20 Şubat 2012 Pazartesi

Lütfen! Mecidiye Caddesine Ve Yöresine Sahip Çıkalım..

Kentler tarihi miraslarına sahip çıkabildikleri sürece saygınlığını korurlar. O oranda yaşanır ve aranır kent olurlar. Kentin güncel gelişmelere ayak uydurması ve çevre düzenlemelerine önem vermesi, tabii ki güzel şeylerdir ama bunlar yeterli değildir. Araştırıldığında görülecektir ki, öne çıkan kentlerin önemli bir misyonu vardır. Bu, ya tarihi dokunun korunması veya o kente canlılık kazandıracak bir takım geleneksel etkinliklerin sürdürülebilmesi ile mümkündür. Bu açıdan Samsun’a baktığımızda çok da hoş olmayan yanlışlarla karşılaşırız. Bu kent Samsun’u yaşanır ve aranır yapan çok önemli değerlerini hovardaca harcamıştır. Samsun, çok az kente nasip olacak tarihi bir misyona sahiptir ve Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşunun ilkadımı olan 19 Mayıs 1919 tarihi ile özdeşleşmiştir.
Böyle bir misyona yeterince ve bu tarihi olaya yakışacak oranda sahip çıkabildik mi sorusuna ne oranda evet diyebiliriz?

Samsun’a ticari canlılık katan, sosyal yaşamını renklendiren Samsun Fuarı’nın yok edilmesine seyirci kalmadık mı? Samsun’un geçmişine imza atan kiliseler, konsolosluk binaları, tiyatro ve müzikholler, eski Samsun evleri, çeşmeler, yeşil alanlar da yok artık. Kimisi inşaat rantına, kimisi de bakımsızlığa kurban edildi. Kentlerin geçmişini yansıtan çok önemli bir başka şey de, o kent için simge haline gelen sokaklar ve caddelerdir. Çünkü sokak ve caddeler o kentin yaşamını düzenleyen, kente can katan ve yönlendiren yerlerdir. Hemen her kentin simgesi olmuş cadde ve sokakları vardır. Bunlar, ya tarihi yapılarlarıyla veya yaşanan anıları ile ünlenmiştir. Bir zamanlar Samsun’un da böyle bir caddesi vardı. Ne yazık ki, 1960 ile 1990 arasını yaşayan Samsunlular için unutulmaz anılarla dolu, ticaretin merkezi Mecidiye Caddesi de diğerleri gibi yok olma tehlikesi ile karşı karşıyadır.

O yılları yaşayanlar hatırlayacaktır, gençlerin en büyük tutkusu hemen her akşamüzeri yapılan Mecidiye turlarıydı. Okuldan çıkan gençler eve gitmeden mutlaka bir Mecidiye turu atar, gruplar halinde gezerlerdi. Çevre illerden Samsun’a gelenlerin ilk gittikleri, alış veriş yaptıkları mekân Mecidiye’ydi. En gözde markaları satan mağazalar da burada yer alıyordu. Her branştan doktorlar, Samsun’un en eski eczaneleri de bu cadde de yer alıyordu. Mecidiye tertemizdi. Mağaza sahipleri birbirinin dostuydu. Ahilik gelenekleri bu arastalarda geçerliliğini hala koruyordu. Ne var ki, artık bu caddenin o eski aranır hali kalmadı. Önce bankaların bu caddede ki köşe başlarını ele geçirmesi ile Mecidiye ticari merkez olma özelliklerini kaybetmeye başladı.

İstiklal Caddesinin canlanması ve tanınmış ticari işyerlerinin buraya kaymasını, özellikle Samsun dışından gelen işsizlerin her türlü kontrolden uzak şekilde bu caddeyi işporta tezgâhları ile doldurması izledi. Mecidiye’nin hemen her noktasına yayılan seyyar satıcıların ve yeni moda ucuzcu dükkânlarının caddeye de yayılan tezgâhları Mecidiye’de yürümeyi dahi zorlaştırmış ve burası mecbur kalmadıkça insanların gitmek istemedikleri yer haline gelmiştir.. 1980’ li yıllardan sonra önemini yitirmeye başlayan Mecidiye Caddesine en büyük darbe, Mecidiye’yi ortadan ikiye bölen ve örneği ancak şehirlerarası otoyollarda görülebilecek geçit ile vuruldu.

Samsun’un en önemli Müzesi olan Gazi Müze’sine turistik tur araçları ile ziyaretçileri getirebilmesi dahi mümkün olmuyor. Samsun’da ara sokaklar dahi yeniden dizayn edilirken, böylesine önemli bir caddenin tamamı ve etrafında ki Kaptanağa ( Bu cadde bir zamanlar Protokol Yolu diye tanımlanırdı), 19 Mayıs Bulvarı, Konak Sineması önü çok bakımsız bırakıldı. Yer döşemeleri dahi o kadar yıpranmış ki, çoğu yerinden oynamış, basınca çamurlu suyun üzerinizi veya bir başkasının üstünü kirletmeden yürümenin imkânı yok. Bir tarafı geçitle diğer tarafı da bariyerlerle kesilmiş bu caddeye acil durumlarda ambulans giremez. Anahtarı üzerinde taşıyan belediye görevlisini bulamazsanız işiniz Allah’a kalmış demektir. Bir yangın olayının her tarafı sarıp bir felakete neden olmadan itfaiyenin olay yerine ulaşması, tamamen şansa kalmıştır. Tüm bunlara rağmen bu cadde Samsun için hala önemli bir ticaret merkezidir. O nedenle de bu caddeye mutlaka el atılmalıdır.

Aslında bu caddenin yeniden canlanması için yeni bir fırsat doğmuştur. Geçidin diğer yanında kalan ve eski sigara fabrikasının yerine yapılmakta olan büyük iş merkezi “Samsun Bulvar” bu yöreye ticari bir ivme kazandıracaktır. Ancak, bu şansı kısıtlayan en büyük engel, bu geçittir. Bu geçit, Samsun Bulvar’ı da olumsuz etkileyecektir. Bu geçit, giriş ve çıkışlarında yer alan asansör kuleleri, hem büyük bir görüntü kirliliği yaratmakta hem de, amaçlanan hizmeti verememektedir. Dokuz dükkânı beş yıldır boş duran bu geçidin belki de en geçerli işlevi geçidin içinde yer alan halka açık tuvaletlerdir.

Çözüm, 19 Mayıs Bulvarını Gazi Caddesi ile kesişme noktasında yer altına indirerek Gazi Caddesine (Mecidiye) yeniden bütünlük ve işlerlik kazandırmaktır. Bu nedenlerle gençliğini Samsun’da yaşayan hemen herkesin bir anısının bulunduğu Mecidiye yeniden Samsun’a kazandırılması önemlidir. Mecidiye Caddesi hem her yıl bir yenisi açılan veya açılacak olan büyük alışveriş merkezlerinde yer verilmeyen Samsunlu ticarethane sahiplerinin korunması açısından da önemlidir. Ayrıca Samsun’da vergisini veren ve Samsun’a katkıda bulunanların sadece Samsunlu ticarethane sahiplerinin olduğu gerçeği de göz ardı edilmemelidir. Uzun bir aradan sonra Samsun’a gelenlerin şaşkınlıkla izlediği ve “Bu caddeyi bu hale nasıl getirdiniz?” sorularına muhatap olmak bir Samsunlu olarak beni üzüyor. Bu caddeye ve yöresine el atma zamanı geldi de geçiyor diye düşünüyor ve bu sütunlardan Samsun’u yöneten kent yöneticilerimize sesleniyor ve “Lütfen Samsun’u bu ayıptan kurtarın” çağrısı yapıyorum. Saathane ve yöresi gibi çok geniş bir alanda düzenleme hazırlıkları yapan Büyükşehir Belediye Başkanlığımızın çok daha kolay bir düzenleme bekleyen tarihi Mecidiye ve yöresine de el atacağına inanıyorum. İyi haftalar..

/Sadi SUBAŞI
20 Şubat 2012

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder