16 Aralık 2006 Cumartesi

Islak Kentin İnsanları

Kent Kültürü dergisi; ilk sayının heyecanı ve eksikleri ile birlikte yayın hayatına başladı. Baktıkça dergiye, unutmuş olduklarımızı görüyorum. Yer darlığı nedeniyle sıkışan yazıları ya da baskıya yetiştirirken tekrar elden geçirdiğimiz sayfaların yerlerinden oynayarak, değerli yazarımız Sıdık Akbayır’ın Yıldıray Çınar üzerine yaptığı çalışmanın eksik olarak sayfalara taşınması ve tabii Ahmet Ağabey’in yazısının yerinde olamaması..

Yapmaya çalıştığımız şeyin, şehir adına ortaya koymaya çalıştığımız potansiyelin önemi, umarım bunları ve göremediğimiz hatalarımızı telafi etmeye yeterli olur. İlk sayımızın editörü Ömer İdris Akdin’in geceli gündüzlü ortaya koyduğu performansı takdir ederken benim yazımı da kuşa çevirdiğini belirtmem gerekiyor.

Samsunlu Yazar Zerrin Koç’un kaleme aldığı “Islak Kentin İnsanları” isimli eser de eski Samsun hakkında önemli ipuçları veriyor. Editörümüzün sayfa tasarrufu inadı nedeniyle dergiye girmeyi başaramamış olan bu bölümleri sizlere sunmak istiyorum;

Yıl 1960
Elli dörtte temeli atılan deniz limanı hizmete açılmıştı. Ayrıca elli yedide yapılan hava limanının yanı sıra Samsun’u Ankara,  Trabzon ve Sinop illerine bağlayan karayolu çalışmaları tamamlanmıştı. Mayıs Devrimi’nin hemen sonrası… Kent halkının çoğunluğu suskun, kinli, öfkeli.  Devrim, bu çoğunluğun üstünde adeta şok etkisi yaratmış. Azınlığı oluşturan devrim yanlılarının canlı kıpırdanışları, Halk Partisi binasında geceli gündüzlü çaldırılan davul sesleri de olmasa, dışarıdan gelen biri kentin boşaltıldığını düşünebilir. Sokaklarda asker dolu cemseler dolaşırken, üç kişinin bir arada dolaşması yasaklanmıştı. Yıllar öncesine dayanan bu iki parti çekişmesi devrimlerle birlikte büsbütün hal almış. Halk haber bültenlerini, radyolarının içine girmişçesine dinliyor. Tutuklanmaları duyuran her anonsta çoğunluğun sinirleri yay gibi geriliyor. (230)

Yıl 1961, Güz
 “ Kentin doğu yöresini kaplayan mısır tarlalarındaki son ürün toplandıktan sonra ekim durdurulmuştu; toprak parsellenerek yerleşim alanını bu bölgeye yaymak amacıyla satışa çıkarılmıştı. Nüfusu elli bine ulaşan kent batıdan doğuya genişliyordu.  Söğütlü Bahçe’ye yapılan pazar gezintileri bitmiş, onun yerini inşaatlar almıştı. O günlerde kent halkı öğlen haberlerinde, eski Maliye ve  Dışişleri Bakanlarına verilen kararın infaz edildiğini öğrendi.” (236)

 Yıl 1986
 Doğu ve batı yöresiyle birleşen kentin güneyde tepelerin eteklerine değin yerleşimi yayılmış durumda. Geçmişe dair tek iz yaşamıyor artık. Bütün semtler, mahalleler alt üst olmuş. Bahçeler bozulmuş, deniz suyu zehirlenmiş, balıklar azalmış… Çoğalan binalar, inşaatlar, insanlar, araçlar, sesler..Uğultu, gürültü.. ‘Yalnız alıp verilir bir selam da kalmamış…

Kentin yerli aile sayısı, bir elin parmaklarını ya bulur ya da bulmaz. Eski yağmurlar da yok artık. Eski dondurucu kara kışlarda… Deniz, doldurula doldurula kentliden olabildiğince uzaklaşmış.

Samsun, sırtını denize dönüp oturan bir insan gibi.. Küskün, bağrı toz duman, gözü sisli.”

/Recep YAZGAN


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder