23 Ocak 2012 Pazartesi

Kentlilik Bilinci Ve Kent Yöneticilerinin Yaklaşımı..

Samsun’un sorunları konuşulurken gelmiş geçmiş bütün kent yöneticileri ve sivil toplum kuruluşlarının görüş birliğine vardığı konu, “Samsun da yaşayanların birlik ruhunu oluşturamadığı” konusudur. Samsun’da ki bu birlikteliği sağlaması gerekenler, sanki onlar değilmiş gibi her buldukları fırsatta Samsun’un bu eksiğini gündeme getirirler. Bu konuda ciddi ve samimi çaba harcayan kuruluş olarak sadece kuruluş amacı ve felsefesi de bu olan SAM-SEV’İ gösterebiliriz. Ancak geçmişte SAM-SEV’İN de bu yönde ki her türlü çabasının önüne setler çekilmiştir. Hem de üzülerek söylemek gerekirse, bunu yapanlar da bu eksiklikten yakınan yerel yöneticiler ve bazı sivil toplum kuruluşları olmuştur.

Şimdi size geçtiğimiz günlerde 19 Mayıs Üniversitesi’nden Yrd. Doç. Dr Ahmet Mutlu tarafından büyük bir çaba ile hazırlanmış “METROPOL KENT SAMSUN’DA KENTLİLİK BİLİNCİ ARAŞTIRMA PROJESİ” sunumundan söz etmek istiyorum. Konu son derece önemli ve Samsunluların çok ihtiyacı olan bir araştırmaydı. Doğal olarak Samsun gibi Metropol bir kenti yöneten yöneticiler ve sivil toplum kuruluşlarının yönetim kadrolarının salonu doldurduğunu ve sunumu büyük bir ilgi ile izleyip sorularla sempozyuma zenginlik kazandırdıklarını düşünüyorsunuzdur. Heyhat! Böylesine bir fırsat, her şeyi en iyi bildiklerini ve bilimsel verilerle donatılmış bir araştırmadan bir şeyler öğrenebilmelerine bundan önceki benzer sempozyumlarda olduğu gibi ihtiyaçları olmadığını düşünen yerel yöneticilerimiz tarafından izlemeye ve dinlemeye değer görülmemiştir.

2007 yılı başlarında Samsun’da yaşanan büyük sel felaketi sonrası, Ağustos 2007 tarihinde Mimarlar Odası Samsun Şubesi tarafından çeşitli üniversitelerden gelen şehircilik uzmanlarının katılımı ile bir “Sel Sempozyumu” düzenlenmişti. Samsun’un yedi dere üzerinde kurulduğu ve bunun yarattığı sel sorunlarının haritalarla anlatıldığı bu sempozyumu da, hiçbir kent yöneticisi ve kamu görevlisi ilgiye değer bulmamıştı. 2008 de Elektrik Mühendisleri Odası Samsun Şubesi tarafından düzenlenen Karadeniz Bölgesi Enerji Sempozyumu ve 2009 da düzenlenen “Samsun Enerji Dağıtım Trafoları” konulu sempozyumuna da hiçbir kent yöneticimiz ve kamu yöneticisi katılmamıştı. Hem bir kentin yönetiminden sorumlu olacaksınız, hem de kentte dayanışma ve birliktelik olmamasından yakınacaksınız, sonra da bu konuda yapılan hiçbir bilimsel toplantıya katılmayacaksınız, bu nasıl açıklanabilir bilemiyorum. Bu nedenle, Samsun’da Kentlik Bilinci Araştırması sunumuna katılarak sunumu izleyen Valimiz Sayın Hüseyin Aksoy’u ve Atakum Belediye Başkanı Sayın Metin Burma’yı duyarlılıkları için kutluyor ve bir Samsunlu olarak kendilerine teşekkür ediyorum.

Sunumu izleyen sivil toplum kuruluşlarından SAM-SEV ve katılımcı diğer bir kaç kuruluşa da aynı duygularla teşekkür ediyorum. Şimdi sizlerle bu önemli bilimsel sunumdan bazı alıntıları paylaşacağım. Sanırım sizler de bu tespitler dahi, bu toplantıyı izlemek ve sorular sorabilmek için yeterliydi diye düşüneceksiniz. İşte araştırma projesinin sonuç bildirgesinden bazı alıntılar;

--Kentleşme iki yönlü işleyen bir süreçtir. Bir yönüyle uygarlaştırıcı etki yaratırken, bir yönüyle de geleneksel kültürel değerleri ve yaşam tarzını aşındırmaktadır.

--Kentleşmenin yarattığı sosyo-kültürel sorunlar, uygarlaşma işlevinin yavaş seyretmesi ve buna karşılık, aşınan (Geleneksel) kültürel değerlerin yerine ikame edilecek alternatif değerler konulamamasından kaynaklanır. Bu boyutu nedeniyle, aslında kentlileşme kolay gerçekleşen bir süreç değildir. Çünkü birey kentte yaşamaya başladığı andan itibaren önceki yaşamının bir parçası olan bazı tutum ve davranışlarını terk edip, yenilerini benimsemek zorundadır. Bu ise, sosyo-psikolojik ve kültürel bakımdan kolay değildir. Nitekim ülkemizde kentleşmenin hızlı olmasına karşılık, kentlileşmenin yavaş seyrettiği görülmektedir.

--Bu olumsuzlukları gidermek üzere Bursa Büyükşehir Belediye Başkanlığı, Eskişehir Tepebaşı Belediye Başkanlığı, İzmir Karşıyaka Belediye Başkanlığı yörelerine özel projeler üreterek kentlilik bilincini geliştirmeye özen göstermişlerdir.

--Yapılan bir araştırmada, ulaşılan sonuçlardan birisi de; Samsun’un Karadeniz Bölgesinin en gelişmiş ili olma özelliğini taşıması nedeniyle 1980-1990 arasında yoğun bir göçle karşı karşıya kalmasıdır. Bir başka sonuca göre de Samsun, tarihsel olaylar ve 1980 sonrası aldığı göçler sonucu kozmopolit bir nüfus yapısına sahiptir.

-- Bu yapının da etkisi ile Samsun’da ki kentlilik bilinci düşük veya iyimser değerlendirmeyle orta düzeydedir.

-- Çok değişik konularda sorular yöneltilerek yapılan sorgulamalar sonunda, “kentsel sorunlara duyarlılık ve farkındalık” kapsamında ki kente özgü tutum ve davranışlar bakımından kentlilik bilincinin düşük olduğu anlaşılmaktadır. Buna karşılık kentlilik bilincinin, kent (Samsun) aidiyeti, kenti
(Samsun’u) sahiplenme gibi Samsun ile doğrudan ilgili ya da bireylerin gündelik yaşamlarını doğrudan etkileyen durumlarda orta ve yüksek düzeyde olduğu ortaya çıkmaktadır.

--Kente özgü tutum ve davranış düzeyinin düşük, Samsunluluk bilincinin orta ve kent sorunlarına duyarlılığın yüksek düzeyde oluşu, Samsun’da ki bazı sosyo-kültürel çelişkileri ortaya koymaktadır.

--Samsun’un göçlere bağlı olarak kozmopolit bir yapıda oluşu, bir yandan kente özgü tutum ve davranışların gelişmesini olumsuz etkilemekte, bir yandan da Samsunluluk bilincinin oluşmasını güçleştirmektedir.

-- Gerek göç yolu ile Samsun’a gelenlerin, gerekse doğma büyüme Samsunlu olanların kent kültürünün evrensel ( Kente özgü tutum ve davranışları) konusunda ki eksiklikleri, Samsun’da bir arada yaşama ruhunu güçlendirecek ortak bir duyarlılığın gelişmesini yavaşlatmaktadır.

--Doğma büyüme Samsunlu olanlarla farklı yörelerden gelenlerin kentsel alanda kente özgü ortak nitelikli tutum ve davranışlar konusunda “ortak bir dil” geliştirememiş olması nedeniyle, tarafların iletişim dili Samsun üzerinden değil “kendi kentleri üzerinden” kurulmaktadır. Bunun bir göstergesi olarak, Samsun’da araçlar da sıklıkla “Bize her yer Trabzon” yazılarına karşılık, “ Samsun her yer değil şehr-i Samsun veya Ondokuzmayıs kenti Samsun” yazıları görülmektedir. Bu, ortak bir mekânda ( Samsun), kent kültürünü Samsun’a ait referansla değil, kentte yaşayanların kendi kentlerine ait referansla kurmak istemelerinin dışa vurumu olarak değerlendirebilir.

--Bu yapı, kentin kozmopolit yapısının kültürel zenginliğe ve potansiyele dönüşmesine değil, siyasi, sosyal ve kültürel kutuplaşmaya ve kısırlığa yol açmaktadır. Samsun’da bu yapının kutuplaşmaya değil sinerji ye dönüştürülmesi kaçınılmazdır. Bunun için de “üzerinde anlaşılmış bir kent kültürünün” yaratılması gereklidir. O nedenle, Samsun’da yaşayan ve kendilerini farklı kent kimlikleriyle ifade etmeyi tercih edenlerle, kendilerini Samsun’la ifade edenlerin ( Kent yöneticileri, kanaat önderleri, siyasetçiler, iş adamları, akademisyenler vd.), bir araya gelip, uzlaşı ve sonuç odaklı toplantılar yapacakları bir “ Samsun Kent Kültürü Platformunu” oluşturmalıdır.
--Samsun doğumlu olanların kentlilik bilinci, Samsunlu olmayanlara göre daha yüksektir. Çünkü Samsunluların kentlilik bilinci, “Samsunluluk bilinci” ile desteklenirken, Samsunlu olmayanlar da böyle bir desteğin olmadığı açıktır. Oysa Samsun’da kentsel yaşam kalitesini geliştirmenin yolu, hem Samsunlu olanların, hem de Samsunlu olmayanların kentlilik bilinçlerinin birbirine paralel veya yüksek düzeyli olmasını sağlamaktan geçmektedir.

SONUÇ:
Samsun’da ki örgün eğitim ve yüksek öğretimin her kademesinde, çeşitli kamu kurum ve kuruluşları ile özellikle yerel yönetim personelinde, sivil toplum kuruluşları, muhtarlıklar, din görevlileri vd. arasında kentlilik bilincini geliştirici eğitim ve seminer programları, projeler ve bazı etkinlikler düzenlenmesi yapmalıdır. Özellikle de, yerel yönetimlerin “kent kimliğini” geliştirmeye yönelik politikalara ağırlık vermesi ve bu bağlamda kentin tarihi, somut veya somut olmayan kültürü, eski eserleri, çağdaş değerleri, doğal ve estetik değerlerini belirlemeleri ve geliştirmeleri, kent müzeleri kurmaları gereklidir. Bu kentin ortak sorunları konusuna duyarlılık göstermeden, bu kentte ortak akıl ve birlikteliğin sağlanması için bir şeyler yapmadan, bu kentin iyi yönetildiğini kimse iddia edemez.
Samsun’u yönetenlerin ve yönetmeye talip olacakların bu konuda gereken hassasiyeti göstermesini beklemekte tüm Samsunluların ortak beklentisidir. İyi haftalar…

/Sadi SUBAŞI
23 Ocak 2012

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder