25 Ocak 2019 Cuma

Enflasyonla Mücadelede Semt Pazarlarının Yeri Ve Önemi


Daha önce semt pazarlarının Samsun için önemini yazmıştım. Yerel seçim sürecine girdiğimiz şu günlerde konuyu tekrar ele almamızı gerektiren çok sayıda gelişme oldu. Bunların başında çarşı pazar fiyatlarındaki anormal artışlar. Evet, kış sezonu, sebzenin biraz pahalı olması kabul edilebilir. Fakat bu kadar yüksek rakamlar neyin nesi? Dar gelirli çaresiz. Tüketicinin cebini yakan fiyatlar üreticinin cebine girmiyor. Üretici ile tüketici arasındaki fiyat farkını anlamak ve açıklamak hayli zor. Basın yayına bakıyorsunuz hep “aracılar” suçlu. 

Samsun şehri iki tarafındaki verimli ovaları ile tam da bu anlamda Türkiye’nin en şanslı yerleşim yerlerinden biri. Çarşamba Ovası’nın fındık istilasına henüz tam olarak uğramamış Dikbıyık çevresindeki bir kısım köyler ile Bafra Ovası sebze tarımında çok önemli. Bu kadar yakında böylesine bir üretim potansiyeli varken (diğer şehirleri anladık ta) Samsunlular niçin pahalı sebze yiyor?

Tam seçim arifesindeyiz. Başkan adaylarının hem yöneticilik yaptıkları dönem içinde hem de şimdi pazarlardan haberleri yok. Olsa böyle olmazdı diyerek hatırlatalım istedik;

-Üretici açısından; şehrin yakın çevresindeki sebze üretimi yapan köylüleri baş tacı edelim, üretmeleri için onları var gücümüzle teşvik edelim. Bunun için semt pazarlarında onlara kolaylık sağlayalım. Yeri yurdu belli olsun. Ulaşımlarını kolaylaştıralım, rahat gelip gitsinler, ürettiklerinin tamamının getirebilsinler ki bolluk olsun, bu bolluk fiyatları aşağı çeksin. Pazar yerlerinde (komşuya, kahvehaneye, muhtaç olmadan) mescidi, lavabosu, tuvaleti, kışın sıcak çay servisi olsun.

-Tüketici açısından; kadınlar iş hayatına girdi. Gündüz çalışıyorlar. Hafta içi pazara gitmeleri zor, ancak akşamüstü gidebilirler. O yoğunlukta da çile çekiyorlar. Niçin? Pazarlar adam gibi pazar değil, zabıta denetlemiyor. Tezgâhlar gelişigüzel kurulmuş, yürünmüyor. Pazar arabaları, çadır direkleri derken adım atmak zor. Çocukluysanız daha da zor. Bütün bunlar tüketiciyi marketlere yönlendiriyor. Pazarların müşterisi azalıyor, pazarcılara da daimî müşteri lazım, haftalık satma durumuna göre mal getiriyor. İstikrar yakalayabilirlerse daha güvenli ve daha fazla ekim yaparlar.

-Marketler ne yapıyor? Onlar da; yakın çevreden mal almıyor, uzaktan getiriyor, marketlerde seçerek alma gibi bir avantaj varsa da seçtikçe, dokundukça sebze meyve pörsüyor. Kasanın yarısı atılıyor. Kasanın yarısı ziyan olunca market bu zararı sebze meyve fiyatına iki kat zam koyarak telafi ediyor. Başka ne yapıyor? Raf ömrünü uzatmak için daha olmamış, olgunlaşmamış sebze meyveyi yediriyor. Hem tat alamıyoruz, hem iki kat para veriyoruz. Daha vahimi ise ulusal marketler sokak aralarını doldururken sadece bakkalları değil manavları da yok ettiler. Böylece Samsun köylüsü ile manav bağlantısı kesildi.

 Sonuçta ne oluyor? Çarşamba’nın Bafra’nın tam olgunlaşmış, akşam tarladan sökülmüş sabah pazara gelen sebzesini sırf bu duyarsızlık ve umursamazlıklar yüzünden kaybediyoruz. Köylüler bin cefa ile elde ettikleri mahsulü gerçek değerine satacak imkanı bulamıyor. Üretmekten vazgeçiyor. İl ve ilçe merkezlerine yerleşip o da tüketici oluyor. Samsun’un parası Samsun’da kalmıyor, dışarı gidiyor. Müstahsil ve mahsul (üretici ve ürün) azaldıkça fiyatlar artıyor. Aynı oranda gelirimiz artıyor mu? Hayır.

Ey yöneticiler! Sebze meyve fiyatlarındaki anormal farktan aracılar sorumlu ise niye üretici köylünün doğrudan şehirde mahsulünü en kolay ve en çabuk şekilde satmasının önündeki engelleri kaldırmıyorsunuz? Bu kolaylıkları yapmanıza da aracılar mı engel oluyor?

Ey ilk ya da ikinci, üçüncü kez yönetime talip olanlar!  Bu konular niçin sizin gündeminizde yok? Liderlerinizden “bunlardan da bahsedin” diye sufle mi bekliyorsunuz?

Diyorum ki; Samsun bu olumsuz zinciri kırabilir. Çevresinden başlayarak sebze meyvedeki oyunu bozabilir, Türkiye’ye örnek olabilir. Bu çark olumlu yönde dönmezse Bafra Ovası da yakın gelecekte fındığa terk edilebilir. Olumlu yönde olursa Çarşamba Ovası’nda Dikbıyık’tan itibaren doğu yönde Terme’ye kadar fındıklar sökülüp tekrar sebze tarımına başlayabilir.

Sesimizi duyan var mı?

/Cevdet YILMAZ
25 Ocak 2019

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder