Kent Kültürü dergisi; ilk sayının heyecanı ve
eksikleri ile birlikte yayın hayatına başladı. Baktıkça dergiye, unutmuş
olduklarımızı görüyorum. Yer darlığı nedeniyle sıkışan yazıları ya da baskıya
yetiştirirken tekrar elden geçirdiğimiz sayfaların yerlerinden oynayarak,
değerli yazarımız Sıdık Akbayır’ın Yıldıray Çınar üzerine yaptığı çalışmanın
eksik olarak sayfalara taşınması ve tabii Ahmet Ağabey’in yazısının yerinde
olamaması..
Yapmaya çalıştığımız şeyin, şehir adına ortaya
koymaya çalıştığımız potansiyelin önemi, umarım bunları ve göremediğimiz
hatalarımızı telafi etmeye yeterli olur. İlk sayımızın editörü Ömer İdris
Akdin’in geceli gündüzlü ortaya koyduğu performansı takdir ederken benim yazımı
da kuşa çevirdiğini belirtmem gerekiyor.
Samsunlu Yazar Zerrin Koç’un kaleme aldığı “Islak
Kentin İnsanları” isimli eser de eski Samsun hakkında önemli ipuçları veriyor.
Editörümüzün sayfa tasarrufu inadı nedeniyle dergiye girmeyi başaramamış olan
bu bölümleri sizlere sunmak istiyorum;
Yıl 1960
Elli dörtte temeli atılan deniz limanı hizmete
açılmıştı. Ayrıca elli yedide yapılan hava limanının yanı sıra Samsun’u
Ankara, Trabzon ve Sinop illerine
bağlayan karayolu çalışmaları tamamlanmıştı. Mayıs Devrimi’nin hemen sonrası…
Kent halkının çoğunluğu suskun, kinli, öfkeli.
Devrim, bu çoğunluğun üstünde adeta şok etkisi yaratmış. Azınlığı
oluşturan devrim yanlılarının canlı kıpırdanışları, Halk Partisi binasında
geceli gündüzlü çaldırılan davul sesleri de olmasa, dışarıdan gelen biri kentin
boşaltıldığını düşünebilir. Sokaklarda asker dolu cemseler dolaşırken, üç
kişinin bir arada dolaşması yasaklanmıştı. Yıllar öncesine dayanan bu iki parti
çekişmesi devrimlerle birlikte büsbütün hal almış. Halk haber bültenlerini,
radyolarının içine girmişçesine dinliyor. Tutuklanmaları duyuran her anonsta
çoğunluğun sinirleri yay gibi geriliyor. (230)
Yıl 1961, Güz
“ Kentin
doğu yöresini kaplayan mısır tarlalarındaki son ürün toplandıktan sonra ekim
durdurulmuştu; toprak parsellenerek yerleşim alanını bu bölgeye yaymak amacıyla
satışa çıkarılmıştı. Nüfusu elli bine ulaşan kent batıdan doğuya
genişliyordu. Söğütlü Bahçe’ye yapılan
pazar gezintileri bitmiş, onun yerini inşaatlar almıştı. O günlerde kent halkı
öğlen haberlerinde, eski Maliye ve
Dışişleri Bakanlarına verilen kararın infaz edildiğini öğrendi.” (236)
Yıl 1986
Doğu ve batı
yöresiyle birleşen kentin güneyde tepelerin eteklerine değin yerleşimi yayılmış
durumda. Geçmişe dair tek iz yaşamıyor artık. Bütün semtler, mahalleler alt üst
olmuş. Bahçeler bozulmuş, deniz suyu zehirlenmiş, balıklar azalmış… Çoğalan
binalar, inşaatlar, insanlar, araçlar, sesler..Uğultu, gürültü.. ‘Yalnız alıp
verilir bir selam da kalmamış…
Kentin yerli aile sayısı, bir elin parmaklarını ya
bulur ya da bulmaz. Eski yağmurlar da yok artık. Eski dondurucu kara kışlarda…
Deniz, doldurula doldurula kentliden olabildiğince uzaklaşmış.
Samsun, sırtını denize dönüp oturan bir insan
gibi.. Küskün, bağrı toz duman, gözü sisli.”
/Recep YAZGAN
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder