14 Kasım 2008 Cuma

Samsun, Spor Ve Siyaset


Bana göre hiçbir şekilde bir araya gelmemesi ve birbirinin işine karışmaması gereken ama birbirinden de kolay kolay ayrılmayan iki kelimedir spor ve siyaset ve ne yazık ki genelde de siyasetçilerin eli hep sporun içindedir. Siyasetin spora el atması siyasetçiye ne sağlamıştır; tartışılır ama spora neredeyse çoğunlukla ve yalnızca zarar vermiştir. Samsunspor’un beş altı yıldan beri yaşadığı sıkıntıların çok büyük kısmı siyasetin bilmediği, anlamadığı, anlaması ve hatta bırakın yönetmeyi anlamak için bile zaman ayırması mümkün olmayan spora müdahalesinden kaynaklanmaktadır.

Ve işin hazin tarafı bu kulüp siyasetin kendisini düşürdüğü kuyudan yine siyasetin ve siyasetçinin uzattığı kementle çıkmaya çalışmaktadır. Eğer çevredeki insanlar seyretmekle yetinmeyip de halatın ucundan tek elle bile olsa tutarlarsa bu kuyudan çıkış sanılandan daha tez ve daha kolay olacaktır. Zira kemendi atan ve ucundan –şimdilik de olsa- sıkı sıkı tutan adam geçmişten gelen ve gelecekte de mutlaka ortaya çıkacak olan siyasetçi kimliğini ısrarla ve inatla Samsunspor Kulübü’nün tel örgülerinin içine sokmamaya çalışıyor. Ve kabul etmek gerekir ki, Fuat Köktaş bunu oldukça da iyi başarıyor. Yeter ki, şu sıkıntılı dönemi O sinirlenmeden ve küsmeden, bu kent de Ona ilgisini esirgemeden geçirebilsin.

Siyaset Samsunspor’a yaramadığı gibi Samsunspor da siyasetçiye yaramamıştır. Samsun Büyükşehir Belediye Başkanı Yusuf Ziya Yılmaz en büyük sıkıntıları Samsunspor nedeniyle yaşamış, siyasi hayatındaki en ciddi yarayı Samsunspor yüzünden almıştır. Yine Mazhar Başoğlu da bir zamanlar var olduğu kabul edilen siyasi geleceğini Samsunspor başkanlığında ya yok etmiş ya da en azından çok uzun ve belirsiz bir geleceğe ertelemiştir. O süreçler hem Sayın Yılmaz ve Sayın Başoğlu hem de Samsunspor için kayıp yıllar olmuştur.

Samsunpor 12 Temmuz 2008’den beri Sayın Fuat Köktaş’ın kaptanlığında azgın denizlerde seyretmektedir. Teknenin kaptanı var, tayfası var ama ne yazık ki, yakıtı ve kumanyası yok; üstelik sığınacağı ilk limanda kumanya tedarik edecek parası da yok. Köktaş ve arkadaşları Samsunspor teknesini 27 Kasım’da ‘yakıt ve kumanya ikmali için genel kurul limanına’ yanaştıracaklar. Bu kentten tek istedikleri sağlıklı ve huzurlu sulara yeniden açılabilmek için gerekli yakıt ve kumanya ikmaline katkı.

Böyle bir dönemde bir süreden beri kenti meşgul eden yüz ya da iki yüz kombine bilet tartışması hem abesle iştigaldir hem de kurumların ve Samsun’un şanına gölgedir. Tarafların bir araya geleceklerine ve bu tür küçük engelleri el ele ve gönül gönüle aşacaklarına yürekten inanıyorum. Bu arada bir de kendi en ucuzundan bir kombine bilet almayan yerel ve genel siyasetçilerin, sivil toplumcuların ve iş aleminin bazı kurumları bol keseden eleştirmesini ve hatta idam sehpasına çıkartmasını da anlayamıyorum.

Ben ayrıca, Samsunspor’un en kritik döneminde bir trilyon liraya yakın para veren Sayın Turgut Tüfenk’in susup köşesine çekildiği bir süreçte elini cebine atmayanların şimdi Aslan Karanfil’i ya da Adem Bektaş’ı taşlamalarını da anlayamıyorum. Hazreti İsa zamanında ‘ilk taşı hiç günahı olmayanlar atsın’ dendiğinde taş atacak kul bulunamamıştı. Meğer çağımızda ne çok günahsız varmış!
/Osman KARA
14.11.2008

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder