3 Haziran 2011 Cuma

Çarşamba ve Çevresi Tarihi

Çarşamba yöresi,  M.Ö. 4000 yılından buyana yerleşilen bir yerdir. Hititlerin (M.Ö.1650-1200) hâkimiyetinden sonra, M.Ö.7.yy’da Miletoslu denizcilerin İris adını verdikleri Yeşilırmak kıyısında şimdiki Ordu köyü civarında Miskire adında koloni kurdukları bilinmektedir. M.Ö. 8.yy’da yörede Amazonların yaşadığı rivayet edilmektedir. Ancak bunların İskit kadınları olma ihtimali daha yüksektir. Daha sonra Amasya merkezli Pontus Krallığı (M.Ö.302-71) hakimiyeti yaşayan yöre, Roma İmparatorluğu (M.Ö.71 M.S. 395) ve Bizans (395-1086) gibi devletlerin hakimiyetinde kalmıştır. Ayvacık çevresinde yerleşik İtilbaşı ve Tuna oymağını oluşturan Türklerin 750-925 yılları arasında Kafkasya ve Tuna üzerinden buraya gelmeleri muhtemeldir.  1071 Malazgirt zaferinin ardından Danişmendliler zamanında, 1158 yılında Yağıbasan’ın, Yeşilırmak ve Kızılırmak ağızları arasındaki alanı ele geçirmesine karşın, Bizanslılar yeniden yöreye hâkim oldular. Yöre daha sonra Anadolu Selçukluları Moğol İlhanlı Devleti, Trabzon Rum Devleti ve Taceddinoğulları Beyliği yönetiminde kalmıştır.

Çarşamba Göğceli (Küceli) Mezarlığı’ndaki çivisiz ahşap camii Anadolu Selçuklu dönemine ait olup miladi 1195 ‘de yöreye gelen ilk Müslüman Türkler tarafından yapılmıştır. Aynı özellikleri taşıyan ve 13. asırda yapılan Şeyhabil camii de yöredeki ilk Müslüman Türk eserlerindendir.

Taceddinoğulları Canik-i Göl, yani Terme ve Arım(bugünkü Çarşamba ve Ayvacık ile Salıpazarı, Tekkeköy ve Asarcık’ın bir kısmı,)ın yanında Niksar çevresini yönetmekteydi.

Osmanlı Devleti yöreyi ilk kez Yıldırım Bayezit (1389-1402) zamanında ele geçirmişti. Ankara savaşında Timur’un Yıldırım Bayezit’i yenmesinden sonra Taceddinoğulları yörede yeniden hakim oldular.

Fetret Devrinde(1402-1413) Amasya’yı merkez edinen Çelebi Mehmet Osmanlı Ülkesini yeniden birleştirmeye çalışırken, beylikler arasındaki iktidar mücadelesi devam etmekte idi.  Çarşamba yöresini ellerinde bulunduran Taceddinoğlu Alpaslanoğlu Gazi Hasan Bey ve kardeşi Mehmet Yavuz Bey’dir. Mehmet Yavuz Osmanlının Çarşamba Beyi iken 1422’den sonraki bir tarihte burada öldü.1422 tarihli vakfı mevcuttur. Hasan Bey 1423-1425 yıllarında Osmanlının Canik Sancak Beyi  olarak Taceddinoğullarının son temsilcisidir.

Taceddinoğulları Trabzon Rum devleti ile savaşmışlar, yörenin Türkleşmesi ve İslamlaşmasında en önemli güç olmuşlardır. Taceddinoğulları Karadeniz sahilindeki en büyük beyliklerden biridir. O sıralarda bazılarının imparatorluk diye adlandırdığı Trabzon Rum Devletinin 4000 askeri varken Taceddinoğulları’nın 12000 askeri vardı. Taceddinoğulları zaman zaman Trabzon Rum Devleti ile zaman zamanda doğu komşusu Hacıemiroğulları Beyliği ile mücadele etmişlerdir.

Taceddinoğlu Gazi Hasan Bey’in Ordu Köyü Kale mezarlığında Yeşilırmağı gören bir türbesi mevcuttur. Tacettinoğlu Hasan Gazi’nin 1424 tarihli vakfıyesinden  aynı köy Kılcanlı Mahallesindeki caminin kendisi tarafından yaptırıldığı ve Ordu , Kurtahmetli , Boyacılı, Kumköy ve Cayvar köylerindeki arazilerinin gelirlerini bu camiye vakfettiği anlaşılmaktadır.

Taceddinoğulları daha sonra Osmanlı hakimiyetini tanıdılar. Osmanlıların bir müddet Canik(Samsun) Sancak beyliğini yaptılar. Tacettinoğulları’nın yönetim merkezi Niksar’dan sonra Ordu Köyü daha sonrada  Eskiyurt denilen bugünkü Sarıcalı mahallesi olmuştur. Daha sonra Canik Sancak Beyleri merkezden atanmaya başlayınca Taceddin oğulları’nın yöredeki etkinliği azalmıştır.

Yöre Osmanlı döneminde başlangıçtan itibaren Amasya-Tokat-Sivas merkezi etrafında kurulan Rum Beylerbeyliği(eyaleti) içinde yeralmıştır. 19.yüzyılın ikinci yarısındaki düzenleme ile Trabzon Vilayeti’ne bağlanıncaya kadar Rum, daha sonraki adıyla Sivas vilayetine bağlı kalmıştır.

Bugünkü Çarşamba ile Terme çevresi yakın zamanda onlardan ayrılarak kaza olan Salıpazarı, Ayvacık, Tekkeköy ve Asarcık 15.yy’da Canit-i Göl yada Gölcanik olarak bilinmekteydi.Tarihçi Bıjışkyan Çarşamba’nın bulunduğu yerin göl olduğu ve daha sonra nehrin yatak değiştirerek denize ulaştığı bilgisini  vermektedir. 16. asırda bu yöre Arım ve Terme kazaları olarak bilinmektedir. 1300 yıllarda kurulduğu rivayet edilen Çarşamba pazarı 1455 tarihli tahrir defterlerinde mevcuttur. Çarşamba ( ilk zamanlar söylenişi Ceharşenbe: Farsca haftanın 4.günü) günleri kurulan pazar daha sonra etrafında oluşan kasabanın ve kazanın (ilçenin) adı olacaktır. Çarşamba pazarı etrafında Hassabağçe, Kücelü, Kuştoğanlı, Sarıcalı ve Sungurlu köyleri mevcuttu. Buralar daha sonra mahalle olmuşlardır.

 Bugünkü Çarşamba, Ayvacık, Salıpazarı, Asarcık ve Tekkeköy ilçelerini kapsayan alan 15.ve 16.yy’da Osmanlı Devleti’nin Canik sancağına bağlı Arım kazasını oluşturuyordu.  17.yy’da ise Arım kazası (Çarşamba’nın doğu yakası ile bir kısım Salıpazarı köyleri), Ayvacık (Çarşamba’nın Beyyenice ‘den itibaren güneybatı köyleri), Ökse( Çarşamba’nın Sarıcalı’dan başlayan kuzey batı köyleri ile Tekkeköy’ün bir kısım köyleri) kazalarının bağlı olduğu merkez kazası idi ve bu durum Cumhuriyet dönemine kadar devam etmiştir. Çarşamba Arım kazasına bağlı bir kasabadır.

Arım (Çarşamba)yöresinin Osmanlı tarihindeki önemli rollerinden biri de tersane-i amirenin bazı ihtiyaçlarının buradan karşılanmasıdır. Kereste ihtiyacının karşılanması yanında en önemli fonksiyonu, kendir üretimidir. Kendir, kenevir sapından çıkarılan lif olup gemilerin halat ve bezlerinin yapımında hammadde idi. Bu nedenle buradaki köyler “Kendir Hasları” adı altında “ocaklık” tarikiyle Tersane-i amire hizmetine bağlanmıştır. Yöredeki köylerin çoğu kendir has’ı (Has: Osmanlı toprak sisteminde padişaha ve yakınlarına ait topraklara denir.)idi.

Osmanlı döneminde Suriye, Adana, Yozgat ve Ankara üzerinden yöreye gelen Karayaka Yörük aşireti önce Araplu Köyü ve çevresine daha sonra Kurtahmetli, Allı, Köklük, Vakıf köprü,  Kumtepe köylerine yerleştiler.  Bir kısmı daha sonra Bafra’ya yerleşti. Bir kısmı da Erbaa’ya giderek Karayaka kasabasını kurdular.

Yöreye 1710 dan itibaren Hemşin’den gelen Ermeniler Sungurlu mahallesine ve yirmiye yakın köye yerleştiler.

Yöre 1750’li yıllara kadar merkezden atanan sancak beyleri tarafından yönetilmiştir. Sonra yörede etkili olan ayanlar (Ayan: güçlü ve ileri gelen kişi) idareyi ele aldılar. Önce Canikli ailesinden Canikli Süleyman Paşa, Canikli Hacı Ali Paşa, Battal Hüseyin Paşa,  Hayrettin Paşa (mezarı Rahtıvan camii haziresindedir.) ve Tayyar Paşa yöreyi yönetmiştir. Tayyar Paşa Çarşamba’da Medrese, Kütüphane, okul yaptırmıştır. Şu an Sungurlu mahallesinde Tayyar Paşa Sokağı mevcuttur. Tayyar Paşa Sadaret Kaymakamlığına kadar yükselmiştir. Tayyar Paşa’dan sonra Canikli ailesinin etkinliği azalmış ve yerine Hazinedarzadeler etkili olmuştur.

Kırımın zahire ihtiyacı çoğu zaman Çarşamba ovasından sağlanmıştır. 18.yy’ın ikinci yarısında Kırım’da savaşan askerlerin çoğu Çarşambalıdır.     

Yrd. Doç.Dr. Abdullah Bay Canik muhassıllığı için yapılan siyasi mücadeleler adlı makalesinde: Hazinedarzâde Süleyman Paşa’ya ait vakıf kayıtları incelendiğinde, ailenin çıkış yerinin ve menşeinin Çarşamba kazasındaki Kurd Ahmetlü köyü olduğu anlaşılmaktadır.

Hazinedarzâde Süleyman Bey’den önce de aile Çarşamba yöresinin nüfuzlu ailelerindendi. 1793 yılına ait bir belgeye göre, Ünye âyanından Canikli Genç Mustafa Ağa’nın mütegallibe hareketlerinin önlenmesi için “Karahisar Mütesellimi Halidzâde ve Canik sancağında Hazinedarzâde Mustafa Ağa’ya başka başka evâmir-i âliyye” gönderilmiş ve Canik muhassılı Osman Ağa yanında görevlendirilmişlerdir.

Yine Kasım 1793’te Trabzon eşkıyasının çıkardığı ayaklanmanın bastırılması için Fatsa âyanı Canikli Süleyman Paşazade Mehmed Paşa’nın oğlu Mir Ahmed Bey’in topladığı üç bin askere Hazinedarzâde Mustafa Ağa sergerde tayin edildi Süleyman Ağa’nın diğer kardeşi Hazinedarzâde Emin Ağa da eşkiyaları tenkil faaliyetlerinde görevlendirilmiştir.

Çay Mahallesini şehrin merkezi yapan ve hükümet konağını buraya getiren Süleyman Paşa’dır.

Hazinedarzade Süleyman Paşa’nın mezarı Rahtvan Camii haziresinde olduğu gibi, eşlerine, çocuklarına ve torunlarına ait mezarlar da buradadır.

Kurt Ahmetli köyü Paşa mezarlığında da Süleyman Paşa’nın eşine ve yakınlarına ait mezarlar mevcuttur. Yine aynı köyde Osman Bey adlı mera mevcuttur. Osman Paşa Çarşamba doğumludur.. Mezarı Trabzonda’dır.

1834 tarihli ilk nüfus sayım defterine baktığımızda: Çarşamba Çay mahallesinde Çarşamba ayanı devletlü Osmanpaşazade Süleyman Bey ve taifesi diye  bir bölüm mevcuttur.

Süleyman Paşa ve küçük oğlu Abdullah Paşa (mezarı İstanbul Cihangir’dedir) Çarşamba da cami yaptırmışlardır. Süleyman Paşa, Osman Paşa ve Abdullah Paşa Canik sancak yöneticiliği ve vezir rütbesiyle Trabzon eyalet valiliği yapmışlardır.  Bu dönemde Çarşamba ticarette çok gelişmiş, Canik Sancağı ve Trabzon Eyaleti Hazinedaroğulları tarafından çoğu zaman buradan yönetilmiştir. 

1826’ da Orta mahallede Rumlar tarafından iki bedestan (kapalı çarşı) yapılmıştır.

Kırım Savaşı sonrası yöreye Çarlık Rusya’sından Çerkez ve Gürcü göçü başlamış ve 1864-1869 yıllarında yoğunlaşmıştır. Daha sonraki yıllarda da siyasi amaçlı olarak Çarlık Rusya’sından yöreye Rumların göçü başlamıştır.

Aynı yıllarda salgın sıtma hastalığı ölümlere neden olmuştur. 1895’de kuraklık nedeniyle Çarşamba’da büyük bir kıtlık yaşanmıştır

20.yüzyıl başlarında bilhassa Ermeni ve Rum çeteleri yörede asayişin bozulmasına sebep oldular. Ermeniler yöreden uzaklaştırıldılar.  Yunanistan’la yapılan mübadele anlaşması ile de yöredeki Rumlarla Yunanistan’daki  Türkler yer değiştirdiler..

Hazinedarzade Osman Paşa’nın konağı 1920’de yanmış ve konakta başlayan yangın hükümet konağına da sıçramış tapu, nüfus ve diğer kayıtların çoğu yanmıştır.

1924 yılında temelini bizzat Atatürk’ün attığı Samsun Çarşamba demiryolu yapılmıştır. 1930 ‘da Atatürk Çarşamba Türkocağını ziyaretinde “ Çarşamba’da gördüğüm gençlik iftihara layıktır.” demiştir. 1931’de Yeşilırmak üzerine köprü yapılmıştır.

Yaralanılan Kaynaklar:
1.15. yy’dan 17.yy’la Samsun yöresi: Prof.Dr. Mehmet ÖZ
2. Tacüddinoğulları Beyliğinden Günümüze Açılan Pencere Ordu köyü. Emine Yılmaz     
3.Defter-i Liva-i Canik . Doç.Dr. Mehmet Yavuz Erler 
4.Samsun Yöresinde Bulunan Ahşap Camiler. Prof.Dr. Yılmaz Can
5.Canik Muhassıllığı İçin Yapılan Siyasi Mücadeleler. Yrd.Doç.Dr. Abdullah Bay
6.Rahtvan Camii Haziresindeki Mezar Taşları.     Yrd.Doç.Dr.Recep Gün
7. Ali Fuat Başgil ve Çarşamba Sempozyumu- 2010  notları. DoçDr.Osman Köse
8. Ali Fuat Başgil ve Çarşamba Sempozyumu-2010 notları. Yrd.Doç.Dr.Pelin İskender
9.Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi Sayı 21. Kemal Arı
10.Ali Fuat Başgil ve Çarşamba Sempozyumu-2011 notları. Doç.Dr.İbrahimTellioğlu

 /Av. Safa TEMİZ
03.06.2011                                                                                                             
http://www.haberexpres.com.tr/carsamba-ve-cevresi-tarihi-341yy.htm

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder