28 Aralık 2011 Çarşamba

Kent Konseyleri Çalıştayı'nın Ardından

17-18 Aralık'ta Atakum Kent Konseyi'nin ev sahipliğini yaptığı Türkiye Kent Konseyleri Atakum Çalıştayı'nı geride bıraktık. Türkiye'nin dört bir yanından kent konseylerinin yüzlerce yöneticisinin katıldığı bu buluşma; kendi alanında şimdiye kadar yapılanların en üst düzeyde olanıydı. Bu bağlamda yapılan etkinliği diğerleriyle kıyasladığımızda platformun giderek güçlendiğini ve kapsamının genişlediğini söylemek yerinde olur.   Bir sonraki buluşmada eminim daha fazla kent konseyinden daha fazla katılımla sürecin devam ettiğini gözlemleyeceğiz.

Çalıştayın Türkiye geneli, Karadeniz Bölgesi ve Samsun yerelinde pek çok önemli ve güncel soruna değinmesinin yanında belki de en önemli çıktısı "kent konseylerinin toplumun ve yöneticilerin dikkatini ve ilgisini çekmeye başlamasıdır."  Bu önemlidir. Çünkü kent konseyleri, toplum ve yönetim arasında duran ve her iki tarafı olabildiğince birbirine yakınlaştırmaya çalışan bağımsız yapılanmalardır. Doğal olarak her iki tarafın ilgisini çekebilmek kendi görevini daha iyi yapabilmek adına önemli bir aşamadır.
            
Atakum'da yapılan Kent Konseyleri Çalıştayı, Türkiye'nin dört bir yanından gelen kent konseylerinin yöneticilerinin yanı sıra; iktidar ve muhalefetteki partilerin yöneticilerinin, kamu yöneticilerinin, farklı siyasal partilerden belediye başkanlarının, tüm demokratik kitle örgütlerinin yönetici ya da temsilcilerinin "zorunlu kalmadan"  "davete icap" ettiği bir etkinlik olmuştur. Samsun'daki bürokratların ve siyasilerin daha geniş katılımlarını ilerleyen dönemlerde tabii ki bekliyoruz. "Bürokrasiyle değil, daha çok demokrasiyle yönetildiğimizde" bu da olacaktır.

Çalıştayda sonuçları ve çıktıları değerlendirdiğimizde kent konseylerine, yöneticilere ve kamuoyuna ilişkin ilkeler ve mesajlar ortaya konulmuştur.  Bunlardan bence en önemlileri:

"Kent Konseylerinin bağımsız kişiliklerinin korunmasına özen gösterilmesine,  siyasi partilerin ya da belediye başkanlarının kullanabilecekleri arka bahçeler olarak algılanmasına yol açabilecek eylem ve yaklaşımlardan özenle uzak durulması gerektiği…"

"Kent Konseyleri yalnızca yerel yönetimleri ilgilendiren çalışma alanları ile kendilerini sınırlamak yerine yaşam alanlarımızın bütününü kapsayan çevreden,  enerji üretimine, belediye hizmetlerinden, sağlık, eğitim gibi kamusal hizmetlerin sunumuna kadar bütün alanları takip etmesi, memnuniyetsizliklerin ve aksaklıkların ortaya çıkarılmasında, kamunun ikaz edilmesinden başlayarak ortak tepkinin örgütlenmesi ve harekete geçirilmesi konusunda görev alacaktır."
 
Emek veren herkese içten teşekkürler. Yola devam.
28.12.2011
/Dr Murat ERKAN

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder