Doğu Karadeniz’in çeşitli yörelerinde değişik
tarihlerde yayla şenlikleri düzenlenmekle birlikte, şenlikler genellikle Temmuz
ve Ağustos aylarında gerçekleştirilmektedir. Örneğin; Kadırga Yaylası Şenliği:
Temmuz ayının 3. cuma günü; Sis Dağı Şenlikleri: Temmuz ayının 4. cumartesi
günü; Sultanmurat Şenlikleri: 20 Ağustos günü; Kurt Dağı Şenlikleri: Ağustos
ayının ilk hafta sonu ve Honefter Şenlikleri: 15-16 Ağustos günlerinde
yapılmaktadır.
Yayla şenlikleri özellikle büyük yaylalarda
yapılır. Bu tür yaylaların obaları çoktur ve çeşitli ilçelerden ve köylerden
binlerce insan hiçbir zorlama, teşvik ve duyuru yapılmadan, takvimi çok önceden
belli olan bu şenliklere katılır. Örneğin Trabzon-Gümüşhane sınırında bulunan
Kadırga yaylasındaki şenliğe Trabzon’un Vakfıkebir, Beşikdüzü, Şalpazarı,
Tonya, Maçka ve Düzköy; Giresun’un Görele ve Çanakçı; Gümüşhane’nin Kürtün ve
Torul ilçeleri ile Türkiye’nin çeşitli illerinden binlerce insan katılmaktadır.
Şenlik günü aileler çevredeki yayla, oba, köy ve
ilçelerden şenliğin yapılacağı yaylaya gelirler. Halk, erkeği ve kadınıyla iç
içedir. Halkın en büyük özelliği birbirine duyduğu sevgi ve yakınlıktır.
Şenliklerde horonlar büyük halkalar halinde, kadın-erkek karışık şekilde
oynanır. Alan büyük, katılımcı da fazla olduğundan kullanılan enstrümanın
(kemençenin) ve söylenen türkülerin duyulması için elektronik cihazlardan
yararlanılmaktadır. Şenliklerde yörenin tanınmış sanatçıları da icracı olarak
yer almaktadır. Çeşitli yörelerden gelen halk oyunları ekipleri de şenliğe renk
katmaktadır.
Şenliklerde yöre mutfağına has yemekler genellikle
ticari amaçlı, bazen de tanıtım maksatlı olarak gelen misafirlere
sunulmaktadır. Bu arada aileler şenlikler esnasında piknik yapma imkânı da
bulmaktadırlar. Hazırlıklı gelemeyen aileler için mangalda yapılan et ve
köfteler satışa sunulmaktadır. Yine şenlik esnasında hayvansal ürünler başta
olmak üzere, yaylada üretilen çeşitli süt mamulleri satışa sunulmaktadır.
Burada şenliklerin ticari amaçlı olarak değerlendirilmesi söz konusudur.
Şenliklerde insanlar hangi yöreden ve görüşten
olursa olsun, aynı halka içerisinde el ele diz dize samimi bir hava
içerisindedirler. Burada birlik-beraberlik ve samimiyet duygularının pekiştiği
görülmektedir.
Hıdırnebi yaylası
Ne bakayısın bağa
Orağın yedisinde
Ben geleceğım sağa.
Bu dörtlük Hıdırnebi yaylasıyla özdeşleşmiş ve tüm
Akçaabatlılar tarafından bilinen bir manidir. Hıdırnebi yaylası Akçaabat
ilçesine yaklaşık yirmi kilometre mesafede, ilçenin güney batı bölgesinde ve
denizden 1700 metre
yükseklikte bulunmaktadır. Yaylanın yamacında adına “Hıdırnebi kayası” denilen 400 metre yüksekliğinde
büyük bir kaya mevcuttur. Kayanın üzerinde Hz. Ali’nin atı Düldül’e ait bir nal
izinin bulunduğuna inanılmaktadır. Eskiden yaylanın düzenini yörede sözü geçen
muhtarlar sağlarmış. Bugün ise Hıdırnebi yayla şenliği kaymakamlık tarafından
organize edilmektedir. Ancak, şenlikte muhtarlar da görev almakta ve bu
organizasyona yardımcı olmaktadırlar.
Belediye, şenlik alanında ve çevresinde görüntü
kirliliği oluşturduğundan, rasgele yapılaşmaya izin vermemekte; hatta
yaylacılığın özüne uygun olması açısından ahşap mimariyi teşvik etmektedir.
Ayrıca belediye tarafından Hıdırnebi yayla kenti iç ve dış turistlere hizmet
veren örnek bir işletme olarak burada kurulmuştur.
Şenliklerin önemli bir işlevi de uzun süredir
görüşemeyen, dostların, akrabaların ve hemşehrilerin birbirlerini tekrar
görmelerine vesile olmasıdır. Şenlikler; bayramlar gibi insanların bir araya
geldiği, sosyal dayanışmanın ve kaynaşmanın zirveye çıktığı, halkın kendi
kimliğini ve geleneklerini hatırladığı kültürel oluşumlardır.
Şenliklerin bir diğer işlevi de farklı köylerden
gençlerin birbirlerini daha yakından görmeleri ve tanımaları için zemin
oluşturmasıdır. Şenliklerde yeni aşkların ortaya çıktığı; hatta şenliklerden
sonra kız isteme, sözlenme ve kız kaçırma olaylarının istatistiksel olarak
arttığı yöre halkı tarafından ifade edilmektedir.
/Bekir ŞİŞMAN
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder