Rusya'nın Soçi kentindeki savaşçı kabile
Vubıhlar'ın, Samsun'un Kavak İlçesi'nde yaşadığını biliyor muydunuz? Peki,
gemilere doldurulan Vubıhlar arasında, ölü bebeğini deniz atmasınlar diye
emziriyor gibi yapan anneleri, Samsun'da her gün en az 300 kişinin öldüğü
günleri... İşte Kış Olimpiyatları gölgesinde kalan savaşçı bir kabile olan
Vubıhlar'ın Samsun'a göç hikayesi.
Dünyanın gözü, Rusya'nın Soçi kentinde devam eden
22. Kış Olimpiyatlarında... ABD savaş gemileri, olimpiyatın güvenli bir ortamda
geçmesi için Karadeniz'de... Peki, Rusya'nın sahil kenti Soçi'nin Samsun ile
olan bağlantısından hiç haberiniz var mı?
Soçi, Rusya Federasyonu, Krasnodar Kray'da bir
kent. Kafkasya'ın batı kesiminin eteklerinde, Karadeniz kıyısında bulunan
Soçi'nin bugünkü nüfusu 397 bin 103.
Soçi'den
Samsun'a Gelenler
Soçi, bugünlerde Kış Olimpiyatları ile gündemde.
Ama bundan yaklaşık olarak 140 yıl önce yaşananlar, Soçi ile Samsun'u
ortaklaştıran olaylara sahne oldu. Soçi'de yaşayan Ubıhlar, Şapsığlar ve diğer
Çerkes topluluklar topraklarından sürülerek, Karadeniz'e ve Balkanlara sürgün
edildiler. İşte bugün Çerkes halkları,
Soçi'deki olimpiyatların "anlamına" karşı çıkıyorlar.
Samsun'daki
Vubıhlar
Samsunlu tarihçiler, Civan Çelik, Mehmet Köseoğlu,
Orhan Doğbay ve Ufuk Kanık tarafından hazırlanan ve geçtiğimiz yıllarda Samsun
Sempozyumu'nda da bir bildiri olarak sunulan "Canik Sancağı'na bağlı Kavak
kazasına 19. yüzyıl Vubıh göçleri" çalışmasında, Samsun'a göç eden
Vubıhların zorunlu göç sırasında yaşadıkları ve yerleştikleri bölgelerdeki
yaşamları hakkında detaylı bilgilere yer veriliyor. İşte o bildiride anlatılan
Vubıhlar:
Savaşçı Bir
Kabile
Vubıhlar, Ubıh nehrinin dağlık vadilerinde yaşayan,
Kafkasya’daki bütün batı kısmındaki en savaşçı ve atak kabiledir. 1862 yılında
Saşe şimdiki adıyla Soçi’den göç etmek zorunda kalan Vubıh/Ubıhlar, Karadeniz’e
gemi yoluyla Trabzon, Samsun, İstanbul ve Varna’ya geldiler.
En Fazla Göç
Samsun'a
1864’deki göç sürecinde her gün 500’den fazla
göçmen şehir nüfusuna dâhil oldu. Kafkas göçleri sonucu Samsun’un 1864’deki
nüfusu 10 bin civarında iken aynı yıl 40 bini aşmaktaydı. Samsun’a; Şapsığlar,
Abazalar, Abzehler, Kabardeyler, Ubıhlar göç etmekteydi. Günümüzde Türkiye’de
Ubıhlar’ın en çok yaşadığı şehir Samsun’dur. Samsun’da ise Ubıh köylerinin en
fazla olduğu yer Kavak ilçesidir.
40 Binden 400
Bine Ulaşan Nüfus
1853-1856 Kırım Harbi sonrasındaki süreçte Batı
Kafkasya halklarının toplu zoraki sürgünü başladı ve önce dağların kuzey
yamaçları ve eteklerindeki halkı sürdüler. Rusya, 1859 yılında bir grup
göçmenin kabulü için Osmanlı Devleti’yle bir anlaşma yapmıştır. Bu anlaşmanın
kapsadığı nüfus 40–50 bin civarındaydı ki bu Osmanlı Devleti için makul göründü
ve göçmenlerin kabulüne karar verildi. Osmanlı Devleti, 40–50 bin göçmen
beklediği için idari düzenlemelerde buna göre yapılmıştı. Fakat 1863 yılında
Kafkasyalıların büyük bölümü mücadeleyi bıraktı bunun sonucu olarak göçmen
sayısı 1864’te 400 bine ulaştı.
Samsun'da
Günde 47 Çerkes Ölüyordu
Göçmenlerin çoğunluğu ilk önce Karadeniz
limanlarına, özellikle Trabzon ve Samsun’a indirilmekteydi. Savaşın vahşetinin
yanında sağlıksız koşullar, yoksulluk gibi sebeplerin yanında Tifüs ve Çiçek
salgını sonucu göçmenler büyük kayıplar yaşadılar. Sadece Trabzon’da toplam ölü
sayısı 53 bine ulaşırken Samsun’daki günlük ölüm oranı 120 ila 150 kişi
arasındaydı. 1864 yılı içerisinde Samsun’da günde ortalama 47-48 Çerkes vefat
ediyordu.
Nüfus 10
Binden 45 Bine Çıktı
Kafkas göçmenleri, gemilere hiçbir şekilde eşya
kabul edilmediği için sadece üzerlerindeki elbiseler ve ellerindeki
silahlarıyla geliyorlardı. Her gün 500’den fazla göçmen kasaba nüfusuna dâhil
olmaktaydı. Bu göçler sonucu 10 bin nüfuslu Samsun kasabasının 1864 yılındaki
nüfusu aynı yıl Samsun’da bulunan H. J. Lennep’e göre 45 bini aşmıştı.
İtalya’nın Samsun konsolosu ise 1864 yılında kasabada 42 bin göçmenin bulunduğunu
belirtmekteydi.
Kurupelit'e
Kamp Kuruldu
Samsun’a gelen göçmenler kasabada kendilerine
tahsis edilen han, medrese gibi kamuya açık yerlere yerleştirildiler. Arşiv
kayıtlarından anlaşıldığına göre, göçmenlerin tamamı kasabada iskân
edilemeyince kasabanın sahili ile mücavir sahadaki Kılınçdede, Kurupelit,
Dereköy, Derbend ve Kumcağız’da göçmen kampları kuruldu.
Günde 300
Ölüm Vakası
Samsun’da sıtmadan dolayı ölüm vakaları hayli
yüksektir. Çarşamba ve Akçay’dakiler de dâhil olmak üzere söz konusu kamplarda
Nisan 1864-Ocak 1865 tarihleri arasında resmi kayıtlara göre, 13 bin 558 kişi
ölmüştü. Zira Samsun’dan gönderilen 30 Temmuz 1864 tarihli mektup günlük 300
ölüm vakasından bahsetmektedir.
Kitlesel
Olarak Kavak'a Yerleşiyorlar
19. yüzyılda kitlesel olarak Kavak kazasına göçler,
Kafkasya’dan gelen Vubıhlar ile oldu. Kavak’taki Ubıhlar ise Berzeg ve
Dıpşevu’dur. Kavak’ta anlaşıldığı
kadarıyla 1862-1864 göçüyle gelenlere özel olarak köy kurulmamıştır. Türk
köylerinde boş olan evler, köy odaları vb. yerlerde kalmışlardır. Osmanlı
Devleti tarafından fakirlere yevmiye verilmiştir. Hatta köyden bazı tarlalar
bunlara tahsis edilmiştir.
19. yüzyılın son yıllarında ve 20. yüzyılın
başlarında Ubıh kökenli halka yeni köyler kuruluyor. Soçi’den gelenlere özel
olarak kurulan köyler şunlardır:
Köyün Eski
Adı Köyün Yeni Adı Geldikleri Yıllar ve Yerler
Bükceğiz Bükceğiz 1862-1864/Soçi
Çakallı Muhacirleri Çataltepe 1862-1864/Soçi
Toptepe Muhacirleri Yeni Toptepe/Doruk 1862-1864/Soçi
Germiyan Germiyan 1862-1864/ Soçi ve
Abzeh
Kapuhayat Kapuhayat 1862-1864/Soçi
Teknecik/ Karapınar Karapınar 1862-1864/Soçi
Karlıkavallı Karlı 1862-1864/Soçi
Sıralı Sıralı 1862-1864/Soçi
___________________________________________________________
134 Çerkes
Hanesi Bulunuyor
1871 yılında Vilayet Nizamnamesi ile Kavak kazası,
nahiye birimine dönüştürecektir. 1871 Trabzon Vilayet Salnamesi’nde “Çerkesler”
ayrı bir tasnifle sayılarak Kavak nahiyesinde 134 çerkes hanesi bulunmaktadır.
Kavak nahiyesindeki toplam hane sayısı bin 915 olup; Çerkes hane sayısı yüzde
7’ye tekabül etmektedir. Çerkes erkek kişi sayısı ise 340’dır. Toplam hane
sayısı Kavak nahiyesinde 6 bin 359 olduğuna göre; Çerkes erkek oranı yüzde
5.3’tür.
Hayatı
Boyunca Balık Yemeyen Adam
Göçmenlerin deniz yoluyla gelirken yaşadıklarıyla
ilgili yapılan sözlü tarih çalışmalarında ise ürkütücü anlatımlar var.
Dedesinin gemide ölünce denize atıldığını ve balıklara yem olduğunu belirterek,
hayatı boyunca hiç balık yemeyen Kapuhayat Köyü'nden Sefer Candemir, "Ben
balık yemem, balıklar dedelerimi yedi" derken, Dursun Candemir ise, gemide
gelirken en ufak hastalıkta veya sıkıntı yaşandığında gemilerden atılanların
olduğunu söylüyor ve bebeği ölen kadınların, "çocuğum denize atılmasın"
diye uzun süre göğsünde süt emziriyor gibi yaptığını ekliyor anlatılanlara.
Çerkesler
Olimpiyatlara Karşı Çıkıyor
Çerkesler, bugünlerde, Soçi'nin 1864 yılı öncesi
Çerkesyası'nın başkenti ve soykırım toprağı olması nedeniyle, Soçi'de devam
eden 2014 Kış Olimpiyatlarına karşı çıkıyorlar.
Rusya Federasyonu yetkilileri Soçi'de yerli Çerkeslerin varlığını
görmezlikten gelme, Gürcistan tarafından tanınmış olan Çerkes soykırımı ve
Çerkes Sürgününü inkâr etme, Olimpiyat bayrağını da Çerkes olmayanlara taşıtma
gibi politikalar izlemeleri, Çerkeslerin çoğunun tepkilerine yol açıyor ve
tepkilerin boyutu giderek de büyüyor. Rusya ise bu gelişmeleri gizlemeye ve
duyurmamaya çalışıyor. Yörenin toplam Şapsığ ve Müslüman nüfusunun, şimdilerde
30 bin dolayında olduğu ancak Soçi'nin Thağapş köyü dışında bir cami kalmadığı,
10 kişilik bu küçük mescit dışındaki camilerin, Sovyetler döneminde yıkıldığı
biliniyor.
Soçi’den göç etmek zorunda kalan Vubıh/Ubıhlar,
Karadeniz’e gemi yoluyla Trabzon, Samsun, İstanbul ve Varna’ya geldiler.
Kafkas göçleri sonucu Samsun’un 1864’deki nüfusu 10
bin civarında iken aynı yıl 40 bini aşmaktaydı. Samsun’a; Şapsığlar, Abazalar,
Abzehler, Kabardeyler, Ubıhlar göç etmekteydi.
1864 yılı içerisinde Samsun’da günde ortalama 47-48
Çerkes vefat ediyordu.
Dedesi gemide ölünce denize atılan ve balıklara yem
olduğunu söyleyen Kapuhayat Köyü'nden Sefer Candemir, hayatı boyunca hiç balık
yememişti ve, "Ben balık yemem, balıklar dedelerimi yedi" derdi.
Gemide gelirken en ufak hastalıkta veya sıkıntı
yaşandığında gemilerden atılanlar olurdu, bebeği ölen kadınlar, "çocuğum denize atılmasın" diye
uzun süre göğsünde süt emziriyor gibi yapardı.
Çerkesler, bugünlerde, Soçi'nin 1864 yılı öncesi
Çerkesyası'nın başkenti ve soykırım toprağı olması nedeniyle, Soçi'de devam
eden 2014 Kış Olimpiyatlarına karşı çıkıyorlar
/Miraç ÖZTÜRK
23 Şubat 2014
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder