18 Ocak 2016 Pazartesi

Samsunun Artıları Ve Eksileri Ve Avm’ler

Kabul etmek gerekir ki, Samsun son yıllarda kabuk değiştiriyor. Bu değişim sırasında kazanımları da, kayıpları da oluyor.

Samsun adına kazanım olarak kabul edebileceğimiz ilk değişim otellerle yaşandı. Elimizde ki tek beş yıldızlı otelin tüm sorunlarına rağmen kapatılmasına karşı çıktığımız günlerden, üç tane beş yıldızlı, 2-3 tane de dört yıldızlı otellere sahip olduğumuz günlere geldik.

Bir diğer olumlu gelişme ise, çağdaş kent olmanın gereklerinden birisi olan toplu taşımacılık adına “Raylı Sistemin” Devreye sokulmasıdır. Gerek maliyeti ve gerekse güzergâhı nedeniyle daha başlangıçta başlayan tartışmaların hala sürdüğü “Raylı Sistemin”, Doğu aksına doğru uzatılma çalışmalarının yapılıyor olması da olumlu bir gelişmedir.

Buna benzer birkaç olumlu gelişmeden de söz edebiliriz ama giderek sayısı artan olumsuzluklar, Samsun’un imajını ciddi boyutta sarsmaya başlamıştır.

Bundan 25-30 yıl önce, hemen her konuda Türkiye ortalamalarının üzerinde yer alarak Türkiye’nin ilk 5-6 ili arasında gösterilen Samsun’un, bugün Türkiye sıralamasında 35-36. Sıralara yuvarlanmış olması, tüm Samsunluların yüreğini sızlatıyor.

Ekonomide ki çöküş, eğitimde ki hızlı gerileme ve sosyal yapıda ki yozlaşma devam ediyor. Ama bugün bu konulara değil, Samsun adına kazanç mı? Kayıp mı? Olduğu tartışılan ve Samsunlunun ticari hayatında olumsuz etkileri gözükmeye başlayan AVM’ LER konusunu irdelemek istiyorum.

Gelir dağılımının adaletsiz oluşuna dayalı olarak toplumda büyük dengesizliklerin yaşandığı ülkemizi ayakta tutan en önemli faktör, yakın zamana kadar orta sınıf olarak adlandırılan halk kesimiydi.

Bu kesim, kendi kendine yeterek devletine yük olmayan orta ölçekli ticari işletmeler, esnaf grubu ve tarlasını ekerek ürettiği ürünle hem ailesini besleyen, hem de sattığı ürün karşılığı aldığı sınırlı parayla ailesini geçindiren köylümüzdü.

Küresel ısınmanın yaratacağı açlık tehlikesinin adım adım yaklaştığı bir dönem de, siyasi iradenin daha ucuza alırım diyerek en önemli tarım ürünlerini ithalat yoluyla dış ülkelerden sağlamaya başlaması ile köylümüz tarımdan ve hayvancılıktan kopartıldı.

Orta ölçekli şirketler, Kobi destekleri ile yaşatılmaya çalışılırken, orta kesimin en büyük bölümünü teşkil eden esnaf sınıfı bakkallar, çoğu küresel sermayenin uzantıları olan market zincirlerine ezdirildi. 

Bunlar da yetmedi. Önceleri kent dışında olması zorunlu olan AVM olarak adlandırılan büyük alışveriş merkezlerinin, artık kentlerin içinde de sıralanmasının önü açıldı.

Samsun ekonomisinin temeli ticaret ve tarımdı. Toplumu ticaret ayakta tutuyordu. Çok şükür ticareti de kendi insanımıza çok gördük.

Dünyaca meşhur tütünümüzün yok edilmesine izin vererek, hem tütün köylüsünü yok ettik, hem de sigara ve alkol piyasasını küresel sermayeye teslim ettik.

Buğday köylümüzü dışardan aldığımız buğdayla vurduk. Binlerce traktörü köylerde çürümeye mahkûm ettik.

Market zincirleri kent yönetimlerinin zaafından yaralanarak işi mahalle içerilerin de çeşitli adlarla açtıkları küçük şubelerle bakkallık yapmaya kadar götürdüler. Ona da göz yumduk.

Ticaretten başka geliri kalmayan Samsun’da, kent merkezinde açılan dört AVM ile ayakkabı, hazır giyim, ev mefruşatı, mutfak eşyası, mobilya, aksesuar, saat, beyaz eşya, spor malzemesi satanına, hatta optik ve kuyumcuya kadar neredeyse tüm Samsun esnafının sattıkları ellerinden alındı.

Bir zamanlar ticari piyasanın merkezi olan Mecidiye Caddesi artık ucuzcu dükkânları ve işportacıların mekânı haline geldi.

Son yıllarda en popüler giyim markalarının yer aldığı İstiklal (Çiftlik Caddesi) artık döner kokusundan geçilmez hale geldi. En önemli markalar birer birer kapandı. Bu caddede kapanan marka mağazaların yerini irili ufaklı yeme içme yerleri aldı.

Bu caddeyi “Çiftlik AVM” Yapacağız iddiası ile önce trafiğe kapattılar, sonra da binaları mantolama ile güzelleştirmeye çalıştılar. Daha dün kiralık dükkân bulunmazken, bugün kiralık dükkânlar göze çarpıyor. Kısacası Çiftlik Caddesin de ticaret bitti. Esnaf kan ağlıyor. Kimin umurunda..

Samsun’da kendi markasını yaratmış, saygın bir konuma gelmiş bir firmanın, bu AVM’ ler de yer kiralama şansı yoktur. Belirlenen kiraya tamam desen de yoktur. Tek çözüm, yıllarını verip yarattığın firmayı bir yana itip, bir küresel firmanın kanatları altına girmen ve kiralamayı o firmanın yaparak seni sömürmesine izin vermendir.

Ne yazık ki, bu kenti yönetenler ve siyasileri ile kentte ki tacirlere sahip çıkmak için kurulmuş Ticaret ve Sanayi Odası yetkilileri de, bu çöküşü seyretmeyi sürdürüyorlar.

Sonuç mu? Sonuç hem acı, hem de düşündürücüdür.

Dün bu kente görevleri icabı gelenler emekli olup bu kentte kalmaya can atarlardı. Artık bir an önce emekli olup, bir başka yere gitmeyi hedefliyorlar.

Sadece onlar mı? Bu kentin kendi insanları da yavaş yavaş güney sahillerine göç ediyorlar.

Üniversiteyi bitiren gençler, iş alanı bulamadıkları için Samsun’a dönemiyorlar.

Samsun yavaş yavaş artan bir süreçle, memur, işçi, emekli ve işsizlerin yaşadığı kent haline geliyor. Ekonomisi çöküyor.

Son 30 yılda bu kenti yönettiğini zanneden yerel yöneticiler ile bu kent adına siyaset yapıp da hiçbir şey kazandırmayanlar, yarattıkları içi boş, dışı cafcaflı, üretmeden tüketen, işsizler kenti Samsun ile övünmeyi sürdürsünler..

Ve de, yıllardır bu süreci sorgulamadan seyretmeyi sürdüren Samsunlular da, uyumaya devam etsinler. Yazık ki, yazık..

AVM ’lere ve market zincirlerine yeni kurallar getirilmezse, her boyutta ki yerel esnaf yok olarak işsizler kervanına katılacaktır.

Umarım bir gün bu kötü gidiş durur ve Samsun eski güçlü günlerine döner. İyi haftalar. 

/Sadi SUBAŞI
18.01.2016
http://www.hedefhalk.com/samsunun-artilari-ve-eksileri-ve-avmler-604529yy.htm

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder