23 Şubat 2014 Pazar

Kızılırmak Deltasını İşgal Edenler..!

Şu Orman ve Su Bakanı her ağzını açtığında, “biz Türkiye’deki sulak alanları koruyoruz. Bilmem şu kadar sulak alanımız arttı” türünden açıklamalar yapıyor. Doğru mu diye şöyle küçük bir araştırma yaptım.  Bakan’ın anlattıklarının gerçekleri yansıtmadığı ortaya çıktı. Fazla uzağa gitmeye gerek yok. Kızılırmak deltasının durumuna baksak bunu anlayabiliriz.

Bizzat uzmanlar, Kızılırmak deltasının yıllar itibariyle giderek küçüldüğünü ortaya koyuyor. Nasıl küçülmüş o konuya geçmeden önce, Kızılırmak deltasının önemli bir bölümünü işgal eden yazlık evler vardı. Hani şu Galeriç ormanlarının arkasında kalan saha… Ne oldu onlara? Hani yıkılacaktılar? Yoksa sizler onlara tapu mu verdiniz?
xxx

Nasıl Küçülmüş
Omü Fen Edebiyat Fakültesi Coğrafya Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Halil İbrahim Zeybek, daha önceleri bir bilimsel toplantıda bu konuya değinmişti.. Ve demişti ki; ”Kızılırmak Deltası’nın Karadeniz’e dökülen akarsularla Deltanın oluşumunda deniz seviyesi değişimleri büyük rol oynamaktadır..” Deltayla ilgili benim ayrıca fikir yürütmeme gerek yok. Sözü hocamız H.İbrahim Zeybek’e bırakıyorum:

“1900’lü yılların başında büyüyen Kızılırmak Deltası, akarsuların üzerine çok sayıda baraj yapılmaya başlandıktan sonra taşınan sediment miktarının azalması nedeniyle önce büyümesi durdu, sonrasında da küçülmeye başladı. Deltanın küçülmesinin en önemli nedeni Kızılırmak ve kolları üzerine çok sayıda baraj yapılmasıdır. 2009 yılı sonu itibariyle Kızılırmak üzerine 31 baraj ve regülatör yapıldı. 1960’lı yıllarda Kızılırmak’ın taşıdığı sediment miktarı yaklaşık 21 milyon ton iken Altınkaya ve Derbent barajlarının yapılmasından sonra yılda 0.46 milyon tona düştü. Bu oranın düşüşü devam ediyor. 2008 yılında yapılan en son araştırmada Kızılırmak’ın taşıdığı malzeme miktarı 0.3 milyon tona kadar geriledi…..

Sahilde kurulan kum ocakları da deltayı etkilemektedir. “Kızılırmak Deltası Ramsar sözleşmesiyle koruma altına alınana kadar kıyıdan kum alımına devam eden işletmeler, 51.5 milyon ton kum alımı gerçekleştirdi. Bu da deltanın bütçesini olumsuz yönde etkilemiştir. Kızılırmak yatağı üzerinden beton şantiyelere kum alan şirketler var. Bunlarda akarsuyun deltaya taşıyacağı malzemenin azalmasına neden olmuştur. Dolasıyla baraj yapılması, kıyıdan ve akarsu yatağından kum alınması gibi sebeplerden dolayı delta çok etkilendi. Geliri azalan deltanın gideri aynı şekilde devam etti. Bu durum kıyı çizgisinin kara yönünde yer değiştirmesine neden oldu.”

Deltaları besleyen akarsuların üzerine rast gele baraj yapılmamalıdır. Zeybek hoca devamla şunları yazıp çiziyor. Acaba ilgilenen olur mu diye bir de ben gündeme getireyim dedim:
 
“Klasik delta uç görüntüsü artık yok. Deltada tespitlerimize göre 1.5 kilometrekarelik alan kayboldu. Bu küçülmenin hem kıyının doğal görünümüne, hem de kumulların daha güneye doğru yer değiştirmesine etkisi oldu. Doğal bitki örtüsü rüzgârın etkisiyle taşan kumlara yetişemez oldu. Ağaçların yaprakları kum taneleri ile delik deşik hale geldi. Karaya doğru çekilen kıyı çizgisi Lagünlerin de yok olmasına sebep oldu. Bu durumdan deltanın içinde yer alan irili ufaklı Göller de çok etkilendi”

“Hidroelektrik, kuşkusuz enerji üretiminde kullanılan yöntemdir ama aynı akarsuyun üzerine çok sayıda baraj yapılması sıkıntılıdır. Halen Kızılırmak üzerine yapılan barajlar var, bu barajlar durdurulmalıdır. Enerji politikaları nedeniyle delta hem küçülmeye devam edecek hem de ekosistem, su, toprak ve deltanın içinde yaşayan 320 kuş türü bundan olumsuz etkilenecektir. Yeni barajlar yapılmamalı ve fizibilite çalışmaları devam eden barajların projeleri durdurulmalıdır. Halen kıyıda yapılan kaçak kum alımı kesinlikle önlenmelidir. Akarsu yatağından kum alınmasına da izin verilmemelidir. Maalesef bazı kamu kurumları da yol yapımda kullanmak için kum alımı yapmaya devam etmektedir.”

Hocanın bu dedikleri hala delta bölgesinde var mı bilemem ama, deltanın önemli bir bölümünü işgal eden yazlık evler hala orada.. Adeta küçük bir mahalle oluşmuş orada.. Böyle bir delta anlayışı başka bir ülkede var mıdır dersiniz?

/Ferruh ÇETİN

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder