24 Ağustos 2011 Çarşamba

Görev Bilinci

Ramazandan önceki günlerin birinde, yazlıktaki evin balkonunda kahvaltımızı yaparken, bir çöp kamyonu süratle evin önünden geçti, köşeyi döndü ve çöp bidonun yanında frenlerini de hayli zorlayarak durdu. Tabii ki ara yolda, yer yer kaplaması bozulmuş zemin üzerindeki yoğun bir toz bulutunu da kaldırarak. Şoföre durması için işaret ettim, arkasındaki işçiler bidonu boşaltırlarken, o da bekledi. Kamyonu çok hızlı sürdüğünü, her sabah aynı şekilde köşeyi döndüğünden toza bulandığımızı söyledim. Hızını kesmek için de frenlerine oldukça kuvvetli bastığını ve zorla durabildiğini de anlatmaya çalıştım. Ama çok itibar etmedi söylediklerime. Egzozun yere doğru eğik olduğunu ve bu yüzden toz kalktığını, “gerekiyorsa konuyu ilgililere” aksettirmemiz gerektiğini salık verdi. Konuşmamız sırasında sinirlendiğini hissettim, sonrasında yine hızlanarak gitti.  

Daha sonraki günlerde ise, mahalleden çöp alan diğer şoförlerin çöp toplamalarının daha ahenkli ve daha sakin olduğunu gözledik hanımla.

Yine birkaç sene önceydi, kış günlerinin birinde,  100. Yıl Bulvarında arabamla giderken, Kilise civarında yol kenarındaki bir kişi dikkatimi çekti. Tam kavşaktaki trafik ve işaret panolarının bir tanesinin başında bir temizlik işçisi, yanına bir temizlik kovası koymuş elindeki süngerle, kirlenen panoları temizlemeye çalışıyordu. Hatırladığım aylardan şubat olduğundan, karlı ve buzlu da bir havaydı. Panonun üstüne sıçramış çamur lekeleri, havanın da etkisiyle buzlanmış olduğundan çıkarılması için epeyce uğraşmak gerekiyordu. İşçi dışarıdaki soğuğa rağmen, sabırla kovanın içindeki deterjanlı suya süngeri daldırıp, tekrar tekrar silip, ardından birde kuruluyordu. Yaptığı temizliğin istediği gibi olup olmadığını anlamak için karşısına geçip bakması ise gerçekten görülmeye değerdi.

Kenara park ettiğim arabamın içinden hemen Belediyenin Temizlik İşlerini arayıp bu Görevşinas İşçinin bu çalışmasından dolayı, bulunduğu görev yerini de belirterek kutladım Müdürlüğü.

Bazen sabahları, bazen iş çıkışlarında ve genellikle günün yoğun saatlerinde aracınızla şehir içinde seyir halindeyken şayet önünüzde bir çöp kamyonu çöp topluyorsa canınız bir hayli sıkılabilir. Yapılan işin önemini bilerek o çöpün toplanmamasının ne derece beter bir iş olduğunun bilincinde olsanız dahi bunalırsınız. Ne kadar acele ederseniz edin o kamyona mahkûmiyetiniz onun arkasında devam edecektir. Aslında bu görevi sırasında, ana kulvarlarda müsait olan ceplere girerek trafiğin akışına müsaade etmesi mümkün olsa dahi, Şoför Bey arkasındakilerin geçişine müsaade etmemektedir. O çöp kokusunu duyarak ister istemez bekler durursunuz.

Buna benzeyen, trafikteki bir diğer nöbet şeklinde ise toplu taşım halk otobüslerinin duraklardan yolcu almaktaki rahatlıklarıdır. Yolun müsait olduğu geniş kısımlara veya ceplere girmeleri trafik akışına hiç de mani olmazken tam yol ortasında yolcunun tamamını almaları, arkasındakilerin epeyce bir zamanı boşuna geçirmelerine sebep olmaktadır. Bu anlayış Bankalar Caddesindeki İşbank’ın önünde veya Saathane Meydanında veya Subaşındaki durakların önlerinde, yukarıda anlatılanlardan hiçte farklı değildir.

 Yukarıdaki paragraflarda belki de her gün sıkça karşılaştığımız Şehir Hizmetlilerinin iş ve görev kesitlerinden devamlı yaşanan birkaç tane örnektir. Aslında kişi, ister beğensin isterse beğenmesin yaptığı ve ekmeğini kazandığı işini gönül aşkıyla yapması veya yapmaması diğer yaşayanlar tarafından mutlaka izleniyor. İnsanlar bu küçük nüansları hem izliyor hem de etkileniyorlar.

Takdir görmek veya intizara sebep olmak da işini yapanların kendi tercihleri olsa gerektir.

İyi haftalar. 
24.08.2011
/Sacit ACAR

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder