22 Temmuz 2006 Cumartesi

Belediyelerimizin Kültürel Etkinlikleri

Son yıllarda ne yapılıyorsa, ne yapılmak isteniyorsa hep Avrupa Birliği ölçütleri öne sürülüyor. AB böyle istiyor diye bunlar yapılıyor, uyum yasaları diye ileri sürülüyor. Oysa yasalar öncelikle hangi ülkede yürürlükte olacaksa o ülkenin koşullarına uygun olmalı, o halkın, o ulusun gereksinimlerini karşılamaya yönelik olmalı. Yani bizim başımız ağrımasa da komşumuz banalgin içiyor diye biz de o ilacı içmek zorunda değiliz. Bizim neye gereksinimimiz varsa onu alırız. İşte böyle son yıllarda birçok yasa böyle çıkıyor. Belki gerçekten ihtiyacımız var ancak bunu biz belirleyelim.

İşte bu uyum yasalarından biri de kültür alanında çıktı çıkıyor. Adem-i merkeziyetçi bir yöntem izlenmeye çalışılıyor. Gerçi yıllardır hep merkezin baskısından, merkeze bağlanmaktan yakınılır. Artık taşra kendi gereksinimlerine göre işini görsün, denir. İyi güzel de acaba merkeze bağlı olmanın bir zorunluluğu yok mu? Belki Avrupa’da bir çok ülke bu sistemle yönetiliyor ve de iyi yönetiliyor. Avrupa’da Federe Sistemler var. Eyaletler adeta bakımsız devlet gibi hareket ediyor. Bizde de böyle olsa ne olur deniyor. Ülke gerçeklerini biraz daha yakından, bilenler Avrupa ülkelerinden nedenli geri olduğumuzu anlar ve bunun sakıncalarını anlar. Kültür ve eğitim sorunlarımız ortada, ulusal birliğinizin karşı karşıya bulunduğu tehlikeler ortada “biz diyoruz ki komşum renkli gözlük takıyor biz de takalım” oysa bizde ortam öyle karanlık ki bu gözlükle iyice kararacak ortalık.

Evet neyse olan oluyor biten bitiyor, biz “Hayırlı olsun”diyelim. Yani yasa ile illerdeki birçok kültür kurumu ya belediyelere ya da il özel idarelerine devrediliyor? Belediyeler zaten bu tür etkinlikler düzenliyordu, bundan sonra görev ve sorumluluk artıyor. Tesisler daha etkin bir duruma gelmeli. Bakanlıkların taşra örgütleri kapatılınca artık bakanlıkların görevleri de mahalli yönetimlere devredildi. Belediyeler seçimden çok etkileniyor, çok politize oluyor. Seçimden seçime büyük değişiklikler oluyor. Bakanlıkların taşra örgütleri de bundan çok etkileniyordu da yine de merkeze bağlılığın ayrı bir özelliği vardı bunu artık yöresel yönetimler sürdürecek. Yurttaşlar hangi siyasal görüşte olursa olsun kültür ve sanat etkinliklerinden yararlanmalı. Kültür-sanat-eğitim günlük politikadan etkilenmemeli. Müzeler, kütüphaneler, kültür merkezleri tüm halkın ortak malıdır.

Samsun büyük bir il ve büyük bir kent. Ayrıca ilimizi büyük bir kültür ve sanat ili durumuna getirmemiz de gerekir. Yeni yasa ile kentte birçok kültür kurumu yöresel yönetimlere devrediliyor. ATATÜRK KÜLTÜR MERKEZÎ gibi ülke çapında “belki ikinci üçüncü böylesi büyük bir kurumun kentte bulunması çok büyük bir kazanım, ancak bunu çok iyi değerlendirmek gerekir.Ulusal ve uluslararası kongre ve kültür merkezi olabilecek böylesi dev bir kurumu Samsun çok iyi değerlendirmeli. Müzelerimiz bölgenin en zengin müzeleri,kütüphanelerimiz zengin bir koleksiyona sahip, Yeter ki bunları iyi değerlendirelim.

Kentimizin kültür değerleri de uzun süredir çok ihmal edilmiş. Sivil mimarı yapılarımız çok sahipsiz ve harap. Yedi yüz yıllık camimizin içinde lokanta yapılmış, çok değerli iş hanı öylesine ihmal edilmiş ki adeta yok oluyor. Kişilere ait bir çok güzel yapı yıkılmaya terk edilmiş ve çok az dikkat ettiğimiz ÇINARLARIMIZ var. Osmanlının sembolüydü ÇINARLAR. Kentimizde tüm ihmallere karşın bir kaç çınarımız ayakta duruyor. Paha biçilemeyecek değerdeki bu doğal varlıklarımız sadece yaradanın korumasında. Saathane Meydanı’ndaki eşsiz çınarımız, Gaziler Meydanı’ndaki ulu çınarımız dallarını budaklarını ne de güzel yaymış. Belediyelerimizden dileğim, çınarlarımızı korumaya alsınlar, inceletsinler kimlik plaketlerini üzerlerine assınlar. Eski vilayet konağının bahçesi çok güzel bir çınar bahçesi, zaman zaman doğa sevgisinden yoksun kişiler gelişigüzel buduyor, güzelliklerini bozuyorlar. Belediyelerimizden kentin bir kültür envanterinin yapılmasını, bu anıt ağaçların belirlenmesini diliyorum. Artık kentimizin bir kimliği olsun, dünden getirdiğimiz birkaç değerimizi gelecek kuşaklara emanet  edelim.

Kentimizde, ilçelerimizde kültür değerlerimizi belirleyip topluma bir çevre bilinci aşılayalım. Farkında olmadığımız değerlere dikkat çekelim.

/Rasim Efendioğlu

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder