Yaşar Doğu’nun vefatının 50. yıldönümündeyiz. Konuşmalara
bir bakar mısınız? Şöyle iyiydi böyle iyiydi. Dünya ve Olimpiyat şampiyonuydu. Ülkemizin
yüzünü güldürdü. Güreşte ekoldü. Çok güzel sözler bunlar. Sonuna kadar
katılıyorum. Yaşar Doğu bunları fazlasıyla hak ediyor. Vefatının 50 yılında
bile ha canlı ve diri.
Ancak ben kaç defa yazdığımı unuttuğum bir konu
var. Hatırladınız mı? Yaşar Doğu’nun
Emirli köyündeki evinden söz ediyorum. İçinizde görenleriniz vardır. Görmemiş
olanlara da tavsiye etmem.
Yüreğiniz burkulur. Soralım mı birbirimize bu ev
için bugüne kadar vaadlerden ne yaptık bu ev için diye.
Yaşar Doğu Dünya çapında marka bir insan. Samsunlu
olması büyük bir şans. Peki, bu şansı ne kadar değerlendirebildik? Güreşte
marka olmuş bir şehirde neler yapabildik? Güreş kulübü olmadığı için burada
yetişen güreşçilerimizi başka kulüplerde güreşmesine sebep olduk. Şampiyonları
biz yetiştirdik başka iller sahip çıktı. Kırkpınarlarda başpehlivanlık kazanan
güreşçilerimize adam gibi sahip çıkmadık.
Bugün Kavakta yaşar Doğuyu anma etkinlikleri var. Lütfen
Kavağa giderken veya dönerken Yaşar Doğunun evine de bir uğrayın. Bakalım
memnun kalacak mısınız? Çünkü bugüne kadar bu evin halini görüp sevineni
görmedim. Köylü mahcubuz diyor. Görenler üzgünüz diyor. Böyle mi oluyormuş bir
şampiyona sahip çıkmak? Bizim taşıyamadığımız koca insanlar bizi hala
omuzlarında taşıyor. Dünyanın dört bir yanında temsil ediyor. Türk gibi
kuvvetli sözünün temsilciliğini yapıyorlar.
Güreş yalnız bir spor değildir. O ahlaktır. Edeptir.
Azimdir. Başarıdır. İşte bütün bunlar
Yaşar Doğu’nun meziyetleri içindeydi. Zaten Yaşar Doğu’yu yaşatan güreşte
aldığı başarılarla birlikte bu meziyetleri şahsında toplamasıydı. Ruhu şad
olsun.
/Ahmet SEVEN
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder