21 Mart 2011 Pazartesi

Hafıza-i Beşer

Geçen yıl oldukça coşkulu geçirilen 19 Mayıs tarihinden sonra, belirli yaş grubunda olanların, Kent özelinde bir nostalji ve eskiye özlem duyguları depreşti. Bilhassa Samsun 19 Mayıs Lisesinden yıllar önce mezun olanlar hasretle birbirlerine kavuşmayı, birbirleriyle haberleşmeyi, belirli sistemlere dayandırdılar. Bir yıldır gerek internet yoluyla yapılan iletişim guruplarında, gerekse yazılı medyada sık sık mesajlar uçuşmaya başladı. Ama işin en güzel tarafı ise, bu türden birebir haberleşmelerin toplumsal iletişime çokça fayda sağlaması. İnsanların birbirlerinin gerek hastalığından, gerekse vefatlarından haberdar olmaları çok medenice gelişen bir süreci gündeme oturttu. Yaşı 50’yi bulan veya daha da büyük olup, hala hayatta olanlar, bu Kent’te, bu Ülke’de olup olmamaları hiç önemli olmaksızın birbirlerinin evlerine ve yanlarına taşındılar adeta. 

   Paylaşım Sitesi ismi verilen internet gruplanmalarının muhakkak ki tenkit edilecek toplumsal rahatsızlıkları ve olumsuz yönleri de vardır ama haberleşme konusunda müthiş bir boşluğun doldurulduğu da aşikârdır. Zira birbirimize artık ne mektup yazar, ne de kart atar olduk.

  Geçen haftalarda, 19 Mayıs Lisesinden 1968 de mezun olan bir kız arkadaşımız, Almanya’da geçireceği önemli bir ameliyat öncesi ve sonrasının her anını internet yoluyla arkadaşlarına bildirdi. Bu arada mesajlardan aldığı moral ve enerji ile bu ameliyatını başarılı bir şekilde geçirdi. Sonrasında ise kendisine gelen geçmiş olsun mesajların enerjisinin de kendisine şifalı geldiğini ifade etti. 

   19 Mayıs Liseliler kendi aralarında bu şekilde mesajlar atarlarken, Samsun’un gelişim ve değişim süreçlerinin hatırlandığı bir albüm de mesajların arasında, kişiler arasında gidip gelmeye başladı. Herkesin okul ve öğrencilik dönemlerine ait okullarını, öğretmenlerini ve anılarının belgelerini mesaj olarak birbirlerine göndermeleri, özlenen bazı duyguları ortaya çıkardı. Ayrıca, evlerdeki gizli saklı kalmış resimlerin ortaya dökülmesiyle müthiş bir arşiv katoloğu herkese mal olmuş oldu. Samsunda yaşayanlara Allah Allah dedirten bu görüntü ve belgeler bazılarının hafızalarını tazelerken, Kentin ne günlerden geçilerek bu güne geldiğinin hatırlanmasına bir vesile oldu.   Bir kere idareci olarak şehri yönetirken de zaman içinde eksiklikleri görmemek, teknik olarak yapılması gereken planlamaları yapmamanın bedelini bugünkü nesil ödüyor. Bu günkü yoz kent profili, KORUMA AMAÇLI İMAR PLANI yapılmasında çok geç kalınmış olmasının neticesidir. Şehrin içinde değişikliğe uğramamış hiçbir bölge kalmamıştır. Ne Irmak Caddesi, ne Gazi Caddesi ne de Gebi Caddesi direnebilmiştir geçen zamana. Ne sütunlu evler kalmıştır, ne de kuleli evler. Kaldıysa da ilaçlık olarak birkaç taneciktir kalanlar. Birkaç yıl Samsunu görmeyip ayrı kalanlar, tekrar geldiklerinde tanıyamamaktadırlar eski şehirlerini. Hafızalarındaki ne mahalleleri aynı kalmıştır ne de yolları.  

    Modernleşmeye ve yenilenmeye karşı çıkmak bağnazlıktır ama hiç kimse tarihini ne unutmalı ne de inkâr etmelidir. Ders alınacak tek mihrap tarihtir ve de öyle kalacaktır. Şayet yenilenme ve değişim bu derece geçerli olsaydı tarihi motiflerin oluşumuyla ünlü o kadar Avrupa, Asya, Afrika şehirlerinin hiçbirisi kalmaz her 30, 40, 50 yılda yepyeni kentler doğardı. Ne Roma’sı olurdu ne Viyana’sı, ne Prag olurdu ne de Atina. Akla gelecek tüm tarihi kentler şayet insanların hafızalarına kazınabilmişlerse bu özellikleridir onları öne çıkaran. Yoksa Nil nehri yanındaki gizemli Kahire Kentinin yakınındaki piramitler olmasa Avrupalı, Amerikalı, Japonyalı koşa koşa niçin gitsin ki çölün ortasına? Onları cezbeden yaşanan devir, geçen zaman ve de tarihi geçmişidir.  
İşte bu gün, 19 Mayıs Liseliler birbirlerine evlerini ve aile albümlerini açmışlarsa sebebi, geçmişi yaşamak istedikler içindir. Geçmişe dair bir tek fotoğraf bile onları heyecanlandırdığı içindir. Çünkü mazinin izleri zamana karışmış ve de yok olmuştur. Bunda da bir vebal varsa bununda tek müsebbibi idareciler ve onları bilgileriyle yeterince beslemeyip uyandırmayan teknik danışmanlarıdır.

Çok yazık olmuş. Ortaya iyi bir miras çıkmamış. Şimdi ne söylense boş!

İyi Haftalar.
21.03.2011
/Sacit ACAR

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder