3 Kasım 2010 Çarşamba

Kim Rantçı?

Dayatma ve diretme anlayışının geleceğimize ipotek koyduğunu, işçi, memur, esnaf, emekli, genç, yaşlı, kadın, erkek hepimizi hiçe saydığını uzunca süredir gözlemliyoruz. Gücü eline geçirenlerin, vakti zamanı gelince onu nasıl da acımasız kullandığına şahit oluyoruz. Muhteriz tebessümlerin, asılsız ithamlara dönüştüğü bir dönemeçte hepimiz başı sonu belli bu oyunu yeni baştan izliyoruz.

Samsun'da hafif raylı sistemin faaliyete geçmesiyle birlikte kentte ulaşımı sağlayan dolmuş ve minibüs esnafını kaldırmak isteyen belediye ile dolmuşçu esnafı arasında mutabakata varılamıyor. Bunun üzerine Büyükşehir Belediye Başkanı dolmuş ve minibüs esnafını kastederek "Rantçılar rahatsız oldu" açıklaması yapıyor.  Sayın Başkan neye dayanarak bunu söylüyor bilinmez, ama bu ağır bir itham. Bu itham sadece ekmek teknelerinde direksiyon sallayan dolmuşçuları değil; onların ailelerini ve yakınlarını da zan altında bırakmıştır.

Bu ifadeyle,  evine ekmek götürmek isteyen, ama Büyükşehir Belediye Başkanı'nın yoluna çıkan herkes bundan böyle iflah olmaz bir rantçıdır. Büyükşehir Belediye Başkanı'nın ağzından çıkan bu acımasız ve talihsiz sözleri sanırım kamuoyu dikkate alacak ve değerlendirecektir. Ve bu açıklamayla Büyükşehir Belediye Başkanı, kendi içinde ve etrafında var olan diğer rantçıları  -tabii ki varsa-  açıklama görevini böylelikle kendi üzerine almıştır. Kendisine kolaylıklar dilerim.

Samsun Şoförler ve Otomobilciler Odası Başkan Yardımcısı Yusuf Saim Erkan Büyükşehir Belediye Başkanı'nın açıklamasına hayli içerlemiş olacak, o da bir açıklama yapma gereği duymuş. Açıklamadaki üç husus dikkat çekici:

 "Bu zamana kadar rantçılıktan hiç bir minibüsçü ve dolmuşçu mahkeme kapılarına düşmemiştir."

"Dolmuş ve minibüsçü esnafı iddia edildiği gibi büyük paralar kazanmak bir yana kredi borcu batağı içindedir."

"Bugün minibüsçülerin trafik terörü oluşturduğunu söyleyen belediye iki yıl içinde binin üzerinde "c" plaka satmıştır."

Kim rantçı ya da değil, buyurun siz karar verin.
   …

Çağdaş bir şehirde ulaşım hizmetleri toplu ulaşım tarzında olmalıdır. Ancak bu yapılırken geçmişte ulaşım hizmeti veren esnafı yok saymak, onların ve ailelerinin geleceğiyle oynamak hiç kimsenin hakkı değildir, haddine de değildir. Samsun'a boydan boya ray döşetenlerin görevi; hakkını arayanları "rantçılıkla" itham etmek değil, her iki taraf için de makul olan çözümü üretmektir.

Bir şehir içinde yaşayanlarla birlikte yönetilmelidir. Seçimden seçime sokağa çıkan ve bir daha ortalıkta görünmeyen seçilmişlerden halk artık vazgeçmelidir. Bu iki cümleyi en azından Samsun için söyleme gereği duyuyorum. Yaşadığımız şehre sahip çıkma bilinci içerisinde olan herkesi bu sözlerin arkasında durmaya davet ediyorum. Daha da geç olmadan, ya da hepten yok olmadan.

Tüm dolmuş ve minibüs esnafına ve ailelerine saygılarımla ve onların ekmek mücadelelerini yürekten destekleyerek.

03.11.2010
/Dr Murat ERKAN

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder