Çevremizde bir, “Adam diyebildiklerimiz
vardır”, bir de, “Adam diye, bildiklerimiz vardır.” Geçtiğimiz günlerde, bir
şahıs benim hakkımda bir şeyler karalamış işgal ettiği köşesinden. Arkadaşlar
deyince haberim oldu. Merak ettim.
Aldım gazeteyi elime. Baktım, inceledim,
süzdüm, vallahi de billahi de ben adam göremedim! Şaşırdım. Soruyorum o zata. Hayır,
sen uzaktan mı adamsın, yoksa adamlıktan mı uzaksın?
Yok bakıyorum bakıyorum, bir türlü
göremiyorum. Oysa bu yaşa geldim gözlük bile kullanmıyorum. Bak koçum. Sen. Ne
adam gibi adamsın.. Ne de madamsın. Sorarım sana. Sahiden, ciddi ciddi kendine
adam mı diyorsun? Deme bence. Ayakkabı mağazası gibisin. Her numara bulunur
sende. Sıkışınca, popon dara düşünce, dansöz Asena’dan bile iyi kıvırırsın.
Delikanlı sanmışım seni… Yanılmışım… Sınıfta
kaldın… Delikanlılığın “D” si terk etmiş seni, farkında değilsin, ayakta
uyuyorsun… Hayatın yalan dolan… Pembe dizi karakteri olmuşsun… Gidip başkarakteri
vurmuşsun… Karakterin yok senin… Sende karakter marakter göremiyorum… Senin
karakterin otururken altından sandalye çekmişler be oğlum… Yerlerde
sürünüyorsun… Telefonuma şifre koysam, şifreye adını versem… Telefon uyarı
verir… “Yetersiz karakter” diye…
Bizim topraklarda senin gibisi çıkmaz… Sahi
nerelisin sen? Şerefin kadar konuş desem ömür boyu susarsın be oğlum… Şeref fukarasısın,
git cami önlerinde dilen… Varlığı yetersiz olanın yokluğu yokluk değildir… İki
dakika delikanlı ol desem saat tutarsın…
Benden sana kulağına küpe olacak bir
nasihat… İtle, köpekle uğraşsaydım Veteriner olurdum… Yüz verip muhatap
aldıysam sıfırla çarpıp yok etmesini bilirim… Bunu asla unutma…
Anne sütüyle adam olamayan inek sütüyle
öküz oluyor bu memlekette… Bariz örneği sensin… Bu arada öküzlere hakaret
ettiğimin farkındayım… Öküzü satsam, milyarlar eder… Seni satsam… Üste para
isterler be oğlum…
Bozuk post cihazı gibisin… “Z “raporun
çıkmıyor… Yunus Emre şöyle buyurmuş…
“Edebim izin vermez edepsizlik edene.
Susmak en güzel cevap, edebi elden gidene”
Biliyorum, kabahatliyim, uymuyorum Yunus’a,
mecburen cevap vereceğim senin gibi edep fukarasına… Hiçbir şeyi
beceremiyorsan, hazır ayakların gereksiz bedenini taşırken koş peşinden belki
yakalarsın uçup giden edebine… Salladığın zarlar hileli, atıyorsun, düşeş
gelsin bekliyorsun, hep yek’e talim ediyorsun…
Seni gidi talihsiz şempanze… Kenar mahalle
karılarından farkın kalmamış, az biraz da önde gibisin… Çenen susmak bilmiyor… Ağzından
salyalar akıyor, adres bildir mendil göndereyim…
Kedi gibisin, uzanamadığın ete mundar
diyorsun… Kovulduğun kapının eşiğinde yatmaya bile razısın, ama sende
biliyorsun ki tren kaçtı içeri alınmazsın…
/Resul
AKÇAY
06.11.2017
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder