Şu Orman ve Su Bakanı her ağzını açtığında, “biz
Türkiye’deki sulak alanları koruyoruz. Bilmem şu kadar sulak alanımız arttı”
türünden açıklamalar yapıyor. Doğru mu diye şöyle küçük bir araştırma yaptım. Bakan’ın anlattıklarının gerçekleri
yansıtmadığı ortaya çıktı. Fazla uzağa gitmeye gerek yok. Kızılırmak deltasının
durumuna baksak bunu anlayabiliriz.
Bizzat uzmanlar, Kızılırmak deltasının yıllar
itibariyle giderek küçüldüğünü ortaya koyuyor. Nasıl küçülmüş o konuya geçmeden
önce, Kızılırmak deltasının önemli bir bölümünü işgal eden yazlık evler vardı. Hani
şu Galeriç ormanlarının arkasında kalan saha… Ne oldu onlara? Hani
yıkılacaktılar? Yoksa sizler onlara tapu mu verdiniz?
xxx
Nasıl
Küçülmüş
Omü Fen Edebiyat Fakültesi Coğrafya Bölümü Öğretim
Üyesi Prof. Dr. Halil İbrahim Zeybek, daha önceleri bir bilimsel toplantıda bu
konuya değinmişti.. Ve demişti ki; ”Kızılırmak Deltası’nın Karadeniz’e dökülen
akarsularla Deltanın oluşumunda deniz seviyesi değişimleri büyük rol
oynamaktadır..” Deltayla ilgili benim ayrıca fikir yürütmeme gerek yok. Sözü
hocamız H.İbrahim Zeybek’e bırakıyorum:
“1900’lü yılların başında büyüyen Kızılırmak
Deltası, akarsuların üzerine çok sayıda baraj yapılmaya başlandıktan sonra
taşınan sediment miktarının azalması nedeniyle önce büyümesi durdu, sonrasında
da küçülmeye başladı. Deltanın küçülmesinin en önemli nedeni Kızılırmak ve
kolları üzerine çok sayıda baraj yapılmasıdır. 2009 yılı sonu itibariyle
Kızılırmak üzerine 31 baraj ve regülatör yapıldı. 1960’lı yıllarda
Kızılırmak’ın taşıdığı sediment miktarı yaklaşık 21 milyon ton iken Altınkaya
ve Derbent barajlarının yapılmasından sonra yılda 0.46 milyon tona düştü. Bu
oranın düşüşü devam ediyor. 2008 yılında yapılan en son araştırmada Kızılırmak’ın
taşıdığı malzeme miktarı 0.3 milyon tona kadar geriledi…..
Sahilde kurulan kum ocakları da deltayı
etkilemektedir. “Kızılırmak Deltası Ramsar sözleşmesiyle koruma altına alınana
kadar kıyıdan kum alımına devam eden işletmeler, 51.5 milyon ton kum alımı
gerçekleştirdi. Bu da deltanın bütçesini olumsuz yönde etkilemiştir. Kızılırmak
yatağı üzerinden beton şantiyelere kum alan şirketler var. Bunlarda akarsuyun
deltaya taşıyacağı malzemenin azalmasına neden olmuştur. Dolasıyla baraj
yapılması, kıyıdan ve akarsu yatağından kum alınması gibi sebeplerden dolayı
delta çok etkilendi. Geliri azalan deltanın gideri aynı şekilde devam etti. Bu
durum kıyı çizgisinin kara yönünde yer değiştirmesine neden oldu.”
Deltaları besleyen akarsuların üzerine rast gele
baraj yapılmamalıdır. Zeybek hoca devamla şunları yazıp çiziyor. Acaba
ilgilenen olur mu diye bir de ben gündeme getireyim dedim:
“Klasik delta uç görüntüsü artık yok. Deltada
tespitlerimize göre 1.5 kilometrekarelik alan kayboldu. Bu küçülmenin hem
kıyının doğal görünümüne, hem de kumulların daha güneye doğru yer
değiştirmesine etkisi oldu. Doğal bitki örtüsü rüzgârın etkisiyle taşan kumlara
yetişemez oldu. Ağaçların yaprakları kum taneleri ile delik deşik hale geldi.
Karaya doğru çekilen kıyı çizgisi Lagünlerin de yok olmasına sebep oldu. Bu
durumdan deltanın içinde yer alan irili ufaklı Göller de çok etkilendi”
“Hidroelektrik, kuşkusuz enerji üretiminde
kullanılan yöntemdir ama aynı akarsuyun üzerine çok sayıda baraj yapılması
sıkıntılıdır. Halen Kızılırmak üzerine yapılan barajlar var, bu barajlar
durdurulmalıdır. Enerji politikaları nedeniyle delta hem küçülmeye devam edecek
hem de ekosistem, su, toprak ve deltanın içinde yaşayan 320 kuş türü bundan
olumsuz etkilenecektir. Yeni barajlar yapılmamalı ve fizibilite çalışmaları
devam eden barajların projeleri durdurulmalıdır. Halen kıyıda yapılan kaçak kum
alımı kesinlikle önlenmelidir. Akarsu yatağından kum alınmasına da izin
verilmemelidir. Maalesef bazı kamu kurumları da yol yapımda kullanmak için kum
alımı yapmaya devam etmektedir.”
Hocanın bu dedikleri hala delta bölgesinde var mı
bilemem ama, deltanın önemli bir bölümünü işgal eden yazlık evler hala orada.. Adeta
küçük bir mahalle oluşmuş orada.. Böyle bir delta anlayışı başka bir ülkede var
mıdır dersiniz?
/Ferruh ÇETİN
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder