22 Şubat 2014 Cumartesi

Samsun Kent Müzesi

Samsun, yeni bir  “değer” le muhatap olmaktadır. Bugüne kadar, hasretini çekip de bir türlü tahakkuk ettirilemeyen bu “ değer”; azim, bilgi, hüner ve çalışkanlığıyla, onu, Samsun’a kazandıran Samsun Büyükşehir Belediyesi Kültür ve Sosyal İşler Dâire Başkanı Necmi Çamaş’ın eseri diyebileceğim “ Samsun Kent Müzesi”dir.

Bu tür faaliyetler, şüphesiz ki,  şuurlu ve çalışkan insanların omuzlarında, geleceğe intikal edecek ve böylece, ilâ-nihâye,  her neslin istifade edebileceği mühim bir miras olarak anılacaktır. Zîrâ; müze, nasıl ki, “ lisân/dil”, bir milletin “ hâfızası” ise, benzer durumda, hem milletin ve hem de o coğrafyada yaşamış değişik medeniyetlerden intikal etmiş kültür varlıklarının muhâfaza edildiği bir mekândır.

Biz; bu bakımdan, şehir müzesini önemsiyor ve yapılan faaliyetin müsbet neticelerini de düşünerek takdir ediyoruz. Bunun, kolay bir şey olmadığının da düşünülmesini bilhassa belirtmek istiyorum. Zâten, böyle olsaydı, bugüne kadar, çoktan müze teşekkül edilir/ettirilir ve faaliyet geçirilirdi.
Şu kadarını ifade edeyim ki, kendisinin bilgisine müracaat ettiğim Daire Başkanı Necmi Çamaş Bey, bana, “Samsun Kent Müzesi”nin bugünkü durumuna gelmesi için sekiz seneden beri çalıştıklarını; Türkiye’deki müzelerin hemen hemen hepsini incelediklerini ve elliye yakın üniversite mensubu öğretim üyesiyle de istişârede bulunduklarını ifade etti.

Bu sebeple; elimizde, dededen-nineden, anadan-babadan kalma, millî kültürümüzü alâkadar eden hangi çeşit târihî malzeme varsa, onların böyle bir müzeye hediye edilerek kayıt altına alınmaları, Türk millî kültürünün hâfızasını kuvvetli tutmak ve geliştirmek bakımından mühimdir. Bu; bir çömlek, bir sacayağı, bir bileki, bir kepçe veya kaşık olabileceği gibi;  kültürümüzü, örf ve âdetlerimizi ilgilendiren bir fotograf, bir el yazması (vesîka veya kitap), bir kumaş, bir mutfak âleti v.s. de olabilir.

Şunu söyleyeyim ki, “ Samsun Kent Müzesi” , yeni kurulmasına/tanzim edilmesine rağmen, pek çok müzeye örneklik teşkil edecek durumdadır. Elbette ki, onu, bir Topkapı, bir Etnografya, bir Askerî Müze, bir Türk-İslâm Eserleri Müzesi, bir Mevlâna Müzesi’yle mukayese edecek değiliz. Ancak; bilinmelidir ki, “ Samsun Kent Müzesi” , Samsun’a ve Türkiye’ye yakışan bir müzedir.

Bu müzeyi gezecek olan, her tahsil ve kültür seviyesindeki yerli ve yabancı  gezginler ve kültür âşıkları, burada, - büyük çapta-aradıklarını bulacaklardır. “ Samsun Kent Müzesi”, iki ana ayak/bölüm üzerine inşâ edilmiştir. Biri; târihî ciheti ele almakta; dîğeri ise, sosyo-kültürel cephesiyle Samsun’u takdîm etmektedir. Samsun; bu cihetten “ hâfızasına” kavuşmuştur. Samsun’un, büyük bir kültür ihtiyacı telâfî edilmiştir.  Bununla iktifâ edilmemesi ve herkesin buna omuz vermesi şarttır.

Samsun sofraları, karakazanlardan, havanlara, yayıklardan, çeyiz sandıklarından, semerlere/semercilere, dokuma tezgâhlarından, süpürgecilere, kalaycılara kadar ne isterseniz orada vardır. Eski tarz hesap ve sinema makinelerinden, tütün işleme, kurutma, tavlama ve denkleme tezgâhlarına kadar...Ne ararsanız, hepsi bulunmaktadır!..Yâni; güneşin doğduğu şehir teşhir edilmiş durumdadır! Osmanlı döneminden günümüze kadar kadınlarımızın giyim tarzlarını ifade eden fotograflar ise, bir asırlık panoramayla cezbedicidir.

Nişan, nikâh töreni ve sünnet  düğünlerine dâir çarpıcı görüntüler ile Samsun’u  ilgilendiren, millî oyunlardan s(ı)pora kadar her türlü malzeme, burada mevcuttur. Muhakkaktır ki, zamanla, herkesin de sağlayacağı katkı ile bu “ çekirdek “ daha gelişecek ve genişleyecektir. Meselâ; Türk milleti olarak iftihar kaynaklarımız olan Ord. Prof. Dr. Ali Fuat Başgil’den, Hasan Umur Hoca’dan, cihân pehlivanları Yaşar Doğu’ya , Mustafa Dağıstanlı’ya  ve daha nice kıymetli insanımızdan intikal edebilecek malzemelerin/hâtıra eserlerin, buranın kıymetine bir kat daha kıymet katacağı düşüncesindeyim.   

Bu vesîleyle; Samsun hakkında yazdığım dörtlüklerimden birkaçını da sunmak istiyorum:

SAMSUN-1
Çıkışı, Mustafa Kemâl’in, sâhiline,
Yeni bir kuvvet aşıladı Türk İli’ne!
Mes’ut bir başlangıcı yaşadın da sen,
Kavuştu bu millet en güzel emeline!

SAMSUN-2
Aklınızda bulunsun: Deyin, dosta-ahbaba...
Yazıktır, katılmazsa eğer târih, hesaba!
Mânevî mîmârlarıdır bugünkü Samsun’un
Seyyid Kutbiddîn, Kılıç Dede ve İsâ baba!

SAMSUN-3
Selçuklu Türk’üdür veren, sana, adını;
Sürdürdün asırlardır, gururla hayatını.
Dilerim Rabb’imden, daha nice yıllar,
Görür nesillerimiz, nice saltanatını!

/M.Halistin KUKUL

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder