20 Mart 2012 Salı

Düşen Samsunspor Değil, Bu Kenttir...

İnanmak istemedik.. Yakıştırmadık belki de.. Üst üste mağlubiyetler alırken, evinde puan kaybederken, "Olsun telafi ederiz" dedik.. İlk yarı alınan başarısız sonuçlar bazı ipuçları verdi ama, "Hocamıza güveniyoruz,  ikinci yarı farklı olacak" diye umutlandık.. Şanssızlıklar var, aksilikler oluyor, diye düşündük.. Umutlarımızı hiç kaybetmedik, bir sonraki maçta 'olur, neden olmasın, koca bir kentin takımı' diyerek, umutlarımızı bir sonraki haftaya taşıdık..

Süper Ligin dibine Ankaragücü ile demir attık ama 'geçici' diye düşündük.. Çünkü oraya layık görmedik kendimizi.. Kimse inanmadı, Samsunspor'un çırpınmasının 'sonuç vermeyeceğine'.. Herkes umutluydu. Ama bir türlü istenilen sonuçlar alınamıyordu. Dipten kurtulmak mümkün değildi.. Olsun bize en yakın takımları yeneriz, kurtarırız dedik... Bu hoca ile olmaz diye haftalar öncesinden 'geleceği gören taraftara', 'Ön yargılı diye  baktık'.. Gereksiz heyecan yaptılar diye, umursamadık..

Sonra baktık ki aklın yolu bir, olmuyor bu hocayla; Haftalar sonra hocanın gitmesi gerekir, dedik. Taraftarın haftalar öncesinden söylediğini 'dipte umutlar tükenirken' yerine getirdik.. Mesut olalım, Mesut Hoca ile diyerek son bir hamle yaptık.. Hamle doğru, zamanı ise çok geçti.. Stres, heyecan, düştük mü soruları yeşil sahada futbolcuların ayaklarına dolaştı..

Rakipler de kaybetmedi bir türlü.. Biz kazansak da 'farkı kapatamadık'.. Bir sevindik, bir üzüldük.. 'Bu takım düşmez' diye beynimizde direndik, sahadan boynu bükük ayrıldık.. Bazen direkler izin vermedi, bazen şanssızlıklar 'sardı etrafımızı'... Bir rahat nefes alalım istedik..  Ama taa ki geçen haftaya kadar taşıdık umutlarımızı.. Umudun adresi Kayseri'ydi.. Taraftarıyla, yönetimiyle, tüm Samsun'un yüreklerini de yanlarına alıp Kayseri'ye  gittiler.. Herkesin gözü kulağı radyo ve televizyonlardaydı..

Ekigho, boş kaleye golü atamayınca, umutla kalkan 'eller, hüsranla' yere indi.. Ahhh dedik. Sonra Kayseri iki golle havalandırdı ağlarımızı.. Kolumuz, kanadımız düştü.. Gıkımız çıkmadı. Çünkü her şeyin bittiği andı o.. Hayallerin tükendiği, rüyaların kabusa dönüştüğü an.. Matematik, fizik, kimya.. Hangi kuralı, hangi formülü denersen dene artık.. 'YAZI da, TURA da gelse bizim olsa da' mucizenin mucizesini bekliyoruz belki de.. Çünkü halen yakıştıramıyoruz Samsun'un geldiği noktayı... Yakıştırmayalım da.. Samsunspor'un Süper Lig'de bitkisel hayatta olduğunu görsek de, 'bir umutla bekleyelim'.. Rakiplerimiz hep kaybetsin , biz hep kazanalım.. Şanssızlıklar, aksilikler, şans ters düz olsun Samsunspor'un hanesine yazılsın..

Spor Müdürümüz Yusuf Ziya Çakır gibi, "Matematiksel olarak düşmedik' diyelim. ya da Yazarımız Mehmet Aksoy gibi "Böyle olmamalı" diye umut edelim.. Belki, belki diye 'taşıyalım umutlarımızı son ana kadar'.. Çıkmayan canda umut vardır diye bekleyelim.. Neden mi?.. Çünkü Süper Lig'den düşen aslında Samsunspor değil.. Asıl düşen bu kent... Vizyonu, misyonu.. Yöneticisi, işadamı, hatta 1,5 milyon nüfuslu bir kentin tüm yaşayanları.. O takımın, bu takımın bu takımın taraftarı fark etmez..  Asıl düşen Samsun'dur.. Yakıştırıyorsanız, buyurun.. Mucizenin mucizesi olmazsa, Bank Asya'nın eşiğindeyiz..  Ve KEŞKE demek artık yetmiyor..

20.03.2012
/A.YENER CABBAR

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder