27 Ekim 2006 Cuma

Sivil Toplum Örgütlerinin Ve Samsunlunun Zaferi

1,5 yıla yakın bir zamandır. Samsun kamuoyunu meşgul eden mobil santral sorunu Samsun Halkının istekleri doğrultusunda en azından şimdilik çözümlenmiş gözüküyor. 2002 yılı başlarında Samsun gündemine bomba gibi düşen mobil santral karşısında Samsun tüm kesimleri ile büyük bir sınav vermiştir.

Samsun kamuoyundan 2 – 3 ay saklanarak yapım aşamasına gelen bu santraller ilk kez 02.Şubat.2002 günü yapılan Samsun 1. Kent Kurultayında Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Sayın Adnan Sakoğlu tarafından gündeme getirilmişti.

Bartın’dan, Finike’ den, Yomra’ dan kovulan bu çağdışı sömürge tipi Santraller Samsunlu ile alay edercesine gizli saklı Samsun’a konuşlandırılmıştır. O günden itibaren olayın üzerine giden sivil toplum örgütleri “ çevre birlikteliğini “ oluşturarak her gün artan bir tepki ve çalışma ile Samsun kamuoyuna bu santrallerin gereksizliğini ve zararını bıkmadan anlattı.

Yürüyüşler, mitingler, basın toplantıları ne yazık ki başlangıçta yeterli olmadı. Hatta bazı kesimler ısrarla bu çabaları baltalarcasına olumsuz yorumlarla moral bozmaya devam etti. Bu işin olup bittiğini ve yapacak bir şey olmadığını söyledi. Hatta yapımcı firmaların kamuoyunu ikna etmekle görevlendiği danışman firması ENVY’ nin uzmanı Samsunlu ile alay edercesine Samsun’un golü yediğini söylüyordu.

Ancak sivil toplum örgütleri 1 yıl süreyle yılmadan gerek yazılı ve gerekse görsel basında, belge ve üniversite raporlarına dayanarak açıklamalar yapmayı sürdürdü. Erken seçim ve ardından bu dayatmayı Samsun’a layık görenlerin siyasi arenadan silinmeleri Samsun’un şansının dönmeye başladığının göstergesiydi. Artık seçim meydanlarında Samsunluya namus sözü verenler mecliste Samsun’u temsil ediyordu.

Bu arada Santraller bitmiş, bacaları tütmeye başlamıştı. Artık yöre Halkına çok şey söylemeye gerek yoktu. Halk zehiri canlı olarak yaşıyordu. İnsanların boğazları yanıyor, ürettiği sebzeler kavruluyor ve pazarda müşteri bulamıyor, arıları kovanlarında ölüyordu. Samsun Milletvekilleri büyük bir dayanışma ile mecliste araştırma komisyonu kurulması için önerge veriyor ve komisyonun kurulmasını sağlıyordu.

12 Nisan da yapılan 2. Kent Kurultayında ortak söylem bu santrallerin kapatılmasıydı. Ertesi gün yapılan Tekkeköy Mitingi çok sakin ama tepkili geçiyor ve ardından da yöre Halkının önlenemez tepkisi sonucu istenmeyen olaylar oluyordu. Sanırım ulusal medyaya da yansıyan öfke, işin ciddiyetini Ankara’ya çok daha iyi anlattı.

İşin asıl önemli yönü bu santrallerin dönemin siyasileri tarafından Türkiye’nin ihtiyaçlarına da aykırı olarak rent amacıyla gündeme getirilmiş olmasıydı.

Bu uğurda Tanrının lutfu , sudan elde edilen ucuz elektriği göz ardı ederek hidro elektrik santrallerinin kapasitelerinin düşürülmesi gibi bir ihanetin yaşanıyor olmasıydı. Sonunda hemşehrilik ilişkileri de sonuçsuz kaldı. Doğru yol bulundu ve Enerji Bakanı yanlış uygulamayı durdurdu. Sanırım Samsunluların bu onurlu direnişi diğer bazı İllerdeki Mobil Santrallerinde sonu olacak.

Samsun da sivil toplum örgütleri güçlerinin farkına varmıştır. Sam – Sev ‘in “ Sahilimi İstiyorum Kampanyası “ ile başlayan bu dayanışma, arkasına Samsun Halkını da alarak bu başarıyı sağlamıştır. Böylesine güçlü bir sivil direniş ortaya çıkınca Samsunlunun seçtiği Milletvekilleri de bu dayanışmanın içinde yer alarak görevlerini en güzel şekilde yapmıştır.

1,5 yıldır süren bu direnişte odalar, dernekler, vakıflar ve sendikalar gurur verici bir çabanın içinde olmuştur. Ancak burada Sam – Sev, Elektrik Mühendisleri Odası Samsun Şubesi ile Ziraat Mühendisleri Odası Samsun Şubesini ve kararlı tavrı ile 19 Mayıs Üniversitesini bir adım öne çıkartıyorum.

Bu kuruluşların başında olan Elektrik Müh. Odası Başkanı Sayın Metin Teletar’ ı, Ziraat Müh. Odası Başkanı Sayın Ünal Işıker ’i, 19 Mayıs Üniversitesi Rektörü Sayın Prof. Dr. Ferit Bernay’ı ve bilimsel rapor desteği için Prof. Dr. Osman Nuri Ergun ve arkadaşlarını Samsunlular adına kutlamak istiyorum.

İşin bu aşamaya geldiği noktada dahi bazı çatlak sesler çıkmıyor değil. Bu kararın bir kandırmaca olduğu söylentilerini ben ciddi bulmuyorum. Tekkeköy Halkının bu konuda koyduğu kesin tavır ve Milletvekillerimizin sözlerinin arkasında duran tavırları artık bu işin geri dönüşünün olmadığını herkese en güzel şekilde anlattı sanıyorum.

Yinede burası Türkiye, akşamdan sabaha çok şey değişir diye de kuşkuya kapılmıyor değilim. Ama bugün bir şey çok iyi görüldü. Samsun artık o bildiğimiz sahipsiz Samsun değil. Artık bu kentte Sivil Toplum Örgütleri gücünü keşfetti.

Samsunlu kendisi istemezse, bazı şeylerin kendine kabul ettirilemeyeceğini gördü. Çok daha önemlisi, sağlanan bu başarıda çok büyük katkısı olan ve kendisine teşekkür borcumuz olan toplumun sesi haline gelen yerel yazılı ve görsel basınımız var.

19 Mayısta Ulu Önder Atatürk’ün yeni Türk Devletini kurmak için Samsun’u seçmesinin bir tesadüf olmadığını Samsunlu bir kez daha kanıtlamıştır. Türkiye’ nin hiçbir kentinde gösterilemeyen örnek bir tepki ve dayanışma ile bu sömürge santralleri Türkiye gündeminden söküp atmıştır.

19 Mayısın onurunu taşıyan bu kentin insanları kendilerine ofsayttan atılan golün acısını nasıl çıkartırlar görülmüştür.

Teşekkürler Samsunlular, teşekkürler Sivil Toplum Örgütleri, teşekkürler örnek dayanışma içinde destek veren tüm Milletvekillerimiz ve yerel Basınımız.

Gözler şimdi o bölgede üretim yapan çevreyi ve doğayı kirleten diğer sanayi kuruluşlarına çevrilmiştir. İnanıyorum ki Çevre İl Müdürlüğü gerekli uyarıları yapacaktır.

/Sadi SUBAŞI

http://www.denizeczaneoptik.com/index.php?pg=makale&makid=10

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder