20 Kasım 2006 Pazartesi

'Çekingen Kentlerin' İsyanı

Samsun Ticaret ve Sanayi Odası (STSO) Başkanı Adnan Sakoğlu'nu dinlerken bir an için kendimi İzmir'de zannettim. Sakoğlu, uzun yıllar yalnız bırakıldıklarından; Samsun'un havayolu bağlantısının kesilmesiyle ticaretinin, kent gelişiminin istenilen düzeye ulaşamadığından bahsediyordu. Büyük Samsun Oteli'ni dolduran turizmciler de benzer düşünüyorlardı. Ayak üstü birkaç tanesiyle görüştüğümüzde; hükümetlerin "çekingen kentler" yarattıklarından şikayet ediyorlardı. "Çekingen kentler..."

Bana ilginç bir tanımlama gibi geldi. Çekingenlik, utangaçlık bazı insanların diğerleriyle beraberken, konuşurken ve yardım isterken yaşadığı kendine güvensizlik duygusu...  Eğer bir kent çabuk ulaşılır olmaktan çıkmışsa, kendini anlatma fırsatını kaybetmişse ve kendi kendine sakin bir yaşamdan başka bir şey sunulmamışsa adı ne olursa olsun o şehrin, çekingen olmaz mı? Adnan Sakoğlu, Samsun'un potansiyelini anlatırken, yapabileceklerini masaya dökerken işte ben de turizmcilerin satır arasında bana söyledikleri "çekingen kent" kavramını düşünmeye başladım.

Samsun'dan Trabzon'a geçtik. Karadeniz'in en güzel ve kendine has kentlerinden biri Trabzon... Yıllar önce gitmiştim; çok değiştiğini söyleyemem. Çarşısında dolaşırken, dar ve yokuşlu sokaklarını çıkarken yine "çekingen bir kentte" olduğumu hissettim. Biraz da akşam oynanacak Galatasaray maçının heyecanıyla sokaklar hınca hınç doluydu. Zorlu otelin balo salonundaki öğle yemeğine geçtiğimizde yöresel yemekleri yiyip kürsüdeki konuşmaları dinlemeye başladığımda yine aynı duygularla sarsıldık.
* * *

Bu sefer Trabzon Belediye Başkanı Volkan Canalioğlu konuşuyordu. Sanki bire bir Samsun Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Adnan Sakoğlu'nun sözleri... "Trabzon Karadeniz'in merkezidir. Potansiyeli büyüktür. Gelişmeye çok açıktır. Ama..." Ama Trabzon da tıpkı Samsun gibi yalnız bırakılmıştı. "Çekingen bir kent" yaratılmış; Trabzon'dan ümidini kesen gençleri makus talihini yırtmak için almışlar bavullarını büyük şehirlere gitmekten başka bir çare bulamamışlardı. Dediğim gibi İzmir'de çokça duymaya alışık olduğumuz cümleler, yorumlar... Aslında kendine güvenen, geçmişte ilklere imza atmış, çok da başarılı olmuş bir kentti İzmir... Elbette Samsun'dan, Trabzon'dan çok daha farklıydı. Ama İzmir de, tek başına bırakılmıştı.Bence bu yalnızlık kısmen de olsa devam ediyor.
* * *

O yüzden ben İzair'in çıkışını, büyümesini yürekten destekliyorum. Çünkü tarihi incelediğimde görüyorum ki; İzmir'in yükselişi hep kendi girişimlerini başlattığı, hızlandırdığı dönemlere denk geliyor. Devletten bir şeyler beklediği zaman bu kent duruyor, bekliyor. İzmir'den tarifeli uçakla Samsun'a gittik, yine tarifeli uçakla Trabzon'dan döndük. Trabzon'dan artık Adana'ya, Antalya'ya gitmek. Devletin yapamadığını İzair'in yapıyor olması beni gururlandırıyor.

Ve... "Çekingen kentler" den kendine güvenen kentler yaratmanın yolunun "ulaşılabilir" olmaktan geçtiğini çok iyi görüyorum.
 / Deniz Sipahi

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder