30 Ekim 2016 Pazar

Rezalet!


Eğer ki gol atma becerin eksikse, gücün de zayıf, yok denecek kadar ise, puan heybene kırıntılar doldurmak isteğindeysen eğer birinci kural savunmanı güçlü tutacaksın… Tutamayıp, mahalle maçında bile görülmeyecek gol yersen telafi edemeyip, boynun bükük sahadan ayrılmak zorunda kalırsın…

Fatih kalitesindeki biri nasıl olurda adam markajını bu kadar acemice yapar? Ya ikinci gol… Üç savunma oyuncusu önünden geçen topa seyirci kaldı… Kaleci Furkan’da hatıra fotoğrafı çekilmek istedi, Bekamenga’ya plase vuruş yapmak kaldı… Sonraki golleri yazmaya gerek yok! Orta saha çöktü, defans kevgire döndü, ev sahibi ekip elini kolunu sallaya sallaya adeta güle oynaya pozisyon üstüne pozisyon buldu… Akıllara ziyan bir durum…

Sahanın en çalışkan ismi Mehmet Çakır’dı… Allah’ı var çok koştu ama boş koştu… İdmanlarda düz koşu yapan sakat oyuncu gibi… Büyük gol umudumuz(!) Alperen’de gününde değildi; olsaydı (hiç olmadı ki) bu skor ortaya çıkmazdı(!). Benimkisi de iş…

Her hatlarıyla pişmemiş kadayıf gibi tel tel dökülen bir takımda eleştirecek bula bula bu isimleri buldum… Geçen sezon olduğu gibi bu sezon da deplasmanlar Samsunspor için turistik seyahatlere dönüştü… Gidiliyor, kaybedilip, geri dönülüyor…

Çarşambadan, pazara iki maçta 9 gol yedik… Yıllar var ki, ben hatırlamıyorum bu kadar farklı yenilgi almamıştık… Akıllarından çok çenelerini çalıştıran bol ünvanlı, Ekigho ve İvanov gibi adamları kadroda tutamayan bir yönetici grubuna sahibiz…

Çokbilmişler, üç gün boyunca gazetelere mağdur edebiyatı yapıyor, dördüncü günden gelecek maç gününe kadar ise “ceğiz, çağız”larla dolu umut pompalayan sözlerle taraftarlar avutuluyorlar… Seyredin şimdi bugünden itibaren neler konuşacaklarını…

/Resul AKÇAY
30.10.2016

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder