Önceki yazımızda kitabın önemi ve
Samsun’da okul kütüphaneleri ve bunların içinde Samsun’a ait “Samsun Kitapları”
bölümü olması gerektiğinden bahsetmiştik. Kitap ve internet ilişkisinden
bahsederek konuya devam edelim.
Kitap ve kitabın önemi tartışılmaz.
Ama Türkiye’de tartışılıyor. Cumhurbaşkanımız Külliye’de 4,5 milyon ciltlik
kütüphanenin ardından İstanbul Rami’de 5 milyon ciltlik kütüphanenin müjdesini
verirken Türkiye genelinde maalesef bu gayret bir karşılık bulmuyor.
Topladıkları vergi ve oluşturdukları bütçe içinde kültür fonu olmasına rağmen
belediyelerin çok azı dışında (ki onları tebrik ve takdir ediyorum) kültür ve
kütüphane işiyle ilgilenen yok gibi.
Gerekçeleri de hazır; “kitaba,
kütüphaneye ne gerek var, her şey internette mevcut”. “Kitap okuyan mı kaldı?
Gençler okumayı sevmiyor”. Bunun gibi daha ne bahaneler… Reklam içeren sabun
köpüğü dergi ve televizyon programlarına ayırdıkları kaynağın yüzde birini bile
kalıcı olan kitaba ayırmıyorlar.
Türkiye genelinde belediyelerin
internet sayfalarına giriniz, çoğunluğunda birbirinin kopyası olan yüzeysel
bilgilerden başka şey bulamazsınız. Madem kitabın önemi yok, o halde
belediyeler internet sayfalarında gerekli bilgiyi bulundursalar ya! Anlayamadıkları
şu; bilimsel ve kültürel yayınlara destek olup kendi yöreleri ile ilgili
araştırmaları desteklediklerinde ve yapılan bilimsel çalışmaların
yayınlanmasına katkıda bulunduklarında hem yönettikleri yerin özelliklerini
öğrenecekler hem de bu bilgilerden projeksiyon yaparak geleceğe yönelik
planlamalarda faydalanacaklar. Bu arada ortaya çıkan bilgi ve belgeleri
internet sayfalarında yayınlayarak yereli önceleyen okul ödevlerinde gençlerin
başvuru sayfası olacaklarından yeni nesil ile daha kolay iletişim kuracaklar.
Ne böyle bir fırsatın varlığından haberdarlar, ne de böyle bir altyapıya
ihtiyaç duyuyorlar. Hatırlatmanız durumunda da “bunda ne menfaat var” gözüyle
burun kıvırıyorlar. Neticede öne çıkan; varsa yoksa rant, ihale, imar plan
tadilatı vd öncelikli (!) konular.
Şimdi tarihe bir bakalım; Moğollar
geldi Bağdat kütüphanelerini yok ettiler. İslam dünyası hafızasını kaybetti,
büyük bir çöküş yaşadı. Bu olay tarihte oldu bitti derken Amerikalılar Irak’a
girdi önce kütüphane ve müzeleri yağmaladılar. Fakat aynı ABD’liler dünyadaki
tüm yayınları topluyor ve kütüphanelerinde arşivliyorlar. Dertleri ne? Onlarda
internet yok mu?!
Bizde ise kitap ve yayının önemi
maalesef ihmal ediliyor; bilerek ya da bilmeyerek, gaflet ve delalet, belki de
hıyanet neticesi kitap düşmanlığı almış başını gidiyor. Niçin böyle
yapıyorsunuz denildiğinde kâğıt israfından bahisle “internette var” deniyor.
Bilginin internette olabilmesi için birilerinin bu bilgiyi internete koymak
zorunda olduğunu, bunun için de ilgili kişilere belediyelerin kaynaklarından
destek sağlama görevini bir türlü kavrayamıyorlar.
Şimdi soruyorum; ey kitabı önemsiz
görenler, araştırma ve yayına gerekli desteği vermeyenler, (bir kısmı istisna,
onları tebrik ediyorum, çoğunluğu için ise rahatlıkla söyleyebilirim), “ey
kitapsız belediyeler”; sizin kültürle ilgili bir kaygınız yok mu, bilgiye
ihtiyacınız yok mu? Herşeyi internete havale edince çocuklar nasıl internetin
başından kalksın da kitap okusun, çevreyi algılasın, düşünsün, tartışsın,
bilgiye farklı kaynaklardan ulaşmayı öğrensin?
Ey yaşadığı yeri merak etmeyen,
araştırılması için gerekli desteği esirgeyen yerel yöneticiler; “internetin
fişi sizin elinizde mi?” Adamlar yarın internetin fişini çektiklerinde halimiz
nice olacak? Daha şimdiden birçok önemli sitenin paralı hale geldiğini görmüyor
musunuz? Bilginin para demek olduğunu hâlâ anlamadınız mı?
Bugün mevcut imkanlara rağmen paralı
olan bilgi yarın senin üretmediğin bilgi olarak fiyatı ne olacak? Paramız
yetecek mi? Dahası ihtiyaç duyduğunuz bilgiye ulaşmak istediğimizde “ilgili
internet adresine erişiminiz engellenmiştir” yazısı karşımıza çıktığında
halimiz ne olacak?
Tekrar soruyorum; internetin fişi
bizim elimizde mi ki, kitaba alternatif olarak sürekli interneti adres
gösteriyorsunuz? Adamlar yarın interneti bizim erişimimize kapattıklarında
bunun Moğolların Bağdat kütüphanelerindeki kitapları yok etmelerinde farkı ne?
Öyle de kitapsız kaldık, böyle de kitapsız kalacağız.
Bu konuda o kadar çok söylenecek söz
var ki… Lakin kime ne anlatacaksınız. Ne demiş Mevlâna; “anlayışlı bir
yârin/dostun hasretinden öldüm”.
/Cevdet
YILMAZ
24 Şubat 2019
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder