Samsun'un iklimi değişiyor... Kışlar daha kısa,
yazlar ise uzuyor... Farkında mısınız bilmem ama, eskiden Eylül-Ekim denilince
bardaktan boşalırcasına yağmur yağardı... Puslu, gri bir havası vardı
Samsun'un... Hatta, Londra havası derlerdi... Güneşi az, yağmuru, bulutu
fazla... Bunlar belirgin olarak yaşananlar... Bir de bunun istatistiki verileri
var... Toplam güneş alma miktarı, yağış miktarı gibi... Samsun, küresel iklim
değişiminden kıyı şeridinde yer alan ve dağlık yapısı neticesiyle fazlasıyla
etkilenen bir kent... Hatta, kimi bilim insanları bu gidişin Karadeniz havzası
ülkeleri için olumlu bir skalada devam ettiğini söylüyorlar... Neden mi?
Çünkü Karadeniz İklimi'nin yerini daha ılıman
Akdeniz İklimi'ne yakın yeni bir iklim çeşidi alıyor... Çevrenizde hiç dikkat
ettiniz mi bilmiyorum ama... Özellikle yazlık yerlerde portakal, mandalina ve
limon gibi, Akdeniz ikliminden başka yerde yetişmeyen bitkiler göze çarpmaya
başladı... Fidanlıklarda birkaç sene öncesine kadar bulunmayan turunçgiller ve
diğer ılıman bitkiler, şimdi en ön bölümlerde alıcısını bekliyor... Hem de az
buz değil... Ben bile geçen sene bir mandalina fidanı diktim, bir kaç seneye
kadar meyve verir diye umut ediyorum... Ayrıca, yazın güneşi biraz daha
hissetmeye çalışın mesela...
Daha kavurucu, daha sıcak yıllar geçiriyoruz
geçmişe nazaran... Doğal olarak da, yavaş yavaş bu ılıman iklime biz de ayak
uyduruyoruz... Peki, vücudumuz doğal olarak bu değişime ayak uyduruyor da... Yaşadığımız
kenti bu değişime hazırlayabiliyor muyuz?
İklim değişikliği planları yapıyor muyuz? Bu değişimi kar olarak
hanemize yazdıracak işleri planlıyor muyuz? Yada, ekolojik dengeyi bozmayacak
girişimlerimiz var mı? Samsun'u tıpkı Antalya, Adana, Mersin gibi hem tarımın
hem de tarım yan sanayisinin geliştiği bir il haline getirebilir miyiz?
Seracılık, Samsun'da yeni bir iş kapısı olabilir
mi? Yada, turizm açısından bu değişimi değerlendirebilir miyiz? Denizimiz,
sahilimiz, plajlarımız… Bence, üzerinde bilimsel verileri de ortaya koyarak
düşünülmesi, çalışılması, raporlanması gereken bir süreç bu... Üniversiteden,
sivil toplum kuruluşlarından, yurt dışındaki bilim insanlarından oluşan
ekiplerle toplantılar, sempozyumlar yapılabilir... Yapılmalıdır...
Bu konularda bilimsel çalışma yapmış, hem tarım hem
turizm alanında onlarca değerli bilim insanı var OMÜ'de... Bunlardan bir tanesi
de geçtiğimiz aylarda kaybettiğimiz değerli Hocam Prof. Dr. Sezgin Uzun'du... O'nun
haricinde, değerli çalışmalara imza atmış, Samsun dışına kadar isimleri
duyulmuş, uluslararası projelerde yer almış onlarca isim var... Örneğin, Türkiye’deki
sayılı “cittaslow” yani “sakin şehir” seçilen Ordu’nun Perşembe İlçesi’ndeki
çalışmalara öncülük eden ekip Samsun Ondokuz Mayıs Üniversitesi Turizm ve
Otelcilik Bölümü’nden… Bu anlamda, atılacak her adım çok önemli, en ufak bir
tartışma bile kentin geleceği açısından değerli… Kim bilir, belki bundan 20-30
yıl sonra; Türkiye’nin turizm cenneti olmuş bir kentte, Finike yerine Bafra
portakalı, Anamur yerine Çarşamba muzu, Mersin yerine de Terme limonu tüketiyor
oluruz...
/Miraç ÖZTÜRK
19 Şubat 2014
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder