18 Aralık 2015 Cuma

Köy – Tür meselesi

Samsun bir süredir Köy-Tür haberleriyle çalkalanıyor. Sinan Çakır, önceki gün bazı gazeteleri arayarak, firmasının battığı yönünde haberleri yalanlamış. ‘’Batmadım, buradayım’’ demiş. Sinan Çakır ve şirketleri batmasın elbette. Kendisini, buğday pazarında dükkanları olduğu zamandan beri tanır ve iyi biri olarak bilirim. Şehirde ‘’Samsun firması olan Köy-Tür’e sahip çıkalım’’ şekline kampanya girişimlerine tanık oluyorum.

Bu iyi bir şey ama öncelikle yanlışı düzeltmekte yarar var. Köy-Tür bir Samsun markası değildir. Mersin’de de Köy-Tür var, İzmit’te de ve daha bir çok şehirde, Köy-Tür’ün tesislerini görmek mümkündür aslında. Köy-Tür 1983 yılında Türkiye Kalkınma Vakfı tarafından oluşturulmuş bir Türkiye projesi olarak doğmuştur. Köy-Tür, yaklaşık 20 yıl önce de batma durumu yaşamış, bu nedenle Sinan Çakır zor durumdaki Köy-Tür’ün Samsun tesislerini alıp işletmeye başlamıştı. Samsun’un yapması gereken aslında Köy-Tür’ü, kurtarmaktan çok, Sinan Çakır’ı kurtarmak olmalıdır.
İflas erteleme talebinin kabul edilmemesi nedeniyle, zor bir ihtimal olduğu düşünülmekle birlikte, bunun olmasını çok isterim.

Çok kişinin bunun için gayret göstermesine de çok sevindiğimi söylemeliyim. Fuat Köktaş, birkaç gün önce, üreticilerle bir toplantı yaptı biliyorsunuz. Toplantıda muhtemelen bu konu konuşulmuştur. Dün Kemal Zeybek’te konuyu Meclis kürsüsüne kadar taşımış. Bu krizde batan paranın ne kadar olduğunu tam olarak bilmiyorum ama Zeybek 200 milyon liralık bir bataktan söz ediyor. Demem o ki, herkes Köy-Tür adı üzerinden Sinan Çakır’ı kurtarmak istiyor. Bazıları belki kendisini kurtarmaya çalışıyor olabilir ama Samsun ekonomisi adına bir iş adamının battığına dair haberlere ilk defa reaksiyon gösteriliyor. Bu da iyi bir şey.

Ama ben aslında aynı gayreti Sinan Çakır’da göremiyorum. O gazetelere yaptığı açıklama fazla bir şey ifade etmiyor. ‘’Batmadım, bir yere de gitmedim, buradayım’’ derken bile açıklamayı uzaktan yapıyor. Bana çok inandırıcı gelmediği gibi muhtemelen muhataplarında da bunun, gaz almaya dönük bir girişim olduğu algısı uyanmıştır. Dostum Sinan Çakır, inandırıcı olmak istiyorsa Samsun’a gelip bir basın toplantısıyla neler olduğunu ve dahası bu durumdan kimseye zarar vermeden nasıl çıkacağını anlatmalıdır.

Çünkü öyle anlaşılıyor ki bu durum Sinan Çakır’ın batması, ya da batıyor olmasından öte bir durum ifade ediyor. Bütün endişe aslında Sinan Çakır’la birlikte, bu işten kimlerin daha zarar göreceği üzerinde yoğunlaşıyor. Bu son kriz aslında bir Samsun gerçeğiyle yüzleşmemizi de sağlamış oluyor. İster tesadüf deyin, isterse beceriksizlik, şehrin sanayisini ve ticaretini yönetenler, son yıllarda peş peşe batıyor. Sonrada oturup, Samsun ekonomisinin neden gelişemediğini konuşuyoruz. Hani ‘’Kendisi himmete muhtaç dede, gayriye nasıl himmet ede’’ denir ya, kendi işini batıranlar, başkasının işini geliştirmesine nasıl yardım edecekse.

/Ragıp GÖKER
18.12.2015

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder