Samsun,
geçmiş yüzyıllar da çok değişik medeniyetlerin etkisinde kalmış bir kenttir.
Osmanlıların Anadolu’ya hâkim olmasının ardından Cumhuriyetin ilanı ile
birlikte Samsun, tarihi özelliklerinin de etkisi ile bölgenin ticari merkezi
olurken, sanat alanında da önemli adımlar atmıştır. Sanatın değişik alanlarında da bölgenin en önemli
merkezi haline gelen Samsun, çok önemli isimleri de sanat dünyasına
kazandırmıştır. Bugün sizlerle bu sanat dallarından Tiyatro
konusunun dünden bugüne yaptığı aşamaları ile geldiği yeri ve bunda büyük emeği
olanları paylaşmak istiyorum. Bugün dahi çok sayıda Anadolu kentinde bırakın bir
oda tiyatrosunun bulunmasını, turneye çıkan tiyatroların dahi uğramadığı bir
gerçektir. Oysa tiyatro Samsun’da bir tutku ve sevdadır. Benim
çocukluk ( 1950 sonrası) yıllarından hatırladıklarım dahi bu söylemimi
doğrulamaktadır.
İlkokul yıllarından hatırladığım en önemli
şeylerden birisi de, çok okulda olduğu gibi okulumuzda da öğrencilerden oluşan
temsil çalışmalarının yapıldığı ve oyunların sergilendiği gerçeğidir. O dönemlerde ki ilkokul öğretmenlerimizin bu konuya
verdikleri önemin değerini bugün çok daha iyi anlıyorum. Hepsi nur içinde
yatsınlar. Okulda yapılan uzun çalışmaların sonunda hazırlanan
oyun, genellikle velilerin davetli olduğu Halk Eğitim Merkezi’nin salonunda
sahnelenirdi. Sanıyorum, Halk Eğitim Merkezi o yıllarda okulların
sanat etkinliklerini sergileyebilecekleri tek salona sahip bir eğitim kurumuydu.
Şimdiki Namık Kemal Lisesi’nin karşısında ki sokakta bulunuyordu. İlkokullarda aşılanan bu tiyatro sevgisi sonra ki
yıllarda daha da gelişmiş ve artık amatör de olsa tiyatro oyunları sergilenmeye
başlamıştı.
Samsun’un 1960’lı yıllarını yaşayanların çok iyi
hatırlayacakları gibi artık Samsun’da bir Oda Tiyatrosu grubu ve de bir tiyatro
salonu vardır. O tarihlerde kuyumcular çarşısının ön tarafında
Samsun Hali bulunmaktadır. Hal’in üst katında Nikâh Salonu ve onun karşısında
ki bölümde ise, Samsun’un ilk Oda Tiyatrosu bulunmaktaydı. 1970’lerin son
yarısında Hal binasının yıkılarak yerine Belediye İş Merkezi’nin yapılma kararı
üzerine Samsun Oda Tiyatrosu da buradan ayrılmak zorunda kalır. Hatırladığım kadarı ile o yıllarda, Orhan Erçin
Tiyatrosu ile Özdemir Yücel Tiyatroları da Samsun’da yerleşik olarak bir süre
oyun sunmuştu. Tiyatro sevdalısı Samsunlu gençlerin büyük bir
özveri ile sürdürdükleri tiyatro tutkusunun mekânı artık Gazi Müzesi’nin alt
katıdır.
O yıllarda, Samsun Belediyesi tarafından Gazi
Müzesi’nin alt katı Samsun Oda Tiyatrosu’na tahsis edilmiştir. Gazi Caddesi’ne
bakan kapısının girişinde ki gişenin önünde bilet satışları gün boyu
sürmektedir. Kendilerini tiyatro sevgisine adamış bazı isimlerin
simgeleştiği Samsun Oda Tiyatrosu 1990’lı yılların ortalarında büyük bir
vefasızlık yaşamış ve Gazi Müzesi’nde ki yerlerinden de çıkartılmışlardı. O dönemleri çok iyi hatırlayan birisi olarak, bu
tiyatroya yaşamını adamış olan ve biraz sonra adından söz edeceğim isimlerden
birisi olan dostumun yaşadığı üzüntü ve hayal kırıklığı hala gözlerimin önünden
gitmiyor. 1990’lı yılların ortalarında Gazi Belediye Başkanı
olan Sayın Vedat Yılmaz, amatör tiyatro sevdalılarına sahip çıkarak onlara bir
salon yaptı. Kız meslek Lisesi’nin karşı sokağında ki bir binanın giriş katını
çok amaçlı salon olarak düzenleyerek “Gazi Sahnesi” adı ile onların da
hizmetine sundu. Bu salon Samsun’da ki amatör tiyatro gruplarının da
oluşmasına zemin hazırladı. Artık onların bir yeri vardı. Bu salonu Samsun
sanat dünyasına kazandıran Sayın Yılmaz’a ve emeği geçenlere bir Samsunlu
olarak teşekkür ediyorum.
Günümüzde gelirleri artan belediyelerimizin o
dönemlerde belediyelerin gösterdikleri ilgiyi bugün göstermemesini Samsun sanat
yaşamı adına büyük bir şanssızlık olarak görüyorum. Çok güzel kültür merkezleri
yapmalarına rağmen AKM’ ne alternatif olacak bir tiyatro salonu yaparak
Samsunluların hizmetine sunmayışlarını da doğrusu yadırgıyorum. Samsun’da ki bu tiyatro sevdasından olacak, Türk
tiyatro âleminde Samsun kökenli çok sayıda tiyatro oyuncusu ve oyun yazarı ün
kazanmıştır. Avni Dilligil, Ferdi Akarnur, Ferhan Şensoy, Levent kırca, Süheyl
Uygur, Şefik Doğan, Tansu Aytan, Vahi öz, Vus’at Öner Bener, Yavuz Şeker
bunlardan bazılarıdır.
Sanat yaşamına bizzat tanık olduğum Ferdi Akarnur
Fazılkadı İlkokulu’ndan sınıf arkadaşımdır. Kendisinin çocukluk yıllarında
başlayan tiyatro tutkusu okul temsillerinden sonra Samsun Oda Tiyatrosu ile
sürmüş ve daha sonra İstanbul’da ki ünlü tiyatrolarda devam etmiştir. Son yıllarda TV’lerin en sevilen ve ailece
seyredilebilen ender dizlerden birisi olan “Çocuklar Duymasın” Dizisinde ki
babacan dede rolü ile iyice ünlenen sevgili arkadaşım Ferdi Akarnur, Samsun ile
bağlarını hiç kopartmamış ve zaman zaman Samsun’a gelerek buradaki tiyatro
sevdalısı arkadaşları ile birlikte olmuştur.
Profesyonelleri bir yana bırakarak Samsun’da son
derece zor şartlarda tiyatroya emek veren dünün oda tiyatrolarının
yaratıcılarından söz etmek istiyorum. En başta da, yukarıda salonları ellerinden alınca
üzüntüsünden kahrolduğunu söylediğim dostum Ragıp Erdem’i rahmetle anıyorum.
Verdiği emeğin karşılığını bir türlü alamayan bu gerçek tiyatro sevdalısının
kalbi, çektiği ve çektirilen sıkıntılara
dayanamadı ve çok erken yaşta aramızdan ayrıldı. Yekta Keçeli, Uğur Mayda ve
İlhami Şahbaz’da artık aramızda olmayan tiyatro âşıklarıydı. Yaşamlarını bu
sevda uğruna feda ettiler. Nur içinde yatsınlar.
Samsun Tiyatro yaşamına büyük emek veren Mehmet
Bakan ve Ferdi Akarnur’da işte bu rahmetli dostlarımın kuşağından birer tiyatro
sevdalısıdır. Biraz da beni tiyatronun geçmişine götüren ve bana
bu yazıyı yazdıran nedene değinmek istiyorum. Geçtiğimiz hafta içersinde Eczacı
Odamızın düzenlemesi ile Gazi Sahnesi’nde bir oyun izledim. Gazi Sahnesi’nde düzenli olarak oyun sergileyen
“DÜŞEVİ OYUNCULARI” Grubunun son yapıtı olan “ANADOLU KADINLARI” Beni büyüledi.
Beş kadın oyuncu son derece zor bir senaryoyu öylesine güzel oynuyorlar ki, bir
ara kendimi İstanbul’da ki bir Devlet Tiyatrosunda oyun seyrediyor sandım. Cem Kaynar’ın Genel Sanat Yönetmenliğini yaptığı
oyun, Anadolu’da etkin olmuş kadınların yaşamından kesitler sunuyor.
Osmanlı öncesi dönemlerde ki Hitit, Roma ve Bizans
dönemi kadınlarından örneklerle başlayan, Osmanlı döneminde ön plana çıkan
Hürrem Sultan ile devam eden oyunun son bölümünde Latife Hanım ve Fikriye Hanım
tanımlamalarıyla sürüyor. Türkan Saylan gibi Cumhuriyet Dönemi kadınlarından
örneklemelerle sonlanıyor. Oyunda Anadolu Kadınları rollerini ise, Ferda
Kaynar, Derya Cesur, Mübeccel Yalçın, Manolya Kul ve Aysun Dolu oynuyordu. Her
biri tiyatro eğitimi almıştı. Müziği, ışık ve sahne düzeni de bir o kadar güzel
olan oyunu, fırsat bulan herkesin seyretmesini öneriyorum.
Oyunun tanıtıldığı broşür ise bir başka güzel
olmuş. Oyun ve amacı bu broşürde bakın ne güzel anlatılmış; “Oyun, yüzyıllar boyunca Anadolu coğrafyasının
sosyo-ekonomik-kültürel yönelişine yol açan kadınların hikâyelerini anlatıyor.
Anadolu kadınları; Kimi zaman uğruna savaşlar yapılmış, kimi zaman erk’in
yanında yer almış, kimi zaman da erk olmuş kadınların hikâyesini anlatıyor.
Anadolu kültürünün temel taşı olan kadınların artık günümüzde de söz sahibi
olmasını istiyor; Üretimde, yönetimde, sosyal yaşam alanlarında daha aktif rol
alması gerektiğini düşünüyor ve diyoruz ki; “Hayatı doğuran kadınlar, kendilerini yeniden
doğuracaklardır”
Gazi Sahnesinden söz edince, orada haftanın değişik
günlerinde oyun sergileyen beş tiyatro gurubunun bulunduğunu ve bunların,
“Düşevi Oyuncuları”, “Samsun Sanat Tiyatrosu”, “Samsun Seyir Tiyatrosu” ile
“Söz Sanat merkezi” ve “Amisos” tiyatro grupları olduğunu belirtmek gerekir. Samsun sanat Tiyatrosu ise, Yaşar Gündem
yönetiminde “Şu Çılgın Türkler” ve “ Diriliş” Oyunları ile tüm Türkiye’yi
gezerek oyun sergiliyor ve Samsun’un adını Türkiye’ye duyuruyor.
Sivil toplum kuruluşlarının üyelerine yönelik
düzenlemeler yaparak bu tiyatro gruplarımıza destek sağlamasının önemli
olduğunu belirtmek isterim. Çünkü onlar çağdaş Samsun’un ve Ondokuzmayıs
misyonunun ışıldayan yüzleridir. Onları alkışlıyor ve başarılarının artarak
devamını diliyorum.
İyi haftalar..
/Ecz. Sadi
SUBAŞI
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder