. Diğerlerini sunan ise bilim adamları. Bu tür sempozyumlar şüphesiz yarar sağlar. Yarar sağlaması için ise bundan sonra izlenecek yol önemli. Sempozyumlarla ilgili önce milletvekilleri bilgilendirilecek.  Anlamaları ve kafalarına yatması sağlanmalı. Bu milletvekillerimiz anlayabildikleri kadarıyla ilgili birimler nezdinde girişimlerde bulunacaklar.
              
Hazırlanan ve kendilerine sunulan raporları ilgili birimlere sunarken, önemine binaen anlatımı da yapmaları gerekir. ‘Gereken yapıldı' diyelim! Hayatiyete geçirilebilmesi için takipçilik şart. Yakın zamana dek Karadeniz'in merkezi konumunda idi. Şimdi ise orta Karadeniz'in merkezi. Karadeniz'in merkezi Trabzon oldu. Trabzon öncelikle Samsun'u sollamanın arayışında. Hayli de yol kat etti. Samsun ise yıllar öncesinin etkin Samsun'u olma mücadelesi veriyor. Bu tür sempozyumlar yinelenmeli ve bir öncekilerin de değerlendirmelerinin yapılacağı hale getirilmelidir. Samsun'un hastalığı olan bol vaatler icraata dönüştürülmeli. Bu gerçekleştirilemediği sürece havanda su dövmekten öte gidemeyiz. Bu böyle biline.


Operasyonlara devam…

Tefecilik Samsun'un önemli sorunlarından biri idi.  Çok canlar yakıldı, yuvalar yıkıldı. Mağdurlar öylesine sindirilmiş ki, ses çıkarmaları imkansız gibiydi. Bu durum tefecileri daha da yüreklendirmiş, boyutunu genişletmelerine adeta zemin hazırlamıştı. Olması gereken ama tefecilerin pek ihtimal vermediği türdeki operasyon tefecilere büyük darbe indirdi. Gelişmeler bu operasyonların devamı olasılığını güçlendirdi.

Polis kararlı. Kökü kazınana dek operasyonlar sürdürecek, suçlular hak ettiği cezaya çarptırılacak. Mağdur edilen, ses çıkartmaya cesaret edemeyenler bu operasyonla cesaretlerini topladı ve yaşadıklarını polise aktarıyor. Bu gelişme polisin çalışmalarına katkı sağlarken, tefeciliğin kökünün kazınmasında önemli rol oynuyor. Emniyet Müdürü Hulusi Çelik, polisin operasyonu sonrası mağdurların şikayetlerinin artmasını olumlu bir gelişme olarak nitelendirdi. Mağdurların devlete ve adalete güven duymaları gerektiğini belirten Emniyet Müdürü Çelik, tefeciliği tarihin kara sayfalarına gömeceklerini söyledi. Biz inanıyoruz, ya siz?

               
Heyelana dikkat ama!

OMÜ Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Yasemin Şişman, bir gerçeği ortaya koydu: Samsun'da meydana gelen heyelanların büyük çoğunluğu kent merkezinde. Doğru. Önemseyen var mı? Yok. Devlet dahi önemsemiyor ki, vatandaş önemsesin. Göğüs Hastalıkları Hastanesi, eski Havaalanı heyelan bölgesinde. Devleti gören vatandaş o da kafasına göre inşaat yapmış. Belediye bu inşaatların yapımının tamamlanması üzerine para cezası vermekle yetinmiş. Suyu veren belediye, elektriği de TEDAŞ olmuş. ‘Alan razı, veren razı', kimin umurunda heyelan. Eskiden bu heyelan bölgelerinde bir-iki katlı binalar yapılırdı. Şimdi apartmanlar dikiliyor.

Samsun'un en önemli heyelan bölgesi olan Kadıköy'ün Kuyu Sokak mevkii üstünde yapılan dev bloklar kimin acaba? Ben duyduğumda şaşkına döndüm. Siz de öğrenin şaşkına dönün. Ne dersiniz?

/Avni DEMİR 
18.10.2011

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder