Geçtiğimiz akşam bir siyasiyle sohbetteyiz.. Samsun'da
belediyeciliği konuşuyoruz.. Hizmetleri bir yana bıraktık, sohbet Samsun'un
genleriyle oynanmasına geldi.. Masamızdaki bürokratta var.. Herkes hemen hemen
aynı düşüncede; Samsun'un genleriyle oynanıyor.. Baktım ki, bizim aylardır
söylediğimiz sözlerin aynısını konuşuyoruz.. Siyasi olan arkadaşımız bizden
'daha derin incelemiş konuyu'.. İsmi lazım değil.. Söylediklerini aktarıyorum.
Çünkü o kişi 'farkındalıklarıyla zaten göz önünde olan biri'.. Samsun'na katkı
vermek isteyen bir belediye başkanı
öncelikle Samsun'u geçmişe taşımalı diyor.. Nasıl diye sorduk..
"Burası seçilmiş bir kent. Atatürk kurtuluş
mücadelesini başlatmak için boşuna mı burayı seçmiş. Osmanlı döneminde boşuna
mı ticaret merkezi olmuş. Bağdat Caddesi niye var Samsun'da" dedi. Sonra
da ekledi.. "Sahildeki (o sırada bana gönderme yapıyor) sizin minik
aslanlar dediğiniz heykellerle bu kentin ne alakası var, ne ilgisi var.." "Amazonlar
kimin umurunda.." "Sülün heykelleri, nedir ki.. Samsun ile ilgili bir
tanıtım yapmak istersen, öncelikle neyi söylersin.." *Hani aslanların
olduğu kent var ya diyebilir misin?.. *Sülünlerin
diyarı desen olur mu?.. *Amazonların
yaşadığı yerleşim yeri desen Samsun akıllara gelir mi?.. "Peki, Atatürk'ün kurtuluş mücadelesini
vermek için çıktığı yer desen bırakın Türkiye'yi googleye yazsan ne çıkar
karşına".. Sohbet koyuydu.. Herkeste merakla dinliyordu.. Merak ettik, siz
bu kentte söz sahibi olsanız, bütününe hitap edecek bir makamda olsanız ne
yaparsınız diye sorduk.. "Samsun'un geçmişte olduğu gibi ticaret kenti
olması için çabalarım.. Kurtuluş kenti olduğunu vurgular, onu turizme
dönüştürür, Osmanlı ve Selçuklu dönemindeki coğrafik konumunun tüm
özelliklerini yeniden kazandırmak için çabalarım. Bu da çok zor şey değil.
Samsun denilince havası halen var ama içi boş"..
Laf Saathane Meydanı'na geldi.. Orayı
konuşmaya başlayınca, hatları gerildi.. "Yazık olacak o tarihe.
Oradaki proje, tarihi yok etmekten başka bir şey değildir. Tarihi ortaya
çıkarıp, ticaretten koparılmadan restore edilmeli. Yazık olur, geri dönüşü de
olmaz o tahribatın" dedi.. Bir ara düşündüm..Sonra da sordum.. Bunları yüksek sesle söyleyecek misiniz?.. Elbette
ama 'az bir zaman sonra'.. Sanırım anlamışsınızdır.. Seçime doğru demek
istedi..
Ve bu sözleri, inanıyorum ki; bizzat kendi ağzından
önümüzdeki 10 ay içinde çok duyacaksınız.. Hem de 'o sözleri söyleyebilecek
konumda olan biri olarak karşınızda olma olasılığı yüzde yüz gibi gözüküyor.. Günün
sonunda masadaki hemen herkes, 'o siyasinin fikirlerine katıldı'.. Samsun'un
genleriyle oynanıyor.. Bu sözleri söyleyen o siyasinin kim olduğunu sormak için
arayacağınız biliyorum. Beklerim, yanıtlarım da.. Ama Samsun'un genleriyle kimin oynadığını
sormanıza gerek yok.. Yazımın içinde zaten o var.. İsme gerek yok..
03.05.2013
/A.YENER
CABBAR
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder