20 Temmuz 2007 Cuma

Karadeniz Neden Karadeniz?




"Oy deniz Karadeniz,
Neden suların Kara?"
(Eski bir Karadeniz türküsünden)
 /Yaşar Karaduman
12000 yıl önce buzul kütleleri erimeye, okyanuslar ve denizlerdeki su seviyesi yükselmeye başlamıştı. Karadeniz o çağlarda etrafı tarım arazileri ile çevrili hiç çıkışı olmayan bir tatlı su gölü, bir içdeniz idi. 7000 yıl önce de buzulların erimesi ile Akdeniz'in suları yükselerek Ege, Marmara ve Karadeniz'e aktı. Karadeniz'in seviyesi Marmara'nın 150 metre altındaydı, akıntı çok şiddetli oldu. Gölün kenarında yaşayan insan toplulukları daha yükseklere ve başka bölgelere göç ettiler, tuzlu sular bütün tarım arazilerini kapladı.

Bir müddet sonra İstanbul Boğazı'ndaki akıntı sistemi bu günkü halini aldı. Karadeniz'in daha hafif olan tatlı suyu yüzeyden Akdeniz'e, Akdeniz'in daha ağır olan tuzlu suyu ise dipten Karadeniz'e doğru akmaya başladı. Buradan göç eden insanlar daha sonra Mezopotamya'da Sümerler olarak tarih sahnesine çıkacaklardır. M.Ö. 3000 yılında yazıyı bulan bu insanlar çivi yazısı ile kil tabletler üzerinde kuşaktan kuşağa bu olayı anlattılar, buna büyük tufan öyküsü dediler, bazı bilim adamları bunu "Nuh Tufanı" olarak da kabul ederler.

İonialı Grekler, KARADENİZ'e "dost olmayan" anlamında Pontos Aexeinos demişlerdir. Aexeinos adının Persçe (Farsça) bir kelime olan Ahşaena'dan geldiği belirtilir. Ahşaena, "karanlık, zalim, uğursuz" gibi manaları içerir. Bir başka rivayette bu adın Nuh'un oğullarından Yafes'in torunu olan Aşkenaz'ın bu bölgede oturduğu varsayımı nedeniyle verildiğidir.

KARADENİZ'e tarih boyunca etrafında yaşayan halklara göre isimler verilmiştir. İskit sahasına yakın yere İskit Denizi, Sarmatlara yakın yerlere Sarmat Denizi, Kimmer Denizi, Amazon Denizi gibi, Türk hakimiyetinden itibaren KARADENİZ adıyla anılmaya başlanmıştır. Bu ad öteki dillere de, "KARA"nın "SİYAH" anlamıyla tercüme edilmesiyle, İng. Black Sea, Fr. Ner Noire, Alm. Scharz Meer, İtal. More Nero, Rus. Çernoya Nore, Rumen. Morea Negra, Arap. El-Bahrül esved, Yun. Mavro Thalassa, Bulg. Chernoya More, Lazca Ucha Zuğa şekillerinde girmiştir.

"KARA" kelimesi Orta Asya Türklerinde kuzey anlamındadır. Çin kaynaklarında verilen bilgilere göre, Türkler Kuzey'e kara, Doğu'ya yeşil, Batı'ya ak demişler, Güney'i de kızıl olarak tarif etmişlerdir. Türkler Orta Asya bozkırlarından gelip yüzyıllar içinde Anadolu ve Mezopotamya'ya hakim oldukları zaman, kuzeyde bulunan denize KARADENİZ, batıdaki denize AKDENİZ, güneydeki denize KIZILDENİZ ismini vermişlerdir. KARA kelimesi, Orta Asya Türk Toplumlarında, felaket, uğursuzluk ve ağır olumsuz şartları pekiştirme anlamında da kullanılmıştır: Karakış, karasevda, karayel, karahaber, karayazı gibi.

Karadeniz kıyılarının Samsun-Ordu sınırları içinde kalan bölümüne de CANİK-CANİT-CANET-CENİK denilmiştir. Bazen Kızılırmak'ın denize döküldüğü Bafra Ovası'na CANİK OVASI ve CANİK DENİZİ dendiği olmuştur. Canik adınım, Samsun-Ordu arasında oturduğu ifade edilen Tzan-Çan-Can kavminin adından ileri geldiği belirtilmektedir. Bu adın tarif edildiği coğrafi alan genelde, Samsun-Ünye-Ordu'ya kadar ise de, bölgeye bazen Amasya illeri de dahil edilmiştir.

Bugün KARADENİZ'in kıyılarında Türkiye, Bulgarisya, Romanya, Rusya, Gürcistan ve Ukrayna devletleri yer almaktadır. Yüzölçümü 460.000 km2, en derin yeri 2200 metredir. Beş büyük ırmak Karadeniz'e dökülür. Bunlar, Tuna, Dinyeper, Dinyester, Don, Kuban (Rusya), Türkiye'den dökülen nehirler ise, Sakarya, Kızılırmak, Yeşilırmak ve Çoruh ırmaklarıdır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder