1 Aralık 2015 Salı

Bir Samsun Markası, Samsun Fuarı

Samsun’da ekonomik gelişmeyi sağlamak amacıyla Samsun Fuarı ilk kez “19 Mayıs Karadeniz Fuarı” adı ile 1 Temmuz 1963 tarihinde açılmıştır. Daha sonra 1964 yılında Türkiye’nin ilk Milli Fuarı olarak kabul edilmiştir. Her yıl, Temmuz ayı boyunca devam eden fuara katılımcılar ve bölge illerinden gelen çok sayıda ziyaretçi gelmesi ilimizin turistik yönünün öne çıkmasına ve sosyal yapısının olumlu bir şekilde gelişmesine etken olmuştur. Aynı zamanda bu fuar bölgede çok sayıda markanın ulusal ve uluslararası alanda kendine yer bulmasına yardımcı olmuştur.

1963 yılında 40.000 m² alan üzerine kurulan fuar hızla gelişerek, 1981 yılında ise 150.000 m² alana ulaşmıştır. Samsun Fuarının 1980’li yıllardaki ziyaretçi sayısı 1 milyon civarına ulaşmıştır. Ancak Samsun Fuarı, 1980’li yıllardan itibaren fuarcılık sektöründeki gelişmelere ayak uyduramamış, zaman içinde eski önemini yitirmiş ve 90’lı yılların başında da kapanmıştır. Samsun Milli Fuarının kapanmasının ardından, kentte ve bölgede bu yönde önemli bir boşluk oluşmuştur.

Fuara genellikle aile boyu gelinir ve gezinti de böyle yapılırdı. Ayrıca ilçelerden ve civar illerden de oldukça fazla ziyaretçi gelmekteydi. Bu dönemde Samsun’da akrabası olanlar hem akrabalarını hem de fuarı ziyaret gelmekteydiler. Halen dostlar arasında yapılan sohbetlerde çocuk iken Samsun’a fuar için gezmeye gelen pek çok insanla karşılaşmak mümkündür. Fuar içerisinde seyyar fotoğrafçılar da faaliyet göstermekte ve fuar anısını yaşatmak için resimler çekmekteydiler. Eski anıların depreştiği noktalarda bakılan bu fotoğraflar halen önemini ve değerini korumaktadır. Zira fuarın olduğu dönemler bir zamanlar Samsunlular için çok ama çok önemliydi. Çağımızın ve eğlence dünyasının bu kadar gelişmiş olmasına rağmen Samsunluların halen bu özlemle yaşaması bunun en önemli göstergesidir. Oysa ihtisas fuarlarının olduğu bu dönemde eskiden olduğu gibi bir fuar anlayışının olması neredeyse olanaksızdır.

Yaklaşık yirmi yıl önce tarih sahnesinden kaldırılan Samsun Fuarı, şimdiki Yabancılar Pazarının bulunduğu yerden başlayan ve Tren Garı civarında biten alanda kurulmuştu. Fuar içinde yer alan Lunapark ise şu anda bulunduğu yerdeydi. Ancak fuar olduğu yıllarda eğlence aracı daha az olmasına rağmen oldukça fazla ilgi görmekteydi. O zaman fuarın en dikkat çeken araçları dönme dolap ile uçan salıncaktı. Tabii ki çocuk oyuncakları her zaman  dikkat çekerdi. Ayrıca tüfekle yapılan atışlarla hediye kazanma, halkalar atarak sigara alma, kaleye şut çekerek hediye alma gibi eğlenceler daha çok büyüklere hitap ederdi. Genelde hep kaybedilirdi. Fuar sezonunda açılan sirk ile motosiklet cambazlarının gösterisi etkileyiciydi. Dairesel bir duvar üzerinde ve yere paralel bir şekilde gösteri yapan motosiklet akrobatlarının görüntüsü görmeye değerdi. Kapanışı yüzlerine kapattıkları Türk Bayrağı ve riskli hareketlerin yapıldığı bir gösteri ile bitirmeleri ayrı bir heyecan katmaktaydı.

Fuarın lunapark tarafında bir girişi olduğu gibi Cumhuriyet Meydanı tarafında da bir girişi bulunmaktaydı. Cumhuriyet Meydanı girişinde bilet alınarak giriş yapılan fuar sahasında ilk etapta değişik bir ortama girildiği hemen fark edilirdi. Fuar gezisi boyunca anonsların eşliğinde reklamlar yanında, kayıp çocukların ebeveynlerinin arandığını da duyabilmekteydiniz. Şimdi olduğu gibi girişte hemen karşıda ve önünde aslan heykeli olan müze bulunmaktaydı. Özellikle okullar tarafından düzenlenen müze gezisinde ziyaretler yapılırdı. Müzede Atatürk’e ait giysi ve özel eşyaların bulunduğu Atatürk Müzesi ile Etnografya Müzesi bölümleri yer almaktaydı.

Hemen girişin yakınlarında Kuğulu Havuz vardı. Pek çok insanın geçmişte kalan anılarında burada çekindiği siyah beyaz bir fotoğraf mutlaka bulunmaktadır. Havuzun çevresinde bulunan kanepelere oturarak suların şırıltısı altında dinlenebilmekteydiniz. Girişten sağa doğru denize paralel bir yol bulunmaktaydı. Bu yol üzerinde Küçük Ev Restoran ile Yosun Kafe dikkati çekmekteydi. Uzun yıllar Serpil Benay Yosun Kafede sahne almıştı. Yol boyunca ilerlerken sol tarafta Gübre Fabrikası ile Süt Endüstrisi Kurumunun standları bulunmaktaydı. Günümüz fuarlarında günübirlik standların olmasına karşılık o zamanlardaki fuarda her bir kurumun büyükçe ve bağımsız bir tanıtım standı bulunmaktaydı. Fuarın anısını yaşatmak için Tekel tarafından Fuar sigarası çıkarılırdı. Ayrıca üzerinde fuarın bilgilerinin yer aldığı fuar bardakları da satılırdı.

Yol boyunca ve fuarın muhtelif yerlerinde uçan balon satıcıları bulunmaktaydı. Neredeyse her bir çocuğun elinde tepeleri boyanmış rengarenk uçan balonlar bulunurdu. Ayrıca haşlanmış veya közlenmiş mısır, pamuk şeker, dondurma, salatalık turşusu, ayran, kırmızı boyalı yumurta, çekirdek gibi eğlenmek amacıyla gezerken yenilebilecek yiyecekler de bolca satılmaktaydı.

Yol boyunca lunapark yönünde ilerlerken lunaparkın hemen yanında mavi boyalı tahta sandalyelerin bulunduğu Kısmet Aile Gazinosu vardı. Deniz kenarında ise şimdi Neco Düğün Salonu olan, Neco Gazinosu bulunmaktaydı. Fuar sezonunda pek çok sanatçı buralarda sahne alırdı. Kısmet Aile Gazinosunun önü ve çevresinde fuar sezonu boyunca hediyelik eşya satışı yapılan küçük dükkanlarla doluydu. Yine burada küçük bir havuz ve bunun yan tarafında karakalem tekniği ile insanların resmini yapan Karikatürist Kemal Akkoç adında bir sanatçı vardı. Bu kısımdan denize doğru yöneldiğinizde fuarı ikiye bölen demiryolundan geçmek durumundaydınız. Bu esnada tren geçişinin olması ise çok zevkli oluyordu. Trenin geçişi esnasında yaya geçişini aksatmamak için bir üst geçit vardı. Tren geçerken bunun üstünden treni seyretmek de ayrı bir zevkti. Üst geçidin hemen ayaklarında mısır satıcıları bulunmaktaydı.

Tren yolunu geçtikten sonra denize doğru giderken sol tarafta Etibank, Tekel gibi büyük kurumların standları, sağ tarafta ise İl Tarım Müdürlüğünün harika bir standı bulunmakta idi. Bu standta Jersey sığır ve boğa, deney fareleri, yılan gibi ilgi çeken canlılar yanında bolca broşür bulunurdu. Bu standların arka kısımlarında ise aşıkların buluşma alanı olan aile çay bahçeleri ve lokantalar faaliyet göstermekte idi. Bunlar içerisinde Façyo Restoran en çok dikkatimi çekenlerden idi.

Deniz kenarı ise kendine özgü ve ayrı bir güzellikti. Samsun’un lağımının denize bu bölgeden akıyor ve ortalığı yoğun bir kokunun sarıyor olması dahi bu güzelliği gölgeleyememiştir. Kiralık sandallar ile denizde atılan turlar gününüze ayrı bir zevk katardı. Denizin en sol tarafında ise Yelken Kulüp faaliyet göstermekteydi.

Etibank’ın bir madeni andıran şekilde dizayn edilmiş standını gezmek ayrı bir haz veriyordu. “Madencilik, Metalürji, Bankacılık” sloganını standlarına yansıtıyorlardı. Hele sigara paketleri şeklinde yapılmış Tekel standı ise bir simge olarak hala günümüzde bile özelliğini kartpostallarda da olsa korumaktadır.

Lunapark yanında bulunan küçük dükkanlar zaman içerisinde Yelken Kulübün bulunduğu tarafa taşınınca olay hediyelik eşya boyutundan ticari boyuta taşındığı için eskisi kadar rağbet görmedi. Bu satış yerinde en çok ilgi gören yer, kaset satış standı idi. Zamanında Ferdi Tayfur, İbrahim Tatlıses gibi sanatçıların en çok tutulan şarkılarının sürekli olarak çalındığı ve insanların bıkmadan dinlediği bir ortamdı. Sonuçta fuara insanlar eğlenme ve gezme amaçlı geliyorlardı. Temelde alışveriş yapmak amacı bulunmamaktaydı. Ancak günün ve yerin anlam ve önemini anımsatacak hediyelik eşya anlamında ufak tefek alışverişler de yapılırdı.

Aslında Samsun Fuarı ilimiz tarihinde bir fenomen, hatta Samsun iline ait bir marka haline dönüşmüş ve belleklerde öylece yer etmiştir. Belki eski şaşaalı günlere tekrar dönerek bu fuar canlandırılamayacak, ama daha uzunca bir süre Samsunluların anılarında büyük oranda yer etmeye devam edecektir. Bir nesil de bu güzelliği yaşadığı için kendisini şanslı kabul edecektir.

/Ali KORKMAZ

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder