Ziya Paşanın güzel bir şiiri var, orda;
‘Diyar-ı küfrü gezdim beldeler kâşaneler gördüm
Dolaştım mülk-i islamı bütün viraneler gördüm
Bulundum ben dahi dar-üş-şifa-yı Bab-ı Âli'de
Felatun'u beğenmez anda çok divaneler gördüm’ der
Ben de Kültür Memur-Sen Genel Yönetim Kurulu Üyesi
olmam vesilesiyle il, ilçe kütüphaneleri gezdim. Bana sorarsanız çoğu yerde viraneler gördüm. Neden
mi? Kütüphane var amma içinde çalışan yok. Bir tane memur tayin edilmiş. Her
şeyi bu memurdan ibaret.
Bakmayın siz oradaki kaymakamları, belediye
başkanlarının kitap hakkında koca koca laflar ettiğine. Uğramazlar bile. Hele
belediye başkanları seçimden seçime uğrarlarsa hepsi bu. Bakın şimdi koskoca
Havza’da bir tane memur var. Ladik ve
Kavak’ta da aynen böyle.
Buradaki memurlara bir dokun bin ah işit. Hani
kitabın hizmetindeydik. Hani eğitim deyince mikrofonu elinden düşürmeyenler. Nerede
kitaba köle olurum diyenler. İnanmıyorum bu laf cambazlarına.
Bir süre önce Kavakta kütüphaneye uğradım. Bütün
işler bir tek memurun gözüne bakıyor. Bu ilçede belediye yok mu? Neden bir kişi
görevlendirmiyor? Dervişin fikri neyse zikri de odur derler. Doğrudur. Fikirleri
adam gibi olanların, zikirleri de adam gibi olur. Buraya mutlaka bir kişinin
görevlendirilmesi gereklidir.
Bu işlere angarya gözüyle bakanlar o kitapların
tozlanıp gitmesi gibi tozlanıp gideceklerini bilmelidirler. Kültür hizmeti
belediyelerin asli görevleri içerisindedir. Her şeye oy gözüyle bakılmamalıdır. Bugün oy gözüyle bakanlar yarın oy oy diyerek
feryat ederler. İnsan biraz olsun geçmişten hisse alır. Almalıdır da.
Kavak, Havza, Lâdik, Asarcık… Bunlar yakınımızda
olan ilçelerimiz. Kütüphane ve kitap konusu açılınca lütfen mazeret uydurmayın.
Siz kütüphaneye sahip çıkın, bende bu yazılara… Hadi bakalım… Kütüphanelerin
ardından ağıt yaktırmayın. Biz ağıt yakmayız söylenecek sözü şeyleri. Bu varan
bir.
/Ahmet SEVEN
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder