Geçtiğimiz gün bir farklılık yaptım, izin günümde
Atakum'u gezdim. Hem de sokak sokak… Bu gezi bana bir anlamda da geçmişe dönük
nostalji yaşattı. Eskiler bilir önceki
adı Matasyon'du. Ve şimdikinden çok küçük bir yerleşim yeriydi. Bundan 30 yıl
önce de bugün olduğu gibi Samsun'un mesire yeriydi. Mevsim yaza döndüğünde özellikle de hafta
sonları soluğu orada alırdık.
Dolmuşlar en iyi parayı tatil günleri kazanır.
Cumartesi, pazar günleri belediye otobüsleri ek sefer koyar; ellerde küçük
ocaklar, kilimler, şemsiyeler, yüzmek için şamyeller, sepetlerde yiyecekler
Samsunlu adeta oraya akardı. Yapıları da şimdiki gibi değildi. Daha çok tek
katlı müstakil binalardan oluşur. Evlerin bahçelerindeki ağaçlardan şeftaliler
yerlere kadar sarkar. Canı çeken koparır yer. Bakıp almayana da ev sahibi
seslenirdi; " Göz hakkı alın." Sonra yıllar içinde gelişmeye büyümeye
başladı. Büyüdükçe hem eski güzelliğini yitirdi hem de sorunları artmaya
başladı. Tek katlı evler ve o güzelim şeftali,meyve ağaçları, zamanla bir bir
kayboldu.
Bölge büyüyüp sorunlar artınca da kaçınılmaz olarak
bir gün ilçe oldu. Metin Burma da, belediye başkanı. Burma, Atakum'a başkandı ama Büyükşehir Belediyesi
ilk katında verilen bir odada oturur orada çalışırdı. Çünkü ortada ne bina ne
personel vardı. Öyle ki; çalan telefonlara bile kendi bakar, arayan vatandaş da
karşısında direk başkan bulmanın şaşkınlığını yaşardı. Sonra Atakum'da
resmi bir kurumun bulunduğu bir binanın üst katında yer gösterildi ve
kendisine verilen bir kaç personel, bir iki araçla gitti.
Ben o günleri ve Başkan Burma’nın o yıllar neler
çektiğini çok yakından bilenlerdenim. İşte o günlerden gelen bir Atakum var
bugün. Hani Burma demiş ya "Atakum'un her metrekaresinde emeğim, terim var
" diye. Bence daha fazlası Atakum'a verilmiş bir ömür var.
/Salim
SÜRMELİ
18.02.2014
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder