Merkezi ezan sistemi başladığından beri yanlış bir
uygulama olduğunu düşünüp söylüyorum. Uygulanmasıyla ilgili olarak on madde
sayılsa dokuzunun geçerli bir gerekçe olmadığını rahatlıkla söyleyebilirim. Neden
sağlıklı bir uygulama olmadığını belirtmeme gerek yok artık, zaten bu süreç
sona erdi. Bu sistemin uygulanmasına gerekçe olarak ileri sürülen ve önemli bir
neden olarak ifade edilen “Güzel bir ezan dinletme” arzusuydu. Bir kişi ezan
okuyacak ve tüm ahali bunu dinleyecekti.
Öyle de oldu, güzel sesli müezzinler seçildi,
sırasıyla görevlendirildiler, her gün bir müezzin merkezi sistemden ezan okudu
ve herkes de dinledi. Ama şikayet yine bitmemişti. Bir çok kişinin merkezi
sistemden okunan ezanlarla ilgili şikayetçi olduğunu duydum. Belki güzel ezan
dinlemiş oldu vatandaşlar ama öz duyguları da yavaş yavaş kaybolmaya,
görevliler hakkında bazen haklı ama çoğu kere haksız değerlendirmeler yapmaya
başlamışlardı.
Görevlilerin camileri bırakıp gittikleri, kendi
işleriyle ilgilendikleri, camilerin garip ve öksüz kaldığı yüksek sesle
dillendirilmeye başlanmıştı. İstisnaları hariç tutarsak görevlilerimizin
merkezi sistemi fırsat bilerek görevden kaçtıklarını sanmıyorum. Merkezi
sistemin iptali eski uygulamayı geriye getirdi. Yani her camide aynı anda on
dakika içerisinde ezanlar okunacak. Ezan sesleri semalarda dalgalanacak. Bundan
çok mutlu ve memnun olacağız.
Almanya’da görev yaptığım yıllarda(2000 yılında)
özel arabamla izine karayolu ile geldim. Edirne Kapıkule sınır kapısından
Türkiye’ye girdiğimde sabah ezanı yaklaşıyordu. Yanlış hatırlamıyorsam on - on
beş dakika sonra sabah ezanları okunmaya başladı. Din görevlisi olarak hizmet
veren kişi olarak gözyaşlarına boğuldum ve oturup ülkemin topraklarını öptüm. Her
gün beş defa ezan okumama rağmen minarelerden okunan ezanı özlemiştim ve
hasreti nedeniyle gözyaşı dökmüştüm.
Ezanların her camiden ayrı ayrı okunmasının
sağladığı manevi hava dinleyenleri mest ediyor. Güzel ezan okuyamayan
müezzinler de kendilerini yetiştirirler bu saatten sonra her halde. Samsun’da
bulunan müezzinlerin hepsini tanıyan birisi olarak müezzinlerimizin sesleri ile
ilgili sorunları yok denecek kadar az olduğu kanaatindeyim. Sorun, cami
görevlisi olmayan cami cemaatinin ve dernek mensuplarının zaman zaman ezan
okumasından kaynaklanmaktadır.
Merkezi sistem uygulamasının sona ermesi birçok
kişi gibi şahsen beni de sevindirdi. Diyanet İşleri Başkanımız aylar önce
uygulamanın biteceğini basın yolu ile kamuoyuna duyurmuştu. Sabança’da yapılan
müftüler toplantısında, neden halâ merkezi sistemin devam ettiğini müftülerden
sorunca, toplantı sonrası ülke sathında tüm müftüler uygulamayı kaldırdı. Emir
yukarıdan olunca uygulama sona erdi. Zaten
kaldırılan uygulama da yukarıdan gelen emirle başlamıştı.
Merkezi sistem ezana geçmemek için direnen istiklal
mescidi imam-hatibi Mustafa AKTAŞ’ın idare tarafından nasıl zorlandığını bu gün
gibi hatırlıyorum. Ne oldu, merkezi sistem için yapılan o kadar harcamaların
hesabını kim verecek şimdi? Vatandaşın verdiği paralar boşa mı harcanmış oldu? Yoksa
bu zamana kadar yapılan hizmete mi sayılsın denilecek? Uygulama iptali için
Diyanet İşleri Başkanımızı kutuluyor ve şükranlarımızı arz ediyoruz.
/Sami KESMEN
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder