23 Haziran 2015 Salı

İhanet Belgesi -1

Dün gazetenin manşeti bu şekildeydi. Terme’ye konumlandırılacak 2. Termik santral için Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, DSİ, Çevre ve Tarım Müdürlüğü gibi kurumların olumlu sonuç bildirmesi üzerine yeniden ÇED Raporunun gündeme gelmesi üzerine gazetenin açtığı başlık buydu. Sağlık alanına dair kamusal erk nasıl bir bildirim yaptı. Bilmiyorum. Bir daha yazalım.

Türkiye’de 19 Kömürlü Santralin yıllık sağlık maliyetini tekrar hatırlatalım:  2.876 erken ölüm, Yetişkinlerde 3.823 yeni kronik bronşit vakası, 4.311 hastane yatışı, Yıllık 637.643 iş günü kaybı yaşanmaktadır. Terme bölgesi için hava kirliliği çok vurgulandı. Ben bugün Su Kirliliği ve Termik santraller konusunu aktaracağım. Kimse bunlar sağlıklı demesin diye… Kömür yakıtlı termik santrallerden kaynaklanan atıklar birçok toksit element içerir. Bu elementlerin su kaynaklarına sızması, atıkların bertaraf edilmesi ile ilgili çevresel etkileri açısından büyük önem taşımaktadır.

Fosil yakıtların (6 nolu fuel-oil, kömür vb.)yanmasıyla birlikte, içeriğinde bulunan kirliliğe sebep olma potansiyeline sahip arsenik(As), Kadmiyum(Cd),kurşun(Pb),antimuan(Sb),Selenyum, Kalay(Sn) ve Çinko (Zn) gibi toksit iz elemenler cüruf, kül ve gaz şeklinde ortaya çıkan atıklara geçer. Atıkların çevreye boşaltılması ile içerdikleri zehirli iz elementler, atmosfer, yeryüzü ve okyanuslara kadar taşınabilir. Bu elementler atıkların yağmur suları ile yıkanması ve olası yeraltı taşımı sonucu, toprak örtüsü, yüzey suları ve yeraltı sularına karışmaktadır.

Termik santrallerin önemli çevresel etkilerinden bir soğutma suyu ihtiyacından kaynaklanır. Bu nedenle termik santraller çoğunlukla nehir, göl veya deniz gibi kaynaklara yakın yerlere kurulur. Yoğunlaştırıcılarda kullanılan soğutma suyu genelde 7 ile 10 derece ısınmış olarak alındığı ortalama geri verilir. Gerek soğutma suyunun ortamdan çekilmesi ve gerekse kullanılan suyun ortama verilmesi önemli çevre sorunları yaratabilmektedir. Isınmış suyun deşarjı sudaki yaşam zincirini olumsuz etkilemektedir.

Termik santrallerde özellikle; soğutma suyu pompalarından ısı değiştiricilerinde mekanik ekipman temiz ve bakım işlemlerinden kaynaklanan petrol ve yağ atıkları içeren atık sular, yeraltı ve yerüstü su kaynakları için çok önemli bir kirlenme nedenidir.

Termik santrallerde kullanılmakta olan soğutma suyu pompalarla çekilerek arıtmadan geçirilmekte ve bu sırada geçici sertlik giderimi çöktürme ve mikroorganizmaların yok edilme aşamasında kimyasal maddeler ilave edilmektedir.

Ayrıca santral bacasından çıkacak olan kirletici gazların oluşturacağı asit yağmurları da suların ph’ını değiştirebilmektedir. Uçucu küllerde bulunan Fe, Mn, Co, Cu, Zn, P,Uranyum gibi ağır metallerde zamanla taban suları vasıtasıyla alıcı ortama verilmektedir.

Termik santrallerin buhar kazanlarından sirkülâsyondaki suların içine biyolojik gelişimi önleyici toksit kimyasal maddeler eklenir. Bu kimyasal maddeler arasında hidrolik asit, sülfürik asit, sitrik asit, EDTA, formaldehit ve üratrofin sayılabilir.

Muğla Yatağan Termik Santrali civarında yeraltı ve yerüstü su kaynaklarına olan etkilerinin araştırıldığı bir çalışmada 2 baraj,5 yüzey ve 2 yeraltı su kaynağından alınan su örneklerinde kalsiyum, kurşun, kadmiyum, antimuen ve kükürtdioksit analizleri yapılmıştır. Analiz sonuçlarına göre, bazı örneklerde söz konusu metallerin Türkiye, EPA ve WHO tarafından belirlenen referans değerlerinin üzerinde olduğu referans edilmiştir.

Yunanistan’da toplam 4048 MW Kurulu güce sahip 4 termik santral bölgesindeki küllerde kanserojen polisiklik aramatie hidrokarbonlar (PAH) ve ağır metaller yönünden analizlerde artış saptanmıştır.

Hindistan da termik santrallerin olduğu bir bölgede sularda kalsiyum ve kükürtdioksit oranları yüksek bulunmuştur. Yine Hindistan da yapılan diğer bir çalışmada 440 MW güce sahip bir santral bacasının elektrofili trelerinden kaçan uçucu küllerin analizinde Ni, Krom, Kurşun düzeyleri yüksek bulunmuştur.

/Cem ŞAHAN
23.06.2015

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder