3 Mayıs 2015 Pazar

Vatandaşın Sağlık Seçim Rehberi -1

Ladik köylerinde  dost ziyaretleri yapıyorum geçenlerde. Kahvede televizyon açık.. Ağıt ve  tekerlemeler  üzerine foklorik çalışmalar var aklımda. Ama her  zaman ki gibi sağlığa ve politikaya geliyor konu..  Sağlık alanını bir film şeridi ile akıtıyorlar televizyonlardan. Gerçek olmayan bilgileri, halkın rızasını almak için kullanmaya çalışıyorlar. Sağlık alnında temel çıktının halkın sağlığının iyiye gitmediği olduğu gerçeğini örtmek istiyorlar. Sağlıkta kamusal alanın çöktüğüne, özel sermayeye ayrılan payın 21 kat arttığına dair hiç bir bilgi görünmüyor spotlarından..

S. Hall’un da belirttiği gibi medya kuruluşları sadece fikir birliğini üreten ve destekleyen kurumlar olarak değil, rızayı üreten kurumlar olarak da öne çıkmaktadır. Dolayısıyla Hall’a göre medyanın “anlam”ı inşa etme sürecinde yaptığı şey, seçmeci bir şekilde toplumsal bilgiyi dolaşıma sokmasıdır; bu da “yeğlenen” ve “dışlanan” anlamların neler olduğuna daha dikkatli bakmamızı gerektirir. Hall söz konusu toplumsal ilişkilerin sınıflandırılması ve bağlamlarının oluşturulmasının bir “ideolojik iş” alanı olduğunu belirtir.

Gündemdeki sorunlara karşı rıza sağlanması için ana akım medyanın toplumu yapılabilecek alternatif bir çözüm olmadığına inandırması halkın daha kolayca durumu kabullenip itaat etmesini sağlamaktadır. Çünkü itaat edilecek durumlara karşı çözümler çoğaldıkça toplumların rıza gösterip, itaat etmesi de güçleşmektedir. Sorunlar ya da problemler sıklıkla gündeme getirildiğinde toplum tarafından olağan kabul edilmektedir.

Kapitalist toplumlarda iletişim, medya ve kültür alanı da diğer endüstri dalları gibi kapitalizmin yasalarına göre örgütlenmiştir. Chomsky’e göre kapitalist ülkelerdeki medyanın amacı halka 24 saat propaganda yaparak egemen değerleri topluma aşılamaktır. Çünkü var olan düzenin kendini yeniden üretmesinde ve sürdürmesinde medyanın amacı geniş kitlelerin rızasını üretmektir.
***

Köylü dostlarım soruyor. 4 yılda  bir  köyümüze gelen adaylara sağlık alanı  ile ilgili ne soralım diye: Ben de Sağlık alanında medya aracılığıyla oluşturulmaya çalışılan yalanlara karşı, Türk Tabipleri Birliğinin sunduğu gerçekleri sorun diye öneri veriyorum onlara..

1. Yalan: İstediğim hastanede tedavi oluyorum.
Gerçek: Sağlık sigortalı hastalar eskiden öncelikle devlet ve üniversite hastanelerinde, sevk almak koşuluyla da sözleşmeli özel hastanelerde tedavi olabiliyorlardı. Evet, şimdilerde hepsinde değil ama Sosyal Güvenlik Kurumu’yla sözleşme imzalayan özel sağlık kurumlarında tedavi olabiliyorlar. Yalnız küçük bir sorun var; taburcu olurken önlerine konulan milyarlarca liralık faturayı ödeyebilmeleri gerekiyor!

2. Yalan: Hastanelerde rehin kalma ayıbına son verdik.
Gerçek: Evet, hastaneler faturayı ödeyemeyen hastaları artık rehin almıyor. Hastaya senet imzalatılıyor, sonra icra memurları geliyor. Ödeyemeyenlere de hapishane yolu görünüyor.

3. Yalan: Genel Sağlık Sigortası Yasası çıkardık. Artık herkesin sağlık sigortası var.
Gerçek: İşsizlik sigortasından yararlanamayan işsizler, kayıtdışı sektörde çalışanlar, primini ödeyemeyen esnaf ve sanatkârlar, primini ödeyemeyen çiftçiler, 18 yaşını dolduran ve çalışmayan kız çocukları genel sağlık sigortasından yararlanamıyor.

 4. Yalan: Genel Sağlık Sigortası primini ödeyemeyen vatandaşların primlerini devlet ödeyecek.
Gerçek: Yasaya göre aylık geliri asgari ücretin üçte birinden fazla olan her vatandaş prim ödemek zorunda. 1 Ocak 2012’den itibaren fakirlik testinden geçemeyen milyonlarca vatandaşın yeşil kartı iptal edildi. Samsun’un  köylerinde  sağlık  hizmeti alamayan  binlerce  vatandaş var.

/Cem ŞAHAN
03.05.2015

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder