29 Eylül 2010 Çarşamba

Omü ve Büyükşehir Belediyesi


Birkaç günlük ayrılıktan sonra kente döndüğümde gözüme çarpan ilk haber "Ondokuz Mayıs Üniversitesi'nin girişindeki takın Samsun Büyükşehir Belediyesi tarafından yıkılması" oldu. "Ülkenin ve kentin bunca sorunları varken yol üstündeki sıradan bir takın yıkılması çok mu önemli" diyebilirsiniz. Üstelik Büyükşehir Belediyesi'nin "daha iyi bir tak" yapılacağını açıklamasından sonra.

Önemli olan takın kendisi değil, yıkılışında izlenen ya da izlenmeyen usul ve sonrasında yapılan açıklamalar. OMÜ Rektörü Prof. Dr. Hüseyin Alkan "yıkımın kendilerine haber verilmediğini" öne sürüyor. Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreteri Kenan Şara ise "arkadaşlara sordum, yapı işleri dairesine haber vermişler" diyor. Sayın Genel Sekreter olayın büyütülmesine de şaşırmış görünüyor. Zaten yeni ve daha güzel bir takı da kendileri yapacakmış.

Bu sıradan haberin altında bir türlü yerleşemeyen demokrasimizin ve her geçen gün biraz daha aşınan hukukumuzun öyküsü yatmaktadır. Bir tarafta kendi çevresinde ne olup bittiğini sorgulamayan bir alakasızlık diğer tarafta ise "ben devletim ister yıkar, ister yaparım" vurdumduymazlığı. Bu Ondokuz Mayıs Üniversitesi'nin Hafif Raylı Sitem konusundaki bilgisizliğinin ilk itirafı değil. Rektör Prof. Dr. Akan daha çok yakın bir zamanda "üniversiteye çıkmayacak hafif raylı sistemi ben yapayım" derken bu bilgisizliği ve ilgisizliği dolaylı da olsa itiraf etmişti. Bir yanlış anlaşılmayı düzeltmek için hemen söyleyelim ki, bu ilgisizlik kendi dönemlerini kapsasa da Sayın Akan'la başlamış değil, çok öncelerden, projenin yoğun olarak konuşulmaya başlandığı 2000'lerden geliyor. Bu sistem bu kentte on yıldan beri konuşuluyor, tartışılıyor, projenin sahipleri yani Samsun Büyükşehir Belediyesi'nin Sayın Başkanı ve Sayın Genel Sekreteri her fırsatta "Üniversiteye çıkacak" diyorlar ama üniversiteden bir Allah'ın kulu çıkıp da "nereye geliyorsunuz, ne zaman geliyorsunuz, nereden geçecek nerede duracaksınız" diye sormuyor. Hayret ki ne hayret!

Bizim devletlilerimizin ve hele de seçilmişlerimizin vatandaşı yok saymasına alışmıştık ama görünen o ki, Samsun Büyükşehir Belediyesi OMÜ'yü de yok sayıyor. Toplama merkezini OMÜ'nün arazisine kondururken de kimseye haber vermemiş, OMÜ'ye de iş dönülemeyecek noktaya geldiği ve muhtemelen de Ankara devreye girdiği için "oldubittiyi" kabul etmek kalmıştı. Oldubittilerle netice alabilirsiniz ama devlet olamazsınız, bir zamanlar olmuş olsanız bile uzun süre devlet olarak kalamazsınız. Konu kentin iki güzide kurumu arasındaki iletişimsizlikten ibaret değildir. Bir tarafın "hukuku umursaması" diğer tarafın da "hukukuna sahip çıkmaması" gibi bir görüntü vardır orta yerde ve vahim olan da budur. Hem de OMÜ Hukuk Fakültesi'nin eğitim ve öğretime başladığı bir süreçte.
/Osman KARA
29.09.2010

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder