1,5 yıla yakın bir zamandır. Samsun kamuoyunu
meşgul eden mobil santral sorunu Samsun Halkının istekleri doğrultusunda en
azından şimdilik çözümlenmiş gözüküyor. 2002 yılı başlarında Samsun gündemine
bomba gibi düşen mobil santral karşısında Samsun tüm kesimleri ile büyük bir
sınav vermiştir.
Samsun kamuoyundan 2 – 3 ay saklanarak yapım
aşamasına gelen bu santraller ilk kez 02.Şubat.2002 günü yapılan Samsun 1. Kent
Kurultayında Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Sayın Adnan Sakoğlu tarafından gündeme
getirilmişti.
Bartın’dan, Finike’ den, Yomra’ dan kovulan bu
çağdışı sömürge tipi Santraller Samsunlu ile alay edercesine gizli saklı
Samsun’a konuşlandırılmıştır. O günden itibaren olayın üzerine giden sivil
toplum örgütleri “ çevre birlikteliğini “ oluşturarak her gün artan bir tepki
ve çalışma ile Samsun kamuoyuna bu santrallerin gereksizliğini ve zararını
bıkmadan anlattı.
Yürüyüşler, mitingler, basın toplantıları ne yazık
ki başlangıçta yeterli olmadı. Hatta bazı kesimler ısrarla bu çabaları baltalarcasına
olumsuz yorumlarla moral bozmaya devam etti. Bu işin olup bittiğini ve yapacak
bir şey olmadığını söyledi. Hatta yapımcı firmaların kamuoyunu ikna etmekle
görevlendiği danışman firması ENVY’ nin uzmanı Samsunlu ile alay edercesine
Samsun’un golü yediğini söylüyordu.
Ancak sivil toplum örgütleri 1 yıl süreyle yılmadan
gerek yazılı ve gerekse görsel basında, belge ve üniversite raporlarına
dayanarak açıklamalar yapmayı sürdürdü. Erken seçim ve ardından bu dayatmayı
Samsun’a layık görenlerin siyasi arenadan silinmeleri Samsun’un şansının
dönmeye başladığının göstergesiydi. Artık seçim meydanlarında Samsunluya namus
sözü verenler mecliste Samsun’u temsil ediyordu.
Bu arada Santraller bitmiş, bacaları tütmeye
başlamıştı. Artık yöre Halkına çok şey söylemeye gerek yoktu. Halk zehiri canlı
olarak yaşıyordu. İnsanların boğazları yanıyor, ürettiği sebzeler kavruluyor ve
pazarda müşteri bulamıyor, arıları kovanlarında ölüyordu. Samsun
Milletvekilleri büyük bir dayanışma ile mecliste araştırma komisyonu kurulması
için önerge veriyor ve komisyonun kurulmasını sağlıyordu.
12 Nisan da yapılan 2. Kent Kurultayında ortak
söylem bu santrallerin kapatılmasıydı. Ertesi gün yapılan Tekkeköy Mitingi çok
sakin ama tepkili geçiyor ve ardından da yöre Halkının önlenemez tepkisi sonucu
istenmeyen olaylar oluyordu. Sanırım ulusal medyaya da yansıyan öfke, işin
ciddiyetini Ankara’ya çok daha iyi anlattı.
İşin asıl önemli yönü bu santrallerin dönemin
siyasileri tarafından Türkiye’nin ihtiyaçlarına da aykırı olarak rent amacıyla
gündeme getirilmiş olmasıydı.
Bu uğurda Tanrının lutfu , sudan elde edilen ucuz
elektriği göz ardı ederek hidro elektrik santrallerinin kapasitelerinin
düşürülmesi gibi bir ihanetin yaşanıyor olmasıydı. Sonunda hemşehrilik
ilişkileri de sonuçsuz kaldı. Doğru yol bulundu ve Enerji Bakanı yanlış
uygulamayı durdurdu. Sanırım Samsunluların bu onurlu direnişi diğer bazı
İllerdeki Mobil Santrallerinde sonu olacak.
Samsun da sivil toplum örgütleri güçlerinin farkına
varmıştır. Sam – Sev ‘in “ Sahilimi İstiyorum Kampanyası “ ile başlayan bu
dayanışma, arkasına Samsun Halkını da alarak bu başarıyı sağlamıştır. Böylesine
güçlü bir sivil direniş ortaya çıkınca Samsunlunun seçtiği Milletvekilleri de
bu dayanışmanın içinde yer alarak görevlerini en güzel şekilde yapmıştır.
1,5 yıldır süren bu direnişte odalar, dernekler,
vakıflar ve sendikalar gurur verici bir çabanın içinde olmuştur. Ancak burada
Sam – Sev, Elektrik Mühendisleri Odası Samsun Şubesi ile Ziraat Mühendisleri
Odası Samsun Şubesini ve kararlı tavrı ile 19 Mayıs Üniversitesini bir adım öne
çıkartıyorum.
Bu kuruluşların başında olan Elektrik Müh. Odası
Başkanı Sayın Metin Teletar’ ı, Ziraat Müh. Odası Başkanı Sayın Ünal Işıker ’i,
19 Mayıs Üniversitesi Rektörü Sayın Prof. Dr. Ferit Bernay’ı ve bilimsel rapor
desteği için Prof. Dr. Osman Nuri Ergun ve arkadaşlarını Samsunlular adına
kutlamak istiyorum.
İşin bu aşamaya geldiği noktada dahi bazı çatlak
sesler çıkmıyor değil. Bu kararın bir kandırmaca olduğu söylentilerini ben
ciddi bulmuyorum. Tekkeköy Halkının bu konuda koyduğu kesin tavır ve
Milletvekillerimizin sözlerinin arkasında duran tavırları artık bu işin geri
dönüşünün olmadığını herkese en güzel şekilde anlattı sanıyorum.
Yinede burası Türkiye, akşamdan sabaha çok şey
değişir diye de kuşkuya kapılmıyor değilim. Ama bugün bir şey çok iyi görüldü.
Samsun artık o bildiğimiz sahipsiz Samsun değil. Artık bu kentte Sivil Toplum
Örgütleri gücünü keşfetti.
Samsunlu kendisi istemezse, bazı şeylerin kendine
kabul ettirilemeyeceğini gördü. Çok daha önemlisi, sağlanan bu başarıda çok
büyük katkısı olan ve kendisine teşekkür borcumuz olan toplumun sesi haline
gelen yerel yazılı ve görsel basınımız var.
19 Mayısta Ulu Önder Atatürk’ün yeni Türk Devletini
kurmak için Samsun’u seçmesinin bir tesadüf olmadığını Samsunlu bir kez daha
kanıtlamıştır. Türkiye’ nin hiçbir kentinde gösterilemeyen örnek bir tepki ve
dayanışma ile bu sömürge santralleri Türkiye gündeminden söküp atmıştır.
19 Mayısın onurunu taşıyan bu kentin insanları
kendilerine ofsayttan atılan golün acısını nasıl çıkartırlar görülmüştür.
Teşekkürler Samsunlular, teşekkürler Sivil Toplum
Örgütleri, teşekkürler örnek dayanışma içinde destek veren tüm
Milletvekillerimiz ve yerel Basınımız.
Gözler şimdi o bölgede üretim yapan çevreyi ve
doğayı kirleten diğer sanayi kuruluşlarına çevrilmiştir. İnanıyorum ki Çevre İl
Müdürlüğü gerekli uyarıları yapacaktır.
/Sadi SUBAŞI
http://www.denizeczaneoptik.com/index.php?pg=makale&makid=10
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder